2 Kasım 2014 Pazar

'ÂŞÛRÂ GÜNÜNDE VUKÛ’ BULAN OLAYLAR


'ÂŞÛRÂ GÜNÜNDE VUKÛ’ BULAN OLAYLAR

(1)                 Allâh’ın, Âdem –aleyhi’s-selâm-ın tevbesini bu günde kabul ettiği ve Âdem –aleyhi’s-selâm-in bu günde ‘Safiyyüllâh’ olduğu,

(2)                 İdris –aleyhi’s-selâm-ın yûce bir mekâna bu günde ref olunduğu,

(3)                 Nuh –aleyhi’s-selâm-u gemiden bu günde çıkardığı,

(4)                 İbrâhîm –aleyhi’s-selâm-i ateşten bu günde kurtardığı,

(5)                 Tevrat’ı Musa –aleyhi’s-selâm-a bu günde indirdiği,

(6)                 Yûsuf –aleyhi’s-selâm-u zindandan bu günde kurtardığı,

(7)                 Ya’kûb –aleyhi’s-selâm-un gözlerinin bu günde iâde olunduğu,

(8)                 Eyyûb –aleyhi’s-selâm-un bu günde şifâya kavuşduğu,

(9)                 Yûnüs –aleyhi’s-selâm-un balığın karnından bu günde kurtulduğu,

(10)              Kızıldeniz’in Benî İsrâîl’e bu günde yarılıp geçtikleri ve kurtuldukları,

(11)              Dâvûd –aleyhi’s-selâm-ın bu günde mağfiret olunduğu,

(12)              Süleyman –aleyhi’s-selâm-a bu günde mülk ve saltanat verildiği,

(13)              Muhammed -aleyhi’s-salâtü ve’s-selâm-ın geçmiş ve gelecek günâhlarının bu günde mağfiret olunduğu rivâyet olunur.

(14)              Dünyânın yaradılmağa ilk başlandığı,

(15)              Yeryüzüne yağmurun ilk yağdığı gün âşûra günüdür, diye de rivâyet olunmuştur.

Er-Ravzu’l-Fâık kitabında şu kıssa anlatılır:

 

Bir vakit Basra’da servet sahibi bir adam vardı. Her senenin âşûra gününde müslüman kardeşlerini evine toplar, sabaha kadar Kur’ân okuyarak okutarak geceyi ihya ederler, nerde fakîr ve yoksul, kimsesiz varsa buldurur, hepsine tasaddukda bulunur, dul ve yetimlere ikrâmda bulunur, elinden gelen hayrı fazlasıyla yapardı. Evinin bitişiğinde bir komşusu bulunuyordu ve komşusunun hem anası, hem de kızı senelerden beri yürüyemez vaziyette idiler. Kız, babasına sordu:

 

--- Babacığım bu gün nedir? Komşumuz herkesi evine toplayıp bu geceyi Kur’ân ve zikirle ihya ediyor?

 

Babası: --- Yavrucuğum, bu gün âşûra günüdür, Allâh katında bu günün hürmeti büyüktür, ayrıca çok da faziletleri vardır, dedi.

 

Sonra uykuya vardılar. Fakat kız çocuğunun gözüne uyku girmiyordu. Sanki nefesi kesilmiş bir halde huşû’ ve haşyet ile Kur’ân’ı ve zikrullah’ı dinliyordu. Kur’ân’ın hatim duâsını yapdıkları vakit, yüzünü semâya doğru çevirdi ve Allâh’a niyâz ederek:

 

--- Ey Mevlâm! Bu gecenin senin indindeki hürmeti hakkı için, senin rızânı kazanmak için bu gece Kur’ân’ını okumak için uyumamış kulların hürmeti için beni şu hâlimden kurtar, kalbimin kırıklığını sar! dedi.

 

Daha sözünü bitirmemişdi, o anda afiyet bularak bütün ağrı ve sancılarından kurtularak kalkıp doğruldu. Sabahleyin bu hâli görünce şaşıp kalan babası:

 

--- Kızım bu nasıl oldu? diye sordu.

 

O da: --- Babacığım, bu gün ile Allâh’a tevessül ettim. O da ânında bana sıhhatimi ihsan etti, dedi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder