15 Haziran 2019 Cumartesi

BORÇ İSTEYENE İMKÂNIN DÂHİLİNDE YARDIMINI ESİRGEME!


BORÇ İSTEYENE İMKÂNIN DÂHİLİNDE YARDIMINI ESİRGEME!


٢٤٣١- حَدَّثَنَا عُبَيْدُ اللّٰهِ بْنُ عَبْدِ الْكَر۪يمِ قَالَ: حَدَّثَنَا هِشَامُ بْنُ خَالِدٍ قَالَ: حَدَّثَنَا خَالِدُ بْنُ يَز۪يدَ، ح وحَدَّثَنَا أَبُو حَاتِمٍ قَالَ: حَدَّثَنَا هِشَامُ بْنُ خَالِدٍ قَالَ: حَدَّثَنَا خَالِدُ بْنُ يَز۪يدَ بْنِ أَب۪ي مَالِكٍ، عَنْ أَب۪يهِ، عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ، قَالَ: قَالَ رَسُولُ اللّٰهِ صَلَّى اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: "رَأَيْتُ لَيْلَةَ أُسْرِيَ ب۪ي عَلٰى بَابِ الْجَنَّةِ مَكْتُوبًا: الصَّدَقَةُ بِعَشْرِ أَمْثَالِهَا، وَالْقَرْضُ بِثَمَانِيَةَ عَشَرَ، فَقُلْتُ: يَا جِبْر۪يلُ مَا بَالُ الْقَرْضِ أَفْضَلُ مِنَ الصَّدَقَةِ؟ قَالَ: لِاَنَّ السَّٓائِلَ يَسْأَلُ وَعِنْدَهُ، وَالْمُسْتَقْرِضُ لَا يَسْتَقْرِضُ إِلَّا مِنْ حَاجَةٍ."[1]
2431 --- … “Enes bin Mâlik (r.’a.)’den rivâyet edildiğine gö­re Rasûlüllâh (sallâllâh-ü ‘aleyh-i ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir:

--- “Mi’râc-a çıkarıldığım gece Cennet'in kapısı üzerinde;

“Sadaka kar­şılığı (nda) on misli (sevâb var) dır. Borç karşılığı (nda) da on sekiz misli (sevâb var) dır.” ifâdesinin yazılı olduğunu gördüm. Bunun üzerine Cebrâîl (‘aleyhi’s-selâm)’e:

--- “Borç vermenin sadakadan üstün olmasının hikmeti nedir? diye sordum. Cebrâîl (‘aleyhi’s-selâm) dedi ki:

--- “Çünkü sadaka dilenen kişi (bâzen) yanında (bir şey) bulundu­ğu halde dilenir. Fakat borç isteyen kimse, ancâk ihtiyâçtan dolayı borçlanmak ister.”[2] (Dilenci -çoğu kere- yanında para olduğu hâlde sadaka ister. Borç isteyen ise, ihtiyâcı sebebiyle talebde bulunur.)

Rivâyet olunur ki! II. Abdü’l-Hamîd Hân (rh.’a.) parası olduğu halde devâmlı olarak zâhid ve takvâ sâhibi birisinden borç para alırmış. Borç veren bu zâta bu işlemin (borç almanın) sebebi sorulduğunda şu cevâbı verirmiş.

---- Hünkârımız bir Hadîs-i Şerîf işitmişler. Buna binâen de ara-ara benden borç alır.
٢٤٠٩- حَدَّثَنَا إِبْرَاه۪يمُ بْنُ الْمُنْذِرِ قَالَ: حَدَّثَنَا ابْنُ أَب۪ي فُدَيْكٍ قَالَ: حَدَّثَنَا سَع۪يدُ بْنُ سُفْيَانَ، مَوْلَى الْأَسْلَمِيّ۪ينَ، عَنْ جَعْفَرِ بْنِ مُحَمَّدٍ، عَنْ أَب۪يهِ، عَنْ عَبْدِ اللّٰهِ بْنِ جَعْفَرٍ، قَالَ: قَالَ رَسُولُ اللّٰهِ صَلَّى اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: "إِنَّ اللّٰهَ مَعَ الدَّٓائِنِ حَتّٰى يَقْضِيَ دَيْنَهُ، مَا لَمْ يَكُنْ ف۪يمَا يَكْرَهُ اللّٰهُ" قَالَ: فَكَانَ عَبْدُ اللّٰهِ بْنُ جَعْفَرٍ يَقُولُ لِخَازِنِه۪: "اذْهَبْ فَخُذْ ل۪ي بِدَيْنٍ، فَإِنّ۪ي أَكْرَهُ أَنْ أَب۪يتَ لَيْلَةً إِلَّا وَاللّٰهُ مَعِي، بَعْدَ الَّذ۪ي سَمِعْتُ مِنْ رَسُولِ اللّٰهِ صَلَّى اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ."[3]
2409 --- Abdullâh İbn-i Ca’fer (r.’a.) anlatıyor: Rasûlüllâh (sallellâh-ü ‘aleyh-i ve sellem) buyuruyorlar ki:

--- “Borç -Allâh (-ü Te’âlâ-n)’ın hoşlanmadığı bir şeye âit olmadığı müddetçe-, Allâh-ü Zû’l-Celâl hazretleri, borcunu ödeyinceye kadar borçlu ile birliktedir.”  

Râvî der, ki: Abdullâh İbn-i Ca’fer, vekilharcı[4]-na derki: --- “Git benim için borç al. Zîrâ ben, Rasûlüllâh (sallellâh-ü ‘aleyh-i ve sellem)’den bu Hadîs-i Şerîf’i işittikten sonra, Allâh (-ü Zû’l-Celâl Hz.) ile bir gece geçirmekten hoşlanmam!”[5]


[1] سنن ابن ماجه، كتاب الضدقات (١٥)، باب: القرض (١٩/٥٩)، رقم الحديث:٢٤٣١، ص:٥٦٣.
[2] İbn-i Mâce, Kitâbü’s-Sadakât = Sadakalar Kitâbı (15), Karz (Borç Para Ve Mal Verme Fazîletinin Beyânı) Bâbı (19/59), Hadîs no:2431, s:563.; Câmiu’s-Sağîr 3:518, Hadîs No: 4177.
[3] الكتاب: سنن ابن ماجه: المؤلف: ابن ماجة أبو عبد الله محمد بن يزيد القزويني، وماجة اسم أبيه يزيد (المتوفى: ٢٧٣ هـ)، تحقيق: محمد فؤاد عبد الباقي، الناشر: دار إحياء الكتب العربية - فيصل عيسى البابي الحلبي، عدد الأجزاء: ٢، رقم الحديث: ٢٤٠٩، ص:٢/٨٠٥. (مكتبة الشاملة)
[4] Vekilharcı: Bir konağın alışverişini yapmakla görevli kimse.
[5] İbn-i Mâce, Sünen (2409), Hadîs: 6735.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder