6 Kasım 2020 Cuma

İMAM NEVEVİ RH.A İN VİRDİ ZİKRİ ﻭﺭﺩ ﺍﻹ‌ﻣﺎﻡ ﺍﻟﻨﻮﻭﻱ - رضي الله عنه

 


(( ﻭﺭﺩ ﺍﻹ‌ﻣﺎﻡ ﺍﻟﻨﻮﻭﻱ - رضي الله عنه - ))

ﺑﺴﻢ ﺍﻟﻠﻪ ﺍﻟﺮﺣﻤﻦ ﺍﻟﺮﺣﻴﻢ

ﺑﺴﻢ ﺍﻟﻠﻪ، ﺍﻟﻠﻪ ﺃﻛﺒﺮ، ﺍﻟﻠﻪ ﺃﻛﺒﺮ، ﺍﻟﻠﻪ ﺃﻛﺒﺮ ، ﺃﻗﻮﻝ ﻋﻠﻰ ﻧﻔﺴﻲ ﻭﻋﻠﻰ ﺩﻳﻨﻲ ، ﻭﻋﻠﻰ ﺃﻫﻠﻲ ﻭﻋﻠﻰ ﺃﻭﻻ‌ﺩﻱ ﻭﻋﻠﻰ ﻣﺎﻟﻲ ﻭﻋﻠﻰ ﺃﺻﺤﺎﺑﻲ ﻭﻋﻠﻰ ﺃﺩﻳﺎﻧﻬﻢ ﻭﻋﻠﻰ ﺃﻣﻮﺍﻟﻬﻢ ﺃﻟﻒ ﺑﺴﻢ ﺍﻟﻠﻪ ، ﺍﻟﻠﻪ ﺃﻛﺒﺮ ، ﺍﻟﻠﻪ ﺃﻛﺒﺮ، ﺍﻟﻠﻪ ﺃﻛﺒﺮ، ﺃﻗﻮﻝ ﻋﻠﻰ ﻧﻔﺴﻲ ﻭﻋﻠﻰ ﺩﻳﻨﻲ ، ﻭﻋﻠﻰ ﺃﻫﻠﻲ ﻭﻋﻠﻰ ﺃﻭﻻ‌ﺩﻱ ﻭﻋﻠﻰ ﻣﺎﻟﻲ ﻭﻋﻠﻰ ﺃﺻﺤﺎﺑﻲ ﻭﻋﻠﻰ ﺃﺩﻳﺎﻧﻬﻢ ﻭﻋﻠﻰ ﺃﻣﻮﺍﻟﻬﻢ ﺃﻟﻒَ ﺃﻟﻒ  ﺑﺴﻢ ﺍﻟﻠﻪ ، ﺍﻟﻠﻪ ﺃﻛﺒﺮ ، ﺍﻟﻠﻪ ﺃﻛﺒﺮ ، ﺍﻟﻠﻪ ﺃﻛﺒﺮ ، ﺃﻗﻮﻝ ﻋﻠﻰ ﻧﻔﺴﻲ ﻭﻋﻠﻰ ﺩﻳﻨﻲ ، ﻭﻋﻠﻰ ﺃﻫﻠﻲ ﻭﻋﻠﻰ ﺃﻭﻻ‌ﺩﻱ ﻭﻋﻠﻰ ﻣﺎﻟﻲ ﻭﻋﻠﻰ ﺃﺻﺤﺎﺑﻲ ﻭﻋﻠﻰ ﺃﺩﻳﺎﻧﻬﻢ ﻭﻋﻠﻰ ﺃﻣﻮﺍﻟﻬﻢ ﺃﻟﻒَ ﺃﻟﻒَ ﻻ‌ ﺣﻮﻝ ﻭﻻ‌ ﻗﻮﺓ ﺇﻟّﺎ ﺑﺎﻟﻠﻪ ﺍﻟﻌﻠﻲ ﺍﻟﻌﻈﻴﻢ .  ﺑﺴﻢ ﺍﻟﻠﻪ ﻭﺑﺎﻟﻠﻪ ﻭﻣﻦ ﺍﻟﻠﻪ ﻭﺇﻟﻰ ﺍﻟﻠﻪ ﻭﻋﻠﻰ ﺍﻟﻠﻪ ﻭﻓﻲ ﺍﻟﻠﻪ ﻭﻻ‌ ﺣﻮﻝ ﻭﻻ‌ ﻗﻮﺓ ﺇﻟّﺎ ﺑﺎﻟﻠﻪ ﺍﻟﻌﻠﻲ ﺍﻟﻌﻈﻴﻢ. -  ﺑﺴﻢ ﺍﻟﻠﻪ ﻋﻠﻰ ﺩﻳﻨﻲ ﻭﻋﻠﻰ ﻧﻔﺴﻲ ﻭﻋﻠﻰ ﺃﻭﻻ‌ﺩﻱ ﺑﺴﻢ ﺍﻟﻠﻪ ﻋﻠﻰ ﻣﺎﻟﻲ ﻭﻋﻠﻰ ﺃﻫﻠﻲ ، ﺑﺴﻢ ﺍﻟﻠﻪ ﻋﻠﻰ ﻛﻞّ ﺷﻲﺀ  ﺃﻋﻄﺎﻧﻴﻪ ﺭﺑّﻲ ، ﺑﺴﻢ ﺍﻟﻠﻪ ﺭﺏّ ﺍﻟﺴﻤﻮﺍﺕ ﺍﻟﺴﺒﻊ ﻭﺭﺏّ ﺍﻷ‌ﺭﺿﻴﻦ ﺍﻟﺴﺒﻊ ﻭﺭﺏّ ﺍﻟﻌﺮﺵ ﺍﻟﻌﻈﻴﻢ .- ﺑﺴﻢ ﺍﻟﻠﻪ ﺍﻟﺬﻱ ﻻ‌ ﻳﻀﺮّ ﻣﻊ ﺍﺳﻤﻪ ﺷﻲﺀ ﻓﻲ ﺍﻷ‌ﺭﺽ ﻭﻻ‌ ﻓﻲ ﺍﻟﺴﻤﺎﺀ ﻭﻫﻮ ﺍﻟﺴﻤﻴﻊ ﺍﻟﻌﻠﻴﻢ ) ﺛﻼ‌ﺛﺎ ) .- ﺑﺴﻢ ﺍﻟﻠﻪ ﺧﻴﺮ ﺍﻷ‌ﺳﻤﺎﺀ ﻓﻲ ﺍﻷ‌ﺭﺽ ﻭﻓﻲ ﺍﻟﺴﻤﺎﺀ ، ﺑﺴﻢ ﺍﻟﻠﻪ ﺍﻓﺘﺘﺢ ﻭﺑﻪ ﺃﺧﺘﺘﻢ ، ﺍﻟﻠﻪ ﺍﻟﻠﻪ ﺍﻟﻠﻪ . ﺍﻟﻠﻪ ﺭﺑﻲ ﻻ‌ ﺃﺷﺮﻙ ﺑﻪ ﺷﻴﺌﺎً، ﺍﻟﻠﻪ ﺍﻟﻠﻪ ﺍﻟﻠﻪ . ﺍﻟﻠﻪ ﺭﺑﻲ ﻻ‌ ﺇﻟﻪ ﺇﻻ‌ ﺍﻟﻠﻪ ، ﺍﻟﻠﻪ ﺃﻋﺰ ﻭﺃﺟﻞ ﻭﺃﻛﺒﺮ ﻣﻤّﺎ ﺃﺧﺎﻑ ﻭﺃﺣﺬﺭ. - ﺑﻚ ﺍﻟﻠﻬﻢ ﺃﻋﻮﺫ ﻣﻦ ﺷﺮّ ﻧﻔﺴﻲ ﻭﻣﻦ ﺷﺮّ ﻏﻴﺮﻱ ﻭﻣﻦ ﺷﺮّ ﻣﺎ ﺧﻠﻖ ﺭﺑّﻲ ﻭﺫﺭﺃ ﻭﺑﺮﺃ ﻭﺑﻚ ﺍﻟﻠﻬﻢ ﺃﺣﺘﺮﺯ ﻣﻨﻬﻢ ، ﻭﺑﻚ ﺍﻟﻠﻬﻢ ﺃﻋﻮﺫ ﻣﻦ ﺷﺮﻭﺭﻫﻢ . ﻭﺑﻚ ﺍﻟﻠﻬﻢ ﺃﺩﺭﺃ ﻓﻲ ﻧﺤﻮﺭﻫﻢ ﻭ ﺃﻗﺪّﻡ ﺑﻴﻦ ﻳﺪﻱّ ﻭﺃﻳﺪﻳﻬﻢ. - ﺑﺴﻢ ﺍﻟﻠﻪ ﺍﻟﺮﺣﻤﻦ ﺍﻟﺮﺣﻴﻢ " ﻗﻞ ﻫﻮ ﺍﻟﻠﻪ ﺃﺣﺪ ، ﺍﻟﻠﻪ ﺍﻟﺼﻤﺪ ، ﻟﻢ ﻳﻠﺪ ﻭﻟﻢ ﻳﻮﻟﺪ ، ﻭﻟﻢ ﻳﻜﻦ ﻟﻪ ﻛﻔﻮﺍً ﺃﺣﺪ ". ( ﺛﻼ‌ﺛﺎ )   ﻭﻣﺜﻞ ﺫﻟﻚ ﻋﻦ ﻳﻤﻴﻨﻲ ﻭﺃﻳﻤﺎﻧﻬﻢ ﻭﻣﺜﻞ ﺫﻟﻚ ﻋﻦ ﺷﻤﺎﻟﻲ ﻭﻋﻦ ﺷﻤﺎﺋﻠﻬﻢ ، ﻭﻣﺜﻞ ﺫﻟﻚ ﻋﻦ ﺃﻣﺎﻣﻲ ﻭﺃﻣﺎﻣﻬﻢ ، ﻭ ﻣﺜﻞ ﺫﻟﻚ ﻋﻦ ﺧﻠﻔﻲ ﻭﻣﻦ ﺧﻠﻔﻬﻢ ، ﻭﻣﺜﻞ ﺫﻟﻚ ﻣﻦ ﻓﻮﻗﻲ ﻭﻣﻦ ﻓﻮﻗﻬﻢ ، ﻭﻣﺜﻞ ﺫﻟﻚ ﻣﻦ ﺗﺤﺘﻲ ﻭﻣﻦ ﺗﺤﺘﻬﻢ ، ﻭﻣﺜﻞ ﺫﻟﻚ ﻣﺤﻴﻂ ﺑﻲ ﻭﺑﻬﻢ. -  ﺍﻟﻠﻬﻢ ﺇﻧﻲ ﺃﺳﺄﻟﻚ ﻟﻲ ﻭﻟﻬﻢ ﻣﻦ ﺧﻴﺮﻙ ﺑﺨﻴﺮﻙ ﺍﻟﺬﻱ ﻻ‌ ﻳﻤﻠﻜﻪ ﻏﻴﺮﻙ ، ﺍﻟﻠﻬﻢ ﺍﺟﻌﻠﻨﻲ ﻭﺇﻳﺎﻫﻢ ﻓﻲ ﻋﺒﺎﺩﻙ ﻭﻋﻴﺎﺫﻙ ﻭ ﺟﻮﺍﺭﻙ ﻭﺃﻣﺎﻧﻚ ﻭﺣﺰﺑﻚ ﻭﺣﺮﺯﻙ ﻭﻛﻨﻔﻚ ، ﻭﻣﻦ ﺷﺮ كل ﺷﻴﻄﺎﻥ ﻭﺳﻠﻄﺎﻥ ﻭﺇﻧﺲ ﻭﺟﺎﻥ ﻭﺑﺎﻍ ﻭﺣﺎﺳﺪ ﻭﺳﺒﻊ ﻭ ﺣﻴﺔ ﻭﻋﻘﺮﺏ ، ﻭﻣﻦ ﺷﺮ ﻛﻞ ﺩﺍﺑﺔ ﺃﻧﺖ ﺁﺧﺬ ﺑﻨﺎﺻﻴﺘﻬﺎ ﺇﻥّ ﺭﺑﻲ ﻋﻠﻰ ﺻﺮﺍﻁ ﻣﺴﺘﻘﻴﻢ. - ﺣﺴﺒﻲ ﺍﻟﺮﺏ ﻣﻦ ﺍﻟﻤﺮﺑﻮﺑﻴﻦ ، ﺣﺴﺒﻲ ﺍﻟﺨﺎﻟﻖ ﻣﻦ ﺍﻟﻤﺨﻠﻮﻗﻴﻦ ، ﺣﺴﺒﻲ ﺍﻟﺮﺍﺯﻕ ﻣﻦ ﺍﻟﻤﺮﺯﻭﻗﻴﻦ ، ﺣﺴﺒﻲ ﺍﻟﺴﺎﺗﺮ ﻣﻦ ﺍﻟﻤﺴﺘﻮﺭﻳﻦ ، ﺣﺴﺒﻲ ﺍﻟﻨﺎﺻﺮ ﻣﻦ ﺍﻟﻤﻨﺼﻮﺭﻳﻦ ، ﺣﺴﺒﻲ ﺍﻟﻘﺎﻫﺮ ﻣﻦ ﺍﻟﻤﻘﻬﻮﺭﻳﻦ ، ﺣﺴﺒﻲ ﺍﻟﺬﻱ ﻫﻮ ﺣﺴﺒﻲ ، ﺣﺴﺒﻲ ﻣﻦ  ﻟﻢ ﻳﺰﻝ ﺣﺴﺒﻲ ، ﺣﺴﺒﻲ ﺍﻟﻠﻪ ﻭﻧﻌﻢ ﺍﻟﻮﻛﻴﻞ ، ﺣﺴﺒﻲ ﺍﻟﻠﻪ ﻣﻦ ﺟﻤﻴﻊ ﺧﻠﻘﻪ. (( ﺇﻥّ ﻭﻟﻴﻲّ ﺍﻟﻠﻪ ﺍﻟﺬﻱ ﻧﺰّﻝ ﺍﻟﻜﺘﺎﺏ ﻭﻫﻮ ﻳﺘﻮﻟﻰ ﺍﻟﺼﺎﻟﺤﻴﻦ)) - ((ﻭﺇﺫﺍ ﻗﺮﺃﺕ ﺍﻟﻘﺮﺁﻥ ﺟﻌﻠﻨﺎ ﺑﻴﻨﻚ ﻭﺑﻴﻦ ﺍﻟﺬﻳﻦ ﻻ‌ﻳﺆﻣﻨﻮﻥ ﺑﺎﻵ‌ﺧﺮﺓ ﺣﺠﺎﺑﺎً ﻣﺴﺘﻮﺭﺍ ))  - (( ﻭﺟﻌﻠﻨﺎ ﻋﻠﻰ ﻗﻠﻮﺑﻬﻢ ﺃﻛﻨﺔً ﺃﻥ ﻳﻔﻘﻬﻮﻩ ﻭﻓﻲ ﺁﺫﺍﻧﻬﻢ ﻭﻗﺮﺍ )) - (( واﺫﺍ ﺫﻛﺮﺕ ﺭﺑﻚ ﻓﻲ ﺍﻟﻘﺮﺁﻥ ﻭﺣﺪﻩ ﻭﻟّﻮﺍ ﻋﻠﻰ ﺃﺩﺑﺎﺭﻫﻢ ﻧﻔﻮﺭﺍ )) - (( ﻓﺈﻥ ﺗﻮﻟّﻮﺍ ﻓﻘﻞ ﺣﺴﺒﻲ ﺍﻟﻠﻪ ﻻ‌ ﺇﻟﻪ ﺇﻻ‌ ﻫﻮ ﻋﻠﻴﻪ ﺗﻮﻛﻠﺖ ﻭﻫﻮ ﺭﺏ ﺍﻟﻌﺮﺵ ﺍﻟﻌﻈﻴﻢ))  ( ﺳﺒﻌﺎ )  - ﻻ‌ ﺣﻮﻝ ﻭﻻ‌ ﻗﻮﺓ ﺇﻻ‌ ﺑﺎﻟﻠﻪ ﺍﻟﻌﻠﻲ ﺍﻟﻌﻈﻴﻢ ( ﺛﻼ‌ﺛﺎ( ﻭﺻﻠًَﻰ ﺍﻟﻠﻪ ﻋﻠﻰ ﺳﻴﺪﻧﺎ ﻣﺤﻤﺪ ﻭﻋﻠﻰ ﺁﻟﻪ ﻭﺻﺤﺒﻪ ﻭﺳﻠﻢ. -  ﺧﺒّﺄﺕ ﻧﻔﺴﻲ ﻓﻲ ﺧﺰﺍﺋﻦ ﺑﺴﻢ ﺍﻟﻠﻪ ، ﺃﻗﻔﺎﻟﻬﺎ ﺛﻘﺘﻲ ﺑﺎﻟﻠﻪ ، ﻣﻔﺎﺗﻴﺤﻬﺎ ﻻ‌ ﻗﻮﺓ ﺇﻻ‌ ﺑﺎﻟﻠﻪ ، ﺃﺩﺍﻓﻊ ﺑﻚ ﺍﻟﻠﻬﻢ ﻋﻦ ﻧﻔﺴﻲ ﻣﺎ ﺃُﻃﻴﻖُ ﻭﻣﺎ ﻻ‌ ﺃُﻃﻴﻖ ، ﻻ‌ ﻃﺎﻗﺔ ﻟﻤﺨﻠﻮﻕ ﻣﻊ ﻗﺪﺭﺓ ﺍﻟﺨﺎﻟﻖ.  -  ﺣﺴﺒﻲ ﺍﻟﻠﻪ ﻭﻧﻌﻢ ﺍﻟﻮﻛﻴﻞ ﻭﻻ‌ ﺣﻮﻝ ﻭﻻ‌ﻗﻮﺓ ﺇﻻ‌ ﺑﺎﻟﻠﻪ ﺍﻟﻌﻠﻲ ﺍﻟﻌﻈﻴﻢ . ﻭﺻﻠﻰ ﺍﻟﻠﻪ ﻋﻠﻰ ﺳﻴﺪﻧﺎ ﻣﺤﻤﺪ ﻭﻋﻠﻰ ﺁﻟﻪ ﻭﺻﺤﺒﻪ ﻭﺳﻠﻢ . ﻭﺍﻟﺤﻤﺪ ﻟﻠﻪ ﺭﺏ ﺍﻟﻌﺎﻟﻤﻴﻦ

--------------------------------------

ورد الإمام النووي بالصوت و الصورة



MEALİ

Rahman ve Rahîm Allah’ın adıyla

Bismillahi “Allahuekber. (3 defa)” Nefsim, dinim, ailem, evladım, malım, arkadaşlarım ve onların din ü diyanetleri ve malları üzerine bin kez Bismillahi “Allahuekber. (3 defa)” Nefsim, dinim, ailem, evladım, malım, arkadaşlarım, onların din ü diyanetleri ve malları üzerine binler ve binler kez Bismillahi “Allahuekber. (3 defa)” Nefsim, dinim, ailem, evladım, malım, arkadaşlarım, onların din ü diyanetleri ve malları üzerine binler ve binler ve binler kez “lâ havle velâ kuvvete illâ billahilaliyyilazîm.” Allah’ın ismiyle başlar, O’nun lütfuna iltica eder, her hayrı O’ndan bekler, azabından yine O’na sığınır, O’na dayanır, ne yaparsam O’nun için yapmaya çalışır ve gerçek güç ve kuvvetin sadece O Yüceler Yücesi’ne ait olduğunu ikrar ve itiraf ederim. Dinimi Allah için yaşar, nefsimi Allah’a vakfeder, evlâdımı O’nun yolunda yetiştirmeye çalışırım. Yine malımı Allah için infak eder, aileme O’nun bir emaneti nazarıyla bakarım. Rabbimin bana verdiği her şeyi de, O nasıl kullanmamı isterse öyle kullanır, hepsine Allah’ın ismiyle teveccüh ederim. Yedi kat semanın Rabbi, yedi kat arzın Rabbi ve Arş-ı Azîm’in Rabbi olan Allah’ın ismiyle…

En büyük ve en yüce olan Allah’ın ismiyle. “Yüce ismi anılınca ne yerde ne de gökte hiçbir şeyin zarar veremeyeceği Allah’ın ismiyle ki, O Semî’ ve Alîm’dir. (3 defa)” Arzda ve semada en güzel, en hayırlı olan Allah’ın ismiyle. Allah’ın ismiyle başlar, O’nun ismiyle sonlandırırım. “Allah celle celâluhû. (3 defa)” O benim yegâne Rabbim; ben O’na açık-gizli hiçbir şeyi şirk koşacak değilim. “Allah celle celâluhû. (3 defa)” Benim Rabbim, Kendisinden başka hiçbir ilah olmayan Allah’tır. O’nun kudreti benim korkup çekindiğim her şeyden daha büyük ve daha başdöndürücüdür.

Sana sığınırım Allahım, nefsimin şerrinden, başkalarının şerrinden ve Senin yaratıp kâinatın dört bir tarafına serpiştirdiğin mahlûkatının şerrinden. Senin korumana dehalet ederim onların hepsinden. Sana iltica ederim hepsinin kötülüklerinden. Onların zararlarını Senin inayetinle engeller, şerlerinden Senin sıyanetinle emin olurum. Zarar vermek isteyenlerin bana uzanan elleriyle kendi arama Senin yüce beyanını koyar ve şöyle derim: Rahman ve Rahîm Allah’ın adıyla. “De ki, O, Allah’tır, gerçek ilahtır ve birdir. Allah Samed’dir. Ne doğurmuş, ne de doğurulmuştur. Ne de herhangi bir şey O’na denktir. (3 defa)” Sağımdan, solumdan, önümden, arkamdan, üstümden, altımdan ve bütün çevremden verebilecekleri zararlara karşı da aynı tedbiri alır, Senin Vâhidiyet ve Samedâniyetine sığınırım.

Allahım! Kendim ve bütün o varlık için sadece Senin elinde bulunan hayırlardan diliyorum.

Allahım! Beni ve diğer mahlûkatını sevdiğin kullar içerisine al. Bizi koru.. bizi gözet.. bizi yakınlığınla sevindir.. içimize emniyet sal ve bizi güven içerisinde tut.. bizi muhafaza buyur.. bizi başkalarıyla değil Seninle, Senin yanında olanlarla eyle ve bütün insî ve cinnî şeytanların, haddini aşanların, hasetçilerin, yırtıcı hayvanların, yılan ve akreplerin ve “perçemlerini elinde tuttuğu”n bütün canlıların verebileceği zararlara karşı her zaman bizi koruyup kolla. “Yolun Rabbime ait olanı doğrudur.

Rubûbiyeti altında bulunanların zarar ve kötülüklerine karşı Rabbim bana yeter. Yarattıklarının şerlerine karşı Hâlıkım bana yeter. Verdiği rızıkla hayatlarını devam ettirenlerden gelebilecek tehlikelere karşı Râzıkım bana yeter. Setredilmeye muhtaç varlıkların kötülüklerine karşı Sâtir olan Allah bana yeter. Yaratılışları itibariyle yardıma muhtaç olan varlıkların zararlarına karşı Nâsır olan Mevlâm bana yeter. Kahr u cebr altında yaşayan mahlûkata karşı Kâhir olan Allah bana yeter. Her zaman yardımıyla bana kâfî gelen O En Yüce Zât bana yeter. Ezelde bana yeten O Ezel Sultanı her zaman bana yeter. Allah bana yeter; o ne güzel Vekîldir! Bütün mahlûkatına karşı Allah bana kâfî ve vâfîdir. “Benim Mevlâm, o kitabı indiren Allah’tır ve O bütün salih kulların koruyucusudur.” “Sen Kur’ân okuduğun zaman, seninle âhirete inanmayanlar arasına görünmez bir perde çekeriz. Ve kalblerinin üzerine onu iyi anlamalarına mâni kılıflar geçirir, kulaklarına da ağırlıklar koyarız. Sen Kur’ân’da Rabbini tek olarak andığın zaman, onlar nefretle arkalarını dönüp giderler.” “Allah bana yeter. O’ndan başka ilah yoktur. O’na tevekkül ettim. O, Arş-ı Azîm’in Rabbidir.” “Havl ve kuvvet, yalnız Aliyy ü Azîm Allah’a aittir ve O’nun lütfu iledir. (3 defa)”

Nefsimi “Bismillahirrahmanirrahîm” mahzenine gizledim. O mahzenin kilitleri Allah’a olan nihaî tevekkülüm, anahtarları da, gerçek havl ve kuvvetin yalnız Allah’a ait olduğu hakikatine yürekten inancımdır.

Allahım! Kendime gelecek bütün zararları, güç yetirebileceklerimi, yetiremeyeceklerimi her zaman ve yalnız Senin inayetinle defedebilirim. Zira Hâlik’ın kudretinin yanında mahlûkun kudretinden söz edilemez. “Allah bana yeter; O ne güzel vekildir! (7 defa)” Hakikî havl ve kuvvet sadece ululuk ve azamet tahtının biricik sultanı olan Allah’a aittir. Salât ü selâm da Efendimiz Hazreti Muhammed’e, tertemiz ehline ve her biri iyilik ve keremde birer yıldız olan ashâbı üzerinedir. Salât ve selâm olsun O, İnsanlığın İftihar Tablosu’na, ehl-i beytine ve ashâb-ı güzinine.

https://medium.com/@Okuyorum/i%CC%87mam-nevev%C3%AE-hazretlerinin-hizb%C3%BCl-h%C4%B1fz-%C4%B1-d38dca432806










HAFIZLAR İÇİN AYET FÂTIR 32 --- KIRMIZI KISIM ‘HÂFIZLAR’ İÇİN TEFSİR EDİLMİŞTİR. --- HZ. PEY. MEDİNEDE İLK VAAZI

 

﴿ ثُمَّ اَوْرَثْنَا الْكِتَابَ الَّذ۪ينَ اصْطَفَيْنَا مِنْ عِبَادِنَاۚ فَمِنْهُمْ ظَالِمٌ لِنَفْسِه۪ۚ وَمِنْهُمْ مُقْتَصِدٌۚ وَمِنْهُمْ سَابِقٌ بِالْخَيْرَاتِ بِـاِذْنِ اللّٰهِۜ ذٰلِكَ هُوَ الْفَضْلُ الْكَب۪يرُۜ ﴿٣٢﴾[سورة فَاطِرٍ:٣٥/٣٢]

(Habîbim! Senden) sonra o kitâba, kullarımız arasından seçmiş olduğumuz (sahâbe- i kirâmı ve kıyâmete kadar gelecek ümmet- i Mu hammed’i, özellikle de) o (âlim) kişileri vâris kıldık. Artık onların içerisinden (Kurân`ı Ke rîm’le amel etme konusunda gevşeklik yaparak) kendi nefsine zulmeden vardır. Onlardan kimi (iyi ve kötü amelleri birbirine karıştırsa da ekseriyetle iyi amele muvaffak olup) orta yollu gidicidir, onlardan bir kısmı da, Allâh’ın izni (ve kolaylaştırması) ile (yapılmış) olan hayırlar (ı) sebebiyle (sevâb ve cennete doğru) öne geçicidir. İşte ancak bu (Kur’ân-ı Kerîm’e vâris kılınmak), pek büyük bir lütfun tâ kendisidir!”

“Sonra biz, o kitâbı kullarımızdan seçtiğimiz kimselere (Muhammed’in ümmetine) mîrâs olarak verdik. Onlardan kendine zulmedenler vardır. Onlardan ortada olanlar vardır. Yine onlardan Allâh’ın izniyle hayırlı işlerde öne geçenler vardır. İşte bu büyük lütuftur.” (Fâtır Sûresi, 35/32.)

(KIRMIZI KISIM ‘HÂFIZLAR’ İÇİN 

TEFSİR EDİLMİŞTİR.)

--- Nitekim Kur’ân ehli olan bir kişi; hayırlarda öne geçmişse, cennete de hesapsız olarak en önce girecektir. Sevâbı günâhı denk gelecek şekilde orta giden kişi; Rasûlûllâh (sallâllâhu ‘aleyh-i ve sellem)`in ve Kur’ân’ın şefâatiyle cennete girecek ve kolay bir muhâsebeye tâbî tutulacaktır. Günâhları ağır basan kimselerse; kurtuluştan ümîd kesecek derecede ağır muhâsebelerin ardından, kendilerine erişen İlâhî rahmetle cennete dâhil olacaklardır! --- (Kur’ân-ı Mecîd aynı yÂyet-i Kerîme) Ş.g.


HZ. PEY. MEDİNEDE İLK VAAZI
٢٤٨٥-
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ، قَالَ: حَدَّثَنَا عَبْدُ الوَهَّابِ الثَّقَفِيُّ، وَمُحَمَّدُ بْنُ جَعْفَرٍ، وَابْنُ أَبِي عَدِيٍّ، وَيَحْيَى بْنُ سَعِيدٍ، عَنْ عَوْفِ بْنِ أَبِي جَمِيلَةَ الأَعْرَابِيِّ، عَنْ زُرَارَةَ بْنِ أَوْفَى، عَنْ عَبْدِ اللهِ بْنِ سَلاَمٍ، قَالَ: لَمَّا قَدِمَ رَسُولُ اللهِ ﷺ الْمَدِينَةَ انْجَفَلَ النَّاسُ إِلَيْهِ، وَقِيلَ: قَدِمَ رَسُولُ اللهِ ﷺ، فَجِئْتُ فِي النَّاسِ لأَنْظُرَ إِلَيْهِ، فَلَمَّا اسْتَبَنْتُ وَجْهَ رَسُولِ اللهِ ﷺ عَرَفْتُ أَنَّ وَجْهَهُ لَيْسَ بِوَجْهِ كَذَّابٍ وَكَانَ أَوَّلُ شَيْءٍ تَكَلَّمَ بِهِ أَنْ قَالَ:
"يَا أَيُّهَا النَّاسُ، أَفْشُوا السَّلاَمَ، وَأَطْعِمُوا الطَّعَامَ، وَصَلُّوا وَالنَّاسُ نِيَامٌ تَدْخُلُونَ الجَنَّةَ بِسَلاَمٍ."
هَذَا حَدِيثٌ صَحِيحٌ. الكتاب: الجامع الكبير - سنن الترمذ، كتاب صفة القيامة (٣٤)، باب (٤٢)، رقم الحديث:٢٤٨٥، ص:٤٠٥.
2485 --- Abdullâh b. Selâm (r.’a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir; Rasûlüllâh (sallellâh-ü ‘aleyh-i ve sellem), Medîne (-i Münevvere)’ye geldiklerinde insanlar ona doğru koşuştular. Rasûlüllâh (sallellâh-ü ‘aleyh-i ve sellem) geldi… Rasûlüllâh (sallellâh-ü ‘aleyh-i ve sellem) geldi… Rasûlüllâh (sallellâh-ü ‘aleyh-i ve sellem) geldi… Denildi. O’nu görmek için ben de halkın arasına katıldım. O’nun yüzünü gördüğüm an onun yalancı bir kimse olmadığını bildim. Konuştuğu ilk söz şöyle olmuştu:
 
--- “Ey İnsanlar!
 
1.       Selâm'ı aranızda yaygınlaştırınız,
2.       Yemek yediriniz,
3.       İnsanlar uykuda iken namaz kılınız ki,
         ---  Selâmetle Cennete giresiniz.”

 

(Tirmizî, Kıyâmetin Özellikleri Ve İncelikler (34), Rasûlüllâh (sallellâh-ü ‘aleyh-i ve sellem), Medîne (-i Münevvere)’ye Geldiğinde İlk Olarak Ne Söylemişti? (42), Hadîs no: 2485, sh.:405; İbn Mâce, Etıme: 1; Dârimî, Salat: 156)