5 Ocak 2013 Cumartesi

ÂLEMLER-E RAHMET EFENDİMİZ HZ. MUHAMMED MUSTAFÂ (S.A.V.)’YI DAHA YAKINDAN TANIYALIM!.. -EFENDİMİZ HZ. MUHAMMED MUSTAFÂ(S.A.V.)’NIN ÖZELLİKLERİ- ---3---



ÂLEMLER-E RAHMET EFENDİMİZ HZ. MUHAMMED MUSTAFÂ (S.A.V.)’YI DAHA YAKINDAN TANIYALIM!.. -EFENDİMİZ HZ. MUHAMMED MUSTAFÂ(S.A.V.)’NIN ÖZELLİKLERİ-



1-                   Çarşıya girdikleri zaman şöyle dua ederlerdi: "Bismillah, Allâhım bu çarşının ve çarşıda bulunanların en hayırlısını senden dilerim ve burada bulunanların şerrinden Sana sığınırım. Allâhım bu pazarda yalan yeminle karşılaşmaktan ve kayba uğratıcı hile ile karşılaşmaktan Sana sığınırım."

Râvî: Hz. Büreyde (r.a.)

 

2-                   Evine girmek istedikleri zaman misvak kullanırlardı.

Râvî: Hz. Âişe (r.anhâ)

 

3-                   Evine girdiklerinde, "Yanınızda yenecek bir şey var mı?" diye sorarlardı. Bir şey olmadığı söylenince de, "Ben oruçluyum" buyururlardı. (Öğleden evvel)

Râvî: Hz. Âişe (r.anhâ)

 

4-                   Kabristana girdikleri zaman şöyle derlerdi: "Allâha iman ederek dünyadan çıkmış olan ey fani ruhlar, çürümüş bedenler, toprak olan kemikler selam üzerinize olsun. Allâhım, indi ilahinde bunlara rahmet indir ve bizden (onlara) selam ulaştır."

Râvî: Hz. İbni Mes'ud (r.anhümâ)

 

5-                   Hasta ziyaretine gittiği zaman şöyle derlerdi: "Senin için (zararlı) bir durum yoktur. İnş bu, günahlardan temizlenmektir."

Râvî: Hz İbni Abbas (r.a.)

 

6-                   Recep ayı girdiği zaman şöyle dua ederlerdi: "Allâhım Recep ve Şaban'ı bizler için mübârek kıl ve bizi Ramazan'a eriştir." Cuma gecesi geldiğinde de şöyle derlerdi: "Bu gece mesud bir gece ve nurlu bir gündür."

Râvî: Hz. Enes (r.a.)

 

7-                   Ramazan ayı girdiğinde nezdindeki her esiri bırakır ve her istiyene verirlerdi.

Râvî: Hz. Âişe (r.anhâ)

 

8-                   Ramazan ayı girdiğinde elini eteğini toplar, sonra da Ramazan çıkıncaya kadar yatağına girmezlerdi.

Râvî: Hz. Âişe (r.anhâ)

 

9-                   Ramazan ayı, girdiğinde rengi değişir, namazı çoğaltır ve tamamiyle duaya koyulur, rengi şafak gibi olurdu.

Râvî: Hz Aişe (r.a.)

 

10-             Son on gün girdiğinde elini eteğini toplar geceyi ihya eder ve ev halkını uyandırırlardı.

Râvî: Hz. Âişe (r.anhâ)

 

11-             Bir kimseye dua ettiği zaman duanın bereketi, o şahsa, onun çocuğuna ve çocuğunun çocuğuna erişirdi.

Râvî: Hz. Huzeyfe (r.a.)

 

12-             Dua ettiklerinde, önce kendilerinden başlarlardı.

Râvî: Hz. Ebû Eyyub (r.a.)

 

13-             Dua ettiklerinde, ellerini kaldırır ve ellerini (duadan sonra) yüzlerine sürerlerdi.

Râvî: Hz. Zeyd (r.a.)

 

14-             Dua ettikleri zaman avuçlarının içini yüzüne karşı tutarlardı.

Râvî: Hz. İbni Abbas (r.anhümâ)

 

15-             Cuma günü minbere yaklaştığında, yanında oturan kimselere selam verirlerdi. Minbere çıkıncada yüzünü halka çevirir, sonra oturmazdan önce onlara selam verirlerdi.

Râvî: Hz. İbni Ömer (r.anhümâ)

 

16-             Bir kimseyi hatırlayıp ona dua ettiklerinde önce kendilerinden başlarlardı.

Râvî: Hz. Ubeyy İbni Kaab (r.a.)

 

17-             Bir koyun kestiklerinde, "Bunun bir kısmını Hatice (r.a)'nın dostlarına gönderiniz" buyururlardı.

Râvî: Hz. Âişe (r.anhâ)

 

18-             Hilali gördüklerinde, "Yarabbi bunu hayır ve bereket ayı kıl" ve aya karşı üç kere "Seni halk eden Allâh'a iman ettim" derlerdi. Sonra da şöyle buyururlardı: Hamd olsun o Allâh'a ki, şu ayı alıp bu ayı getirdi."

Râvî: Hz. Ebû Said (r.a.)

 

19-             Def-i hacete çıktıklarında, en uzak mahalle giderlerdi.

Râvî: Hz. Muğire (r.a.)

 

20-             Yağmur yağdığını gördüklerinde, "Allâhım bunu faydalı yağmur kıl" diye dua ederlerdi.

Râvî: Hz. Âişe (r.anhâ)

 

21-             Hilali gördüklerinde yüzünü ondan çevirirlerdi.

Râvî: Hz. Katade

 

22-             Hilali gördüklerinde: "Allâhım onu hayır ve bereket ayı kıl" der ve ayrıca üç defa şöyle dua ederlerdi: "Allâhım bu ayın hayrını, bereketini senden isterim. Bu ayın hayır ve bereketini ve kaderin iyiliğini Senden diler ve onun zararından Sana sığınırım."

Râvî: Hz. Rafiğ İbni Hudeyc (r.a.)

 

23-             Hilali gördüklerinde: "Allâhım onu üzerimize bereket, iman, selamet ve İslam ayı kıl. Ey hilal Benim Rabbım ve senin Rabbın Allâh'tır" buyururlardı.

Râvî: Hz. Talha (r.a.)

 

24-             Hilali gördüklerinde: "Allâhu ekber, Allâhu ekber, Elhamdülillah, lâ havle velâ kuvvete illâ billah. Allâhümme innî es'elüke min hayri hâza'ş şehri ve eûzubike min şerril kaderi ve min şerri yevmil mahşeri" diye dua ederlerdi.

Râvî: Hz. Ubâde (r.a.)

 

25-             Hilali gördüğünde şöyle dua ederlerdi: "Allâhım onu bizim için emniyet, iman, selamet, islam ve bir de Senin sevip razı olduğun şeye muvaffakiyetimiz için vesile kıl. Bizim de, senin de ey hilal, Rabbimiz Allâh'tır."

Râvî: Hz. İbni Ömer (r.a.)

 

26-             Hilali gördüğünde şöyle dua ederlerdi: "Allâhım onu bizim için emniyet, iman, selamet, islam, sekinet, afiyet ve güzel rızık vesilesi kıl."

Râvî: Hz. Cündeb Es-Sülemi (r.a.)

 

27-             Hilali gördüğünde "Hayır ayı olsun" der ve şöyle dua ederlerdi: "Hamd olsun o Allâh'a ki, o ayı götürüp bu ayı getirdi. Allâhım bu ayın hayrını, nurunu, bereketini, hidayetini, temizliğini ve onun afiyet vesilesi olmasını senden isterim."

Râvî: Hz. Abdullah İbni Mutraf (r.a.)

 

28-             Suheyl'i gördüğünde: "Allâh Suheyl'e lanet etsin. O haksız vergi alıyordu. Bu sebeble mesh olundu." buyurdu.

Râvî: Hz. Ali (r.a.)

 

29-             Sevdiği bir şeyi gördüğünde şöyle derlerdi: "Elhamdülillahillezi bi ni'metihî tetimmus sâlihât." Hoşlanmadığı bir şeyi gördüklerinde de şöyle derlerdi: "Elhamdülillahi ala külli hal. Rabbi eûzubike min hali ehlin nar."

Râvî: Hz. Âişe (r.anhâ)

 

30-             Bir şeyden çekindiğinde şöyle derlerdi: "Allâh, Allâhu Rabbî lâ şerîke leh." (Allâh, Allâh Rabbımdır, O'nun ortağı yoktur.)

Râvî: Hz. Sevban (r.a.)

 

31-             Bir şeyden hoşnut olduğunda sükut ederlerdi.

Râvî: Hz Süheyl İbni Saad (r.a.)

 

32-             Evlenen bir kimseyi tebrik ettiğinde ona şöyle dua ederlerdi: "Allâh bunu senin için mübârek kılsın ve hayırlı etsin, her ikinizi hayırda birleştirsin."

Râvî: Hz. Ebû Hüreyre (r.a.)

 

33-             Duada ellerini kaldırdığı zaman yüzüne sürmedikçe indirmezlerdi.

Râvî: Hz. İbni Ömer (r.anhümâ)

 

34-             Sabah namazının son rikatında başını rükudan kaldırdıklarında "kunut" okurlardı.

Râvî: Hz. Ebû Hüreyre (r.a.)

 

35-             Gözünü kaldırıp semaya baktıklarında şöyle derlerdi: "Ya musarrifel kulûbi sebbit kalbî alâ taatike." (Ey gönüllere tasarruf eden Allâhım, kalbimi Senin taatın üzerinde sabit kıl)

Râvî: Hz. Âişe (r.anhâ)

 

36-             Sofrası kaldırıldığı zaman şöyle derlerdi: "Elhamdülillahi hamden kesîran, tayyiben, mübâreken fîh, Elhamdülillahillezi kefânâ ve âvânâ gayru mekfiyyin velâ mekfûrin velâ müveddain velâ müstağnâ anhü Rabbina." (Mübârek, halis ve pek çok hamd ile Allâha hamd ederiz. Hamd olsun o Allâh'a ki, bize kafi geldi. Bizi barındırdı. Rabbimiz hiç bir şeye muhtaç değildir. Nimetine nankörlük edilmez, nimeti terk olunmaz ve onun nimetinden müstağni kalınmaz.)

Râvî: Hz. Ebû Ümâme (r.a.)

 

37-             Rükua vardıklarında belini öyle düz tutarlardı ki, üzerine su dökülse durabilirdi.

Râvî: Hz. İbni Abbas (r.anhümâ)

 

38-             Rukua vardıklarında üç defa, "Subhane Rabbiyel azim ve bihamdihi" derlerdi. Secdeye vardığında da üç defa, "Sübhane Rabbiyel âlâ ve bihamdihi" derlerdi.

Râvî: Hz. Ukbe İbni Amir (r.a.)

 

39-             Rükua vardıklarında parmaklarını açar ve secdeye vardıklarında ise parmaklarını kaparlardı.

Râvî: Hz. Vali İbni Hucr (r.a.)

 

40-             Şeytan taşlamaya gittiklerinde yürüyerek gider, yürüyerek gelirlerdi.

Râvî: Hz. İbni Ömer (r.anhümâ)

 

41-             Büyük şeytanı taşladığında durmazdı.

Râvî: Hz. İbni Abbas (r.anhümâ)

 

42-             Ailelerinden birinin gözü ağrıdığında, gözü iyileşinceye kadar onunla münasebette bulunmazlardı.

Râvî: Hz. Ümmü Seleme (r.anhâ)

 

43-             Evlendiğinde veya birini evlendirdiğinde hurma saçarlardı.

Râvî: Hz. Âişe (r.anhâ)

 

44-             Duada hayır bir şey istediklerinde avuçlarını yüzlerine karşı tutarlar, bir şeyden sakınmak istediklerinde avuçlarını yere karşı tutarlardı.

Râvî: Hz. Saib İbni Hallad (r.a.)

 

45-             (Bir dereye) bol su geldiğinde "Haydin, Allâh'ın suyunu temiz kıldığı şu vadiye çıkalım da o sudan temizlenerek Allâh'a hamd edelim."derlerdi.

Râvî: Hz. Yezid İbni el Hadi (r.a.)

 

46-             Secde ettiklerinde, beyazı görülecek şekilde koltuklarını açık tutarlardı.

Râvî: Hz. Câbir (r.a.)

 

47-             Secdede alınları açık bulunurdu.

Râvî: Hz. Salih İbni Hayran (r.a.)

 

48-             Bir şeye sevindiklerinde yüzleri parlayıp ay parçası gibi olurdu.

Râvî: Hz. Kaab İbni Malik (r.a.)

 

49-             Namazdan selam verdiklerinde üç defa: "Subhâne Rabbike Rabbil izzeti ammâ yesifûn ve selâmün alel mürselin velhamdülillahi Rabbil alemin" derlerdi.

Râvî: Hz. Ebû Said (r.a.)

 

50-             Namazdan selam verdiklerinde ancak: "Allâhümme entes selamü ve minkes selam Tebarekte ya zel Celali vel ikram" diyecek miktarda otururlardı.

Râvî: Hz. Âişe (r.anhâ)

 

51-             Müezzini işittiklerinde onun dediği gibi derler. "Hayyaalesselati hayyaalel felahe" geldiğinde "La havle vela kuvvete illa billah" derlerdi.

Râvî: Hz. Ebû Rafiğ (r.a.)

 

52-             Müezzini işittiğinde şehadet kelimelerini okur ve "Ben de, Ben de" (şehadet ederim) derlerdi.

Râvî: Hz. Âişe (r.anhâ)

 

53-             Gök gürültüsü ve yıldırım sesi duyduklarında, "Ya Rabbi bizi gazabınla öldürme, bizi azabınla karşılama ve bundan önce bizleri affet" şeklinde dua ederlerdi.

Râvî: Hz. İbni Ömer (r.anhümâ)

 

54-             Ashabından çirkin bir isim işittiklerinde, onu daha güzel bir isimle değiştirirlerdi.

Râvî: Hz. Urve (r.a.)

 

55-             Bir şey içtiklerinde üç nefeste içerlerdi ve: "Bu daha afiyetli, hazmı daha kolay ve dertten beri olmak için daha uygundur" buyururlardı.

Râvî: Hz. Enes (r.a.)

 

56-             Su içtiklerinde şöyle dua ederlerdi: "Hamd olsun o Allâh'a ki, Rahmeti ile bize tatlı ve güzel su içirdi, günahlarımız sebebiyle onu tuzlu ve acı kılmadı."

Râvî: Hz. Ebû Cafer (r.a.)

 

57-             Bir kaptan bir şey içtiklerinde üç defa alırlardı. Her bir nefeste "Bismillah" derlerdi, sonunda da şükrederlerdi.

Râvî: Hz. İbni Mes'ud (r.anhümâ)

 

58-             İçtiklerinde arada iki nefes alırlardı.

Râvî: Hz. İbni Abbas (r.a.)

 

59-             Cenazede hazır bulunduklarında, sükutları ve mülahazaları çok olurdu.

Râvî: Hz. Ebû Revvad (r.a.)

 

60-             Cenazede hazır olduklarında, kendilerinde hüzün gözükür ve mülahazada bulunurlardı.

Râvî: Hz. İbni Abbas (r.anhümâ)

 

61-             Cenazeyi teşyi ettiklerinde, hüzünleri fazlalaşır, sözleri azalır ve mülahazaları çoğalırdı.

Râvî: Hz. İmran İbni Hüseyin (r.a.)

 

62-             Minbere çıktıklarında selam verirlerdi.

Râvî: Hz. Câbir (r.a.)

 

63-             Sabah namazını kıldıklarında Medine ahalisinin hizmetçileri içi su dolu kovalarla gelirler o da mübârek ellerini içine sokarlardı. (teberrüken)

Râvî: Hz. Enes (r.a.)

 

64-             Sabah namazını kıldıktan sonra güneş çıkıncaya ( işrake) kadar otururlardı.

Râvî: Hz. Câbir İbni Semure (r.a.)

 

65-             Sabah namazını kıldıktan sonra yüzünü halka döner ve cemaate "İçinizde hastası olan var mı, onu ziyaret edeyim", "hayır" dediklerinde, "İçinizde cenazesi olan var mı, onu teşyi edeyim", "Hayır" dediklerinde, "İçinizde bir rüya gören varsa onu bize anlatsın" buyururlardı.

Râvî: Hz. İbni Ömer (r.anhümâ)

 

66-             Sabahın sünnetinden sonra sağ yanı üzerine biraz uzanırdı.

Râvî: Hz. Âişe (r.anhâ)

 

67-             Bir namaza başladımı artık ona devam ederlerdi.

Râvî: Hz. Âişe (r.anhâ)

 

68-             Namaz kıldıklarında sağ eliyle başlarını mesh ederler ve şöyle dua ederlerdi: "Bismillahillezi la ilahe gayrihu, errahmanirrahim, Allâhümme ezhib annil hemme vel hüzün." (O Allâhın adıyla başlarım ki, Ondan başka ilah yoktur. O Rahman ve Rahimdir. Allâhım üzüntü ve kederi bizden gider.)

Râvî: Hz. Enes (r.a.)

 

69-             Beyt-i Şerifi her tavafta, hem Haceri Esvedi hem de Rüknü Yemaniyi istilam ederlerdi.

Râvî: Hz. İbni Ömer (r.anhümâ)

 

70-             Yazlığa çıkmak istediklerinde Cuma gecesi çıkmayı severlerdi. Kışlığa girerken de keza Cuma gecesi girerlerdi.

Râvî: Hz. Âişe (r.anhâ)

 

71-             Bir yerde gecelediklerinde, gece zaman var ise sağ elini yastık yaparlardı. Sabah namazından önce gecelediklerine başını sağ avucu içersine koyup kolunu dikerlerdi.(Uyumamak için)

Râvî: Hz. Ebû Katade (r.a.)

 

72-             Sabah namazını kıldıklarında, (seferde) hayvanını yedeğe alarak biraz yürürlerdi.

Râvî: Hz. Enes (r.a.)

 

73-             Şiddetli rüzgarda şöyle dua buyururlardı: "Ya Rabbi bunun hayrını ve bunda olanların hayrını ve bununla gönderdiklerinin hayrını Senden isterim. Ya Rabbi, bunun şerrinden, bunda bulunanların şerrinden ve bununla gönderilenlerin şerrinden Sana sığınırım."

Râvî: Hz. Âişe (r.anhâ)

 

74-             Aksırdığı vakit, "Elhamdülillah" buyururlardı. Kendisine "Yerhamükellah" denildiğinde, O da Yehdîkümullah ve yuslihu bâleküm" derlerdi.

Râvî: Hz. İbni Cafer (r.a.)

 

75-             Aksırdıklarında elini ağızlarına tutarlar, bununla veya mendille sesini indirirlerdi.

Râvî: Hz. Ebû Hüreyre (r.a.)

 

76-             Bir amel yaptıklarında onda sebat ederlerdi.

Râvî: Hz. Âişe (r.anhâ)

 

77-             Gaza ettiklerinde: Ya Rabbi Benim kolum ve yardımcım Sensin ve Sana dayanarak mukatele ederim" buyururlardı.

Râvî: Hz. Enes (r.a.)

 

78-             Gazab ettiklerinde yüzleri kızarırdı.

Râvî: Hz. Ümmü Seleme (r.anhâ)

 

79-             Ayakta iken gazab ederse, otururlardı. Otururken uzanırlardı ve gazabı süratle giderdi.

Râvî: Hz. Ebû Hüreyre (r.a.)

 

80-             Gazab ettiklerinde Hz. Ali (r.a)'dan başka kendisine kimse sokulamazdı.

Râvî: Hz. Ümmü Seleme (r.anhâ)

 

81-             Hz. Aişe validemiz öfkelendiğinde, onun burnunu oğuştururlar ve ona Ey Ayşecik, şu duayı oku derlerdi: "Allâhım, Ey Muhammedin (s.a.v) Rabbi, günahımı bağışla, kalbimin öfkesini gider, beni fitnelerin saptırmalarından beri kıl."

Râvî: Hz. Âişe (r.anhâ)

 

82-             Öğlenin evvelki dört rik'atını (ilk sünneti) fevt ettiklerinde son iki rik'atten (sünnetten )sonra kılarlardı.

Râvî: Hz. Âişe (r.anhâ)

 

83-             Yemekten sonra şu duayı okurlardı: "Elhamdülillahillezî et'amenâ ve sekânâ ve ce'alenâ müslimin."

Râvî: Hz. Ebû Said (r.a.)

 

84-             Cenazeyi defnettikten sonra kabrin üzerinde durur ve ashaba dönüp: "Kardeşiniz için istiğfar edin ve onun için Allâh'dan tesbit taleb edin (tevhidde sabit olsun). Zira şimdi o suale tabi tutulacaktır." buyururlardı.

Râvî: Hz. Osman (r.a.)

 

85-             Yemek bittikten sonra şu duayı ederlerdi: "Allâhım Hamd Sana mahsustur. Yedirdin içirdin, doyurdun, suya kandırdın. Nimetine nankörlük edilmeksizin ve nimetin terkedilmeksizin ve Senin nimetinden müstağni kılınmaksızın Hamd ancak Sana mahsustur.

Râvî: Suleym'den birşahıs

 

86-             Hacda "telbiyeyi" bitirdiği zaman, Allâh'dan rızasını ve mağfiretini diler ve Rahmeti ile kendisini ateşten koruması için O'na sığınırdı.

Râvî: Hz. Huzeyme İbni Sabit (r.a.)

 

87-             İhvanından birini üç gün görmeyince onu sorardı. Şayet sefere gitmiş ise onun için dua ederdi. Orada ise evine giderdi. Hasta ise ziyaret ederdi.

Râvî: Hz. Enes (r.a.)

 

88-             Bir şeyi üç defa söylerse, bir daha ona dönmezlerdi.

Râvî: Hz. Ebû Hadred (r.a.)

 

89-             Bilal (r.a) "Kadkametisselatü" dediklerinde, namaza tekbir alırlardı.

Râvî: Hz. Abdullah İbni Ebu Evfa (r.a.)

 

90-             Gece uykudan uyanınca ağızlarını misvaklarlardı.

Râvî: Hz. Huzeyfe (r.a.)

 

91-             Gece namaz kılmak için kalktıklarında önce hafif iki rik'at ile namazlarına başlarlardı.

Râvî: Hz. Âişe (r.anhâ)

 

92-             Namaza kalktıklarında, tekbiri ellerini uzatarak alırlardı.

Râvî: Hz. Ebû Huzeyfe (r.a.)

 

93-             Minber üzerinde kalktıklarında, ashab yüzlerini kendisine çevirirlerdi.

Râvî: Hz. Sabit (r.a.)

 

94-             Namazda secdeden sonra kalkarken bir ellerine dayanarak kalkarlardı.

Râvî: Hz. Bali İbni Hucr (r.a.)

 

95-             Namazda secdeden kalkarken bir ellerine dayanarak kalkarlardı. (Son zamanlarında)

Râvî: Hz. Vali İbni Hucr (r.a.)

 

96-             Bir meclisten kalktıklarında, yirmi defa aşikar olarak "İstiğfar" ederlerdi.

Râvî: Hz. Abdullahil Hadrami (r.a.)

 

97-             Kendilerine bir heyet geldiğinde, güzel esvablarını giyerler ve ashabına da böyle yapmalarını söylerlerdi.

Râvî: Hz. Cündüb İbni Mekis (r.a.)

 

98-             Seferden geldiklerinde, evvela mescide gelir iki rikat namaz kılarlar, sonra Fatıma (r.a)'ya uğrarlar ve sonra hanımlarına giderlerdi.

Râvî: Hz. Ebû Sahabe (r.a.)

 

99-             Seferden gelince Ehl-i Beytinin çocukları tarafından karşılanırlardı.

Râvî: Hz. Abdullah İbni Cafer (r.a.)

 

100-       Gece kalkıp Kur'an okuduklarında, bazen engin, bazen sesli okurlardı.

Râvî: Hz. Ebû Hüreyre (r.a.)

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder