KABİR AZÂBI HAKÎKATİ VE MÜNKER NEKİR
١٠٧١- حَدَّثَنَا
أَبُو سَلَمَةَ يَحْيَى بْنُ خَلَفٍ قَالَ: حَدَّثَنَا بِشْرُ بْنُ المُفَضَّلِ،
عَنْ عَبْدِ الرَّحْمٰنِ بْنِ إِسْحَاقَ، عَنْ سَع۪يدِ بْنِ أَب۪ي سَع۪يدٍ
الْمَقْبُرِيِّ، عَنْ أَب۪ي هُرَيْرَةَ قَالَ: قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى
اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: "إِذَا قُبِرَ الْمَيِّتُ - أَوْ قَالَ:
أَحَدُكُمْ - أَتَاهُ مَلَكَانِ أَسْوَدَانِ أَزْرَقَانِ، يُقَالُ لِاَحَدِهِمَا:
الْمُنْكَرُ، وَلِلْاٰخَرِ: النَّك۪يرُ، فَيَقُولَانِ: مَا كُنْتَ تَقُولُ ف۪ي
هٰذَا الرَّجُلِ؟ فَيَقُولُ: مَا كَانَ يَقُولُ: هُوَ عَبْدُ اللّٰهِ وَرَسُولُهُ،
أَشْهَدُ أَنْ لٰٓا إِلٰهَ إِلَّا اللّٰهُ، وَأَنَّ مُحَمَّدًا عَبْدُهُ
وَرَسُولُهُ، فَيَقُولَانِ: قَدْ كُنَّا نَعْلَمُ أَنَّكَ تَقُولُ هٰذَا، ثُمَّ
يُفْسَحُ لَهُ ف۪ي قَبْرِه۪ سَبْعُونَ ذِرَاعًا ف۪ي سَبْع۪ينَ، ثُمَّ يُنَوَّرُ
لَهُ ف۪يهِ، ثُمَّ يُقَالُ لَهُ، نَمْ، فَيَقُولُ: أَرْجِعُ إِلٰٓى أَهْل۪ي
فَأُخْبِرُهُمْ، فَيَقُولَانِ: نَمْ كَنَوْمَةِ الْعَرُوسِ الَّذ۪ي لَا يُوقِظُهُ
إِلَّا أَحَبُّ أَهْلِه۪ إِلَيْهِ، حَتّٰى يَبْعَثَهُ اللّٰهُ مِنْ مَضْجَعِه۪
ذٰلِكَ، وَإِنْ كَانَ مُنَافِقًا قَالَ: سَمِعْتُ النَّاسَ يَقُولُونَ، فَقُلْتُ
مِثْلَهُ، لٰٓا أَدْر۪ي، فَيَقُولَانِ: قَدْ كُنَّا نَعْلَمُ أَنَّكَ تَقُولُ
ذٰلِكَ، فَيُقَالُ لِلاَرْضِ: الْتَئِم۪ي عَلَيْهِ، فَتَلْتَئِمُ عَلَيْهِ،
فَتَخْتَلِفُ ف۪يهَا أَضْلَاعُهُ، فَلَا يَزَالُ ف۪يهَا مُعَذَّبًا حَتّٰى يَبْعَثَهُ
اللّٰهُ مِنْ مَضْجَعِه۪ ذٰلِكَ."[1]
1071--- … “Ebû Hüreyre (r.’a.)’den rivâyete göre, şöyle
demiştir: Rasûlüllâh (sallellâh-ü ‘aleyh-i ve selelm) şöyle buyurdu: --- “Sizden biriniz veyâ ölü kabre konulunca simsiyah
mâvi gözlü iki melek ona gelir onlardan birine “Münker” diğerine “Nekîr”
denilir. O iki melek şöyle derler:
--- “Bu Muhammed -(sallellâh-ü ‘aleyh-i ve
selelm)- denilen adam hakkında ne dersin? O kimse ise ölmeden önce
söylediğini aynen tekrâr ederek: O Allâh (-ü Te’âlâ)’ın kulu ve
Rasûlüdür. Ben şehâdet ederim ki Allâh (-ü Te’âlâ)’dan başka gerçek ilâh
yoktur. Muhammed -(sallellâh-ü ‘aleyh-i ve selelm)- de onun kulu ve
elçisidir.
O iki melek derler ki: ---
“Senin böyle söyleyeceğini biliyorduk.”
--- “Sonra o kabir yetmiş arşın kadar genişletilir ve aydınlık
hâle getirilir ve “rahatça yat uyu burada” denilir. O kimse
bu durumu benim âileme dönüp haber verebilir miyim? Deyince
o iki melek; --- “Gelin güvey gibi rahatça uyu, gelin güveyi olan kimseyi
âilesinden en çok sevdiği kimse uyandırır.” derler.
O kişi o kabirde mahşer için diriltilinceye kadar rahat rahat uyur.”
--- “O kabre konulan kimse münâfık ise Muhammed -(sallellâh-ü
‘aleyh-i ve selelm)- hakkında sorulan soruya; --- “ İnsanların
peygamber dediklerini duydum bende aynen öyle söyledim, gerçek midir? değil
midir? Bilemiyorum.” diyecek. Bunun üzerine o iki melek; ---
“Senin böyle söyleyeceğini biliyorduk derler.” O kabre,
sıkıştır onu denilir, kabirde onu sıkıştırır da kaburga kemikleri yerlerinden
oynar. Allâh onu böylece mahşer günü uyandırıncaya kadar azâb etmeye devâm
eder.”[2]
[1] سنن الترمذي، كتاب الجنآئز (٧)، باب: ما جاء في عذاب القبر (٧٠)، رقم الحديث:١٠٧١،
ص:١٩٠؛ وَفِي الْبَاب عَنْ عَلِيٍّ، وَزَيْدِ بْنِ ثَابِتٍ، وَابْنِ
عَبَّاسٍ، وَالْبَرَآءِ بْنِ عَازِبٍ، وَأَب۪ي أَيُّوبَ، وَأَنَسٍ، وَجَابِرٍ، وَعَآئِشَةَ،
وَأَب۪ي سَع۪يدٍ، كُلُّهُمْ رَوَوْا عَنِ النَّبِيِّ صَلَّى اللّٰهُ عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ فِي عَذَابِ الْقَبْرِ.: "حَد۪يثُ أَب۪ي هُرَيْرَةَ حَد۪يثٌ حَسَنٌ
غَر۪يبٌ." [حكم الألباني]:حسن.
[2]
Tirmizî,
Kitâbü’l-Cenâiz, (7), kabir azâbı var mıdır? Bâbı (70), Hadîs no:1071, s:190; Buhârî,
Cenâiz, 86; Nesâî, Cenâiz, 114. (Bu konuda ‘Ali, Zeyd b. Sâbit, İbn-i Abbâs,
Berâ b. ‘Âzib, Ebû Eyyûb, Enes, Câbir, Âişe, Ebû Saîd’den de kabir azâbıyla
alâkalı Hadîs rivâyet edilmiştir. --- Tirmîzî: Ebû Hüreyre Hadîsi hasen
garîbdir.)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder