ERKEĞİN İDDET BEKLEYECEĞİ YERLER…
1- Karısı ölünce veyâ boşanınca karısının kız kardeşi (baldız) ile
evlenecekse, karısının iddeti bitene kadar bekler?
2- Karısı ölünce veyâ boşanınca karısının halası ile evlenecekse,
karısının iddeti bitene kadar bekler?
3- Karısı ölünce veyâ boşanınca karısının teyzesi ile evlenecekse,
karısının iddeti bitene kadar bekler?
4- Karısı ölünce veyâ boşanınca karısının erkek kardeşinin kızı
(yeğeni) ile evlenecekse, karısının iddeti bitene kadar bekler?
5- Karısı ölünce veyâ boşanınca karısının kız kardeşinin kızı (yeğeni)
ile evlenecekse, karısının iddeti bitene kadar bekler?
6- Dördüncü hanımını boşadıktan sonra başka bir kadınla evlenecekse,
karısının iddeti bitene kadar bekler?
7- Hür bir kadından sonra câriye ile evlenecekse, karısının iddeti
bitene kadar bekler?
NOT 1: İlk 5 madde de
süt hısımlığı da aynı şekildedir. Yâni: Kişi karısı öldükten sonra karısının süt-kız
kardeşi, süt teyzesi, süt halası ve süt-yeğeni ile
evlenecekse, aynı şekilde iddet bekler.
NOT 2: Bu 7 (yedi)
madde de erkeğin iddet beklemesinin hükmü Hanefî Mezhebine göre farzdır.
Yâni; kişi bu iddeti tamamlamadan evlenecek olursa
nikâhı bâtıl olur! (Zînâ yapmış olur!)---[1]
Bir kişi
karısını boşarsa veyâ nikâh akdini fes ederse kendisine iddet beklemesi
gerekmez! Ancak şu durumlarda gerekir.
إذا كان الزوج قد فارق
امرأة ويريد أن يتزوج من ...
|
|
Kişi
karısından ayrılıp şunlarla evlenmek isterse!
|
|
أختها
|
- 1
|
أو عمتها
|
- 2
|
أو خالتها
|
- 3
|
أو بنت أخيــها
|
- 4
|
أو بنت أختها
|
- 5
|
فلا يجوز له أن يتزوج
واحدة من هؤلاء إلا بعد انقضاء عدة التي فارقـــها لأنه لا يجوز الجمع بين
المرأة وعمتها وخالتها ولا إحدى محارمها في عصمة رجل واحد ما دامت العدة باقية
فالعصمة لم تزل لقوله تعالى: ﴿ ... وَاَنْ تَجْمَعُوا
بَيْنَ الْاُخْتَيْنِ اِلَّا مَا قَدْ سَلَفَۜ اِنَّ اللّٰهَ كَانَ غَفُورًا رَح۪يمًاۙ
﴾ [سورة النسآء:٤/٢٣]
|
|
Bu zikredilenlerle
ayrıldığı kadının iddeti bitmeden evlenmesi câiz değildir. Çünkü bir kadınla
kız-kardeşinin, teyzesinin, halasının veyâ mahremlerinden birisinin iddet
devam edinceye kadar bir kişinin nikâhı altında olması câiz değildir. Zîrâ Allâh-ü Te’âlâ Kelâm-ü Kadîmi’nde şöyle fermân buyuruyor: “ … Öz oğullarınızın zevceleri ile evlenmeniz ve iki
kız kardeşi birlikte nikâhlamanız da harâmdır. Ancak câhiliyyet devrinde
geçen affedilmiş geçmiştir. Allâh, şüphesiz ki, câhiliyyet devrinde olan kötü
işleri bağışlayıcı, İslâm’da itaat edenlere merhamet edicidir.”[2]
|
|
إذا كان الرجل قد فارق
امرأة وهو متزوج بثلاث غيرها فإنه لا يجوز له أن يتزوج امرأة أخرى إلا بعد أن
تنقضي عدة التي فارقها لأنه لو فعل ذلك كان قد جمع في عصــمته بين أكثر من أربعة
نساء وهذا حرام وغير جائز شرعاً ...
|
- 6
|
Kişi 3 (üç) kadınla evli olup 4. (dördüncü)
kadını boşarsa, boşadığı kadının iddeti bitinceye kadar başka bir kadınla
evlenmesi câiz değildir. Çünkü bunu yaptığı takdirde nikâhın da 4 (dörtten)
fazla kadın olacaktır ki bu harâmdır ve dînen câiz değildir.
|
|
إذا كان الرجل قد فارق امرأة الحرة و اراد ان يتزوج
امة فانه لا يجوز له ان يعقد عليها الا بعد إنقضآء عدة التي فارقها؛ لأنه لو فعل
ذالك كان قد تزوج الأمَةَ و هو واجد لِطَوْلِ الحرة، و هو لا
يجوز علي ما تقدم بيانه.
|
- 7
|
Kişi hür bir kadından ayrılıp câriye ile evlenmek isterse (nikâh kıyarsa) ayrıldığı kadının iddeti bitinceye kadar câriye ile
nikâh kıyması câiz değildir. Çünkü bunu yaptığı takdirde, hür kadına
hürmetsizlik yapıp câriye ile evlenmiş olur ki bu da câiz değildir.
Hazırlayan: Şaban GÜNBEY Em. İmam-Hatip.
|
KADINLARIN İDDET=(BEKLEYİŞ) MÜDDETLERİ--- İDDET: SAYMAK MANASINADIR.
Boşanma, evliliğin feshi ve ölüm gibi bir sebeble
evliliğin sona ermesi durumunda kadının yeni bir evlilik yapmadan önce
beklemesi gereken süreye iddet denir. Gerçi iddeti esas itibariyle evliliği
sona eren kadın beklemekteyse de dört karısı olup da bunlardan birisini boşayan
veyâ boşadığı karısının (onunla tek nikâh altında birleştirilemeyecek
derecede) yakın bir akrabasıyla evlenmek isteyen erkek de evlenmeden önce
boşadığı karısının iddetinin bitmesini beklemek zorundadır.[3]
Geçerli (sahîh) evlenmeden sonra zifaf veyâ sahîh
halvet, fâsid evlenmeden sonra zifaf gerçekleşir, daha sonra eşler ayılırlarsa
kadının beklemesi iddet gerekir.
Öte yandan geçerli bir evlenmeden sonra koca ölürse
zifaf veyâ sahîh halvet şartı aramaksızın kadın ölüm iddeti beklemek
zorundadır. İddet kadının önceki kocasından hâmile olup olmadığının
anlaşılması, buna ilâve olarak ölüm iddetinde ölen kocasına hürmet ve ric’î
talâkta kocaya yeniden düşünme imkânı vermesi düşünceleriyle emredilmiştir.
Diğer bir anlatımla iddet, esas olarak kadının hâmile
olup olmadığının ortaya çıkması amacına yönelik olmakla birlikte onun sadece bu
amaçla sınırlandırılması doğru değildir. Ölüm iddetinde bunun yaratılış
açısından erkeklere göre daha duyarlı ve yuvaya daha bağlı olan kadının ölmüş
kocasının hâtırasına saygı ve yuvaya bağlılık simgesi olarak, boşanma iddetinde
ise toplumun kötü zanda bulunmasını engellemeye, dolayısıyla kadının
saygınlığının devamını sağlamaya yönelik bir önlem olarak değerlendirilmesi
mümkündür. Bu itibarla, kadının hâmile olup olmadığının tıbben anlaşılabildiği
öne sürülerek, iddet beklemeye artık gerek bulunmadığı ileri sürülemez.
İddeti ona sebebiyet veren olaya göre ikiye ayırmak
gerekir. Ölüm iddeti, boşanma veyâ fesih iddeti.
Ölüm İddeti: Kocası ölen kadınların bekledikleri iddettir. Bunlar eğer hâmile iseler
iddetleri doğumla biter; isterse bu doğum kocanın ölümünden çok kısa bir süre
sonra gerçekleşsin. Eğer hâmile değillerse bu durumdaki kadınların beklemeleri
gereken süre dört ay on gündür. Fâsid (geçersiz) bir nikâhla evli olanlar ölüm iddeti
beklemezler.
Allâh-ü Te’âlâ Âyet-i Kerîme de buyurdu ki:
﴿ وَالَّذ۪ينَ يُتَوَفَّوْنَ مِنْكُمْ وَيَذَرُونَ اَزْوَاجًا يَتَرَبَّصْنَ
بِاَنْفُسِهِنَّ اَرْبَعَةَ اَشْهُرٍ وَعَشْرًاۚ فَاِذَا بَلَغْنَ اَجَلَهُنَّ
فَلَا جُنَاحَ عَلَيْكُمْ ف۪يمَا فَعَلْنَ ف۪ٓى اَنْفُسِهِنَّ بِالْمَعْرُوفِۜ
وَاللّٰهُ بِمَا تَعْمَلُونَ خَب۪يرٌ ﴾
[سورة البقرة:٢/٢٣٤]
“İçinizden ölenlerin geride bıraktıkları
eşleri, kendi kendilerine dört ay on gün (iddet) beklerler. Sürelerini bitirince
artık kendileri için meşru olanı yapmalarında size bir günah yoktur. Allâh,
yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır.”[5]
2- Kadın hayz (âdet) gören kadınlardan olup, hâmile olmadığı hâlde kocasının boşadığı
kadının iddeti, üç ay-başı hâli veyâ üç hayız müddeti beklemektir.[6]
Allâh-ü Te’âlâ Âyet-i
Kerîme de buyurdu ki:
﴿ وَالْمُطَلَّقَاتُ
يَتَرَبَّصْنَ بِاَنْفُسِهِنَّ ثَلٰثَةَ قُرُٓوءٍۜ وَلَا يَحِلُّ لَهُنَّ اَنْ
يَكْتُمْنَ مَا خَلَقَ اللّٰهُ ف۪ٓى اَرْحَامِهِنَّ اِنْ كُنَّ يُؤْمِنَّ بِاللّٰهِ
وَالْيَوْمِ الْاٰخِرِۜ وَبُعُولَتُهُنَّ اَحَقُّ بِرَدِّهِنَّ ف۪ى ذٰلِكَ اِنْ
اَرَادُٓوا اِصْلَاحًاۜ وَلَهُنَّ مِثْلُ الَّذ۪ى
عَلَيْهِنَّ بِالْمَعْرُوفِۖ وَلِلرِّجَالِ عَلَيْهِنَّ دَرَجَةٌۜ وَاللّٰهُ عَز۪يزٌ
حَك۪يمٌ۟ ﴾
[سورة البقرة:٢/٢٢٨]
“Boşanmış kadınlar kendi kendilerine üç ay hâli (hayız veyâ temizlik
müddeti) beklerler (beklesinler). Eğer Allâh’a ve âhiret gününe inanıyorlarsa, Allâh’ın
kendi rahimlerinde yarattığını gizlemeleri onlara helâl olmaz. Kocaları bu süre
içinde barışmak isterlerse, onları geri almağa daha çok hak sâhibidirler.
Kadınların, yükümlülükleri kadar meşru hakları vardır. Yalnız erkeklerin
kadınlar üzerinde bir derece farkı vardır. Allâh, mutlak güç sâhibidir, hüküm
ve hikmet sâhibidir.”[7]
3- Yaşlılık veyâ küçüklüğünden dolayı Hayz-dan
kesilen (âdet görmeyen) ve boşanmış kadının iddet zamânı boşanma târihinden îtibâren üç aydır.
Allâh-ü Te’âlâ Âyet-i
Kerîme de buyurdu ki:
﴿ وَالّٰٓئ۪ يَئِسْنَ مِنَ الْمَح۪يضِ مِنْ نِسَآئِكُمْ اِنِ ارْتَبْتُمْ
فَعِدَّتُهُنَّ ثَلٰثَةُ اَشْهُرٍۙ وَالّٰٓئ۪ لَمْ يَحِضْنَۜ وَاُو۬لَاتُ
الْاَحْمَالِ اَجَلُهُنَّ اَنْ يَضَعْنَ حَمْلَهُنَّۜ وَمَنْ يَتَّقِ اللّٰهَ يَجْعَلْ لَهُ مِنْ
اَمْرِه۪ يُسْرًا ﴾
[سورة الطلاق:٦٥/٤]
“Kadınlarınızdan âdetten kesilmiş olanlarla, henüz âdet görmeyenler
hususunda tereddüt ederseniz, onların bekleme süresi üç aydır. Hâmile olanların
bekleme süresi ise, doğum yapmalarıyla sona erer. Kim Allâh’a karşı gelmekten
sakınırsa, Allâh ona işinde bir kolaylık verir.”[8]
4- Hâmile olup, kocası vefât eden veyâ boşanan kadının
iddeti, doğum olunca biter.
Allâh-ü Te’âlâ Âyet-i
Kerîme de buyurdu ki:
﴿ وَالّٰٓئ۪ يَئِسْنَ مِنَ الْمَح۪يضِ مِنْ نِسَآئِكُمْ اِنِ ارْتَبْتُمْ
فَعِدَّتُهُنَّ ثَلٰثَةُ اَشْهُرٍۙ وَالّٰٓئ۪ لَمْ يَحِضْنَۜ وَاُو۬لَاتُ الْاَحْمَالِ
اَجَلُهُنَّ اَنْ يَضَعْنَ حَمْلَهُنَّۜ
وَمَنْ يَتَّقِ اللّٰهَ يَجْعَلْ لَهُ مِنْ اَمْرِه۪ يُسْرًا ﴾
[سورة
الطلاق:٦٥/٤]
“Kadınlarınızdan âdetten kesilmiş
olanlarla, henüz âdet görmeyenler hususunda tereddüt ederseniz, onların bekleme
süresi üç aydır. Hâmile olanların bekleme süresi ise, doğum yapmalarıyla sona erer. Kim Allâh’a karşı
gelmekten sakınırsa, Allâh ona işinde bir kolaylık verir.”[9]
5- Birleşme vuku’ bulmadan ölüm veyâ boşanma
olursa iddet yoktur.
CÂRİYENİN İDDETİ
Hâmile olan câriyenin iddeti, (hâmile olan) hür kadının iddeti gibidir. Âdet
gören câriyenin iddeti ise iki âdet görmesi ile son bulur. Kocası ölen câriyenin
iddeti iki ay beş gündür.
Boşanan câriyenin iddeti, küçük veyâ çocuk doğurmaktan kesilmiş ya da yaşlı olup âdet görmüyorsa bir buçuk aydır. Şayet iki ay iddete tâbî’ tutulsa daha evladır. Câriye ve köle özgür yaşama bakımından sınırlı oldukları için, İslam dini câriyeye iddet süresi için lütûfta bulunarak hür kadına kıyâsla daha az beklemesini tayin etmiştir. Bu nedenle câriye kadının, iddet süresi iki defâ âdet görmesi ile son bulur. Hz. Ömer ve oğlu Abdullah câriye olan kadının iddet süresinin iki defâ hayız görmeleri olduğunu söylemişler. Sahâbelerden hiç kimsenin buna îtirâzı görülmemiş ve âlimlerin icmâyla sâbit olmuştur. Ayrıca kölenin talakta iki defâ boşamaya mâlik olduğu emrine de kıyâs edilmiştir.[10]
Hazırlayan: Şaban GÜNBEY Em. İmam-Hatip.
[1] el-Ehvâlü’ş-Şahsıyye,
Kitâbü’l-‘İddet, sh.347. أحوال
شخصية ---
[2] Nisâ Sûresi,
4/23’den.
[3] İddet: Hanefî
ve Hanbelî mezheblerinde, ilk temizlik başından, üçüncü hayz-ın sonuna
kadar olan zamandır. Şâfiî ve Mâlikî mezheblerinde üç temizlik geçinceye
kadardır. Hayz görmüyorsa, talak için üç ay, ölüm için dört ay on gündür. Haccın edâ şartlarından birisi de kadın iddet
hâlinde olmamaktır. İddet bekleyen
kadınla iddeti bitinceye kadar evlenilmez.
(İbn-i Âbidîn)
[4] Hâmile
olmayan eş ric’î talâk iddeti beklerken koca ölürse boşanma iddetini terk
ederek ölüm iddeti beklemeye başlar. Bâin talâk iddeti bekleyen kadın ise ölüm
iddeti beklemez; başlamış olduğu boşanma iddetini tamamlar.
Boşanma veyâ Fesih İddeti: Boşanmış
veyâ bir eksiklik sebebiyle nikâhı feshedilmiş olan kadınların beklemeleri
gereken iddettir. Fâsid nikâh sebebiyle nikâhı feshedilenlerin iddet
beklemeleri ancak evliliklerinin zifafla fiilen başlaması durumunda söz
konusudur. Bu grupta yer alan kadınların bekleyecekleri iddet süresi hâmile
olup olmamalarına göre değişmektedir. Hâmile iseler iddetleri doğumla biter,
değillerse ve normal olarak hayız görüyorlarsa iddet süreleri üç hayız
süresidir.
[6]
Kadın
hayızlı iken boşanırsa bu hayız hesaba katılmaz. Bu Hanefî ve Hanbelîler’in
kabul ettiği görüştür. Mâlikî ve Şâfiîler’e göre bu durumdaki kadınların
beklemeleri gereken süre üç temizlik müddetidir. Bu farklılığın sebebi “Boşanmış kadınlar
kocalarıyla ilişkide bulunmaksızın üç kar’ süresi beklesinler” (el-Bakara
2/228) âyetindeki kar’ sözcüğünün çift anlamlı (hayız ve temizlik) olması ve Hanefî
ve Hanbelîler’in bunu hayız, Mâlikî ve Şâfıîler’in de temizlik
olarak anlamaları yüzündendir. Küçüklüğünden veyâ yaşlılığından dolayı hayız
görmeyen kadınların iddeti ise üç aydır. Bu iki dönem (15-55 yaş) arasında olup
da herhangi bir sebebden dolayı hiç hayız görmeyen veyâ bir ya da iki defâ
görüp de bilâhare görmeyen kadınların (mümteddedü’t-tuhr=مُمْتَدَّةُ الطُهْرِ)
bekleyecekleri iddet süresi konusunda mezhebler arasında büyük görüş
ayrılıkları vardır.
[8]Talâk Sûresi, 65/4. Ebû Hanîfe’ye göre
bu kadın hayızdan kesilme yaşı olan elli beş yaşına kadar bekler, daha sonra da
tekrar üç ay beklemek zorundadır.
[10] Kadı Ebu Şuca’,
Ğayetü’l-İhtisar ve Şerhi, Ravza Yayınları: 480.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder