2 Mart 2021 Salı

EŞREF-İ MEVÂKI’ MAKBER-İ SAÂDET’TiR (YERYÜZÜNÜN EN ŞEREFLİ EN FAZÎLETLİ NOKTASI)

 

EŞREF-İ MEVÂKI’  MAKBER-İ  SAÂDET’TiR  (YERYÜZÜNÜN EN ŞEREFLİ EN FAZÎLETLİ NOKTASI) 

- SEMÂVÂT VE ARZIN MEDÂR-I İFTİHÂRI - HÜCRE-İ SAÂDET


1.     Bu pencereden Rasûlüllâh Peygamberim Hz. Muhammed Mustafâ (sallallâh-ü ‘aleyh-i ve sellem) efendimizin, Ashâb-ı Kirâm’ına (rıdvânüllâh-i ‘aleyhim ecme’în)’na son bakışı gerçekleşmiştir…

 

2.     Üstüvânetü’s-Serîr’de i’kâfta iken Rasûlüllâh Peygamberim Hz. Muhammed Mustafâ (sallallâh-ü ‘aleyh-i ve sellem) efendimiz bu pencereden, mübârek şerefli başını, Hz. ‘Âişe (r.’anhâ) vâlidemize uzatıp yıkatırmış…

 

3.     Ashâb-ı Kirâm (rıdvânüllâh-i ‘aleyhim ecme’în) efendilerimizin, Hz. Rasûlüllâh Peygamberim Hz. Muhammed Mustafâ (sallallâh-ü ‘aleyh-i ve sellem) efendimizin Lahd-i Şerîfinin batı kısmındaki bu pencere hizasından ziyâretlerini gerçekleştirmiş olmasıdır. Hz. Hüseyin b. Ali (radıyellâh-ü ‘anhüm) efendimiz buradan ziyâret eder burası ceddim, Rasûlüllâh Peygamberim Hz. Muhammed Mustafâ (sallallâh-ü ‘aleyh-i ve sellem) efendimizin baş hizâları diye işâret buyururlardı...[1] الله أعلم Ş.g.

 

EŞREF-İ MEVÂKI’[2] MAKBER-İ[3] SAÂDET’TiR[4]

(YERYÜZÜNÜN EN ŞEREFLİ EN FAZÎLETLİ NOKTASI)

 

KABR-İ NEBEVİ’NİN FADL U RUCHÂNI: Kâdî ‘Iyâz diyor ki: Rasûl-i Ekrem (sallallâh-ü ‘aleyh-i ve sellem)’in Merkad-i Mübâreki olmakla şerefyâb olan mukaddes mevzı’, hiç şübhesiz yeryüzünün en fazîletli ve en şerefli bir noktasıdır. Bu bâbda bütün müslümanların icmâı vardır. A’za-yi Şerîfe’nin medfûn bulunduğu bu buk’a-i mübârekenin sebeb-i tafdîline gelince, bunu da İbn-i Abdi’l-Ber, Temhîd’’inde şöyle bildiriyor: Mevkûfen Atâ-i Hurasânî tarîkından gelen haberde: “Zamân-ı hılkatte kişinin toprağı nereden alındı ise vefâtında oraya defnolunur” denildiğini rivâyet ediyor. Şârih ‘Aynî de Zübeyr İbn-i Bekkâr’ın: Cibrîl ‘aleyhi’sselâm’ın zamân-ı hilkatte Rasûlüllâh (sallallâh-ü ‘aleyh-i ve sellem)’in yaratıldığı toprağı Ka‘be’den aldığına dâir rivâyetini bildiriyor. Bu rivâyete göre, Rasûl-i Ekrem’in medfûn bulunduğu buk’a-i mübâreke, Ka‘be toprağıdan ibâret oluyor ve bahsedilen fazîlet de Mekke’ye teveccîh ediyor. Fakat şârih ‘Aynî bu haberi bu sûretle naklettikten sonra: “eğer doğru ise” diyerek za‘fına işâret ediyor.

 

MAKBER-İ SAÂDET’TEN SONRA EŞREF-İ MEVÂKI’: Kûfe ve Mekke

fukâhasiyle İbn-i Vehb’e[5] ve İbn-i Habîb’e göre, Mekke’dir.


















[1] Diyânet İşleri Başkanlığı Yayınları --- Sayı: 123-1, Sahih-ı Buhârî Muhtasarı, Tecrîd-i Sarîh Tercemesi ve Şerhi, Müellifi: Zeynü'd-Dîn Ahmed B. Ahmed b. Abdi’l-Lâfizi’z-Zebîdî, Mutercimi Ve Şârihi, Prof. Kâmil Miras, Beşinci Baskı, Dördüncü Cilt, Başkanlık Basımevi – Ankara/1978, c. IV. sh. 204.

[2] Mevâkı’: Mevkîler, yerler, konumlar.  Yerler.

[3] Makber / مقبر: (Çoğulu: Mekabir) Kabir. Mezar. (Arapça)

[4] Saâdet / saâdet / سعادت:  Mes'ûd oluş. Tâlihi iyi olmak. Sa’îd olmak. Allâh'ın rızâsına ermiş olmak. Her istediğine kavuşmuş olmak. Mutluluk. (Arapça)

[5] İbn-i Vehb, Kureşî Abdullâh İbn-i Vehb'dir. Eimrne-i kirâmdan ve Mısır’ın, Hicaz'ın en benâm muhaddislerindendir. Hicret'in 199 târîhinde 74 yaşında vefât etmiştir. İbn-i Habîb de Basrî Ebû Zekeriyyâ Yahyâ’dır. Müslim ile Sünen-i Erbaa sâhiblerinin kendisinden rivâyetleri vard1r. 248 târihinde vefât etmiştir. [ Hulâsa:362 ].

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder