PEYGAMBER (ﷺ) EFENDİMİZ’İN ÜZÜNTÜ, KEDER, TASA VE ENDİŞEYİ GİDERMEK İÇİN OKUNMASINI TAVSİYE ETTİĞİ DUÂ
﷽
٣٧١٢- حَدَّثَنَا يَزِيدُ، أَخْبَرَنَا فُضَيْلُ بْنُ مَرْزُوقٍ،
حَدَّثَنَا أَبُو سَلَمَةَ الْجُهَنِيُّ، عَنِ الْقَاسِمِ بْنِ عَبْدِ
الرَّحْمَنِ، عَنْ أَبِيهِ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ، قَالَ: قَالَ رَسُولُ اللَّهِ ﷺ:
مَا أَصَابَ أَحَدًا قَطُّ هَمٌّ وَلَا حَزَنٌ، فَقَالَ:
"اَللّٰهُمَّ
إِنّ۪ي عَبْدُكَ، ابْنُ عَبْدِكَ، ابْنُ أَمَتِكَ، نَاصِيَت۪ي بِيَدِكَ، مَاضٍ
فِيَّ حُكْمُكَ، عَدْلٌ فِيَّ قَضَآؤُكَ، أَسْأَلُكَ بِكُلِّ اسْمٍ هُوَ لَكَ
سَمَّيْتَ بِه۪ نَفْسَكَ، أَوْ عَلَّمْتَهُ أَحَدًا مِنْ خَلْقِكَ، أَوْ
أَنْزَلْتَهُ ف۪ي كِتَابِكَ، أَوِ اسْتَأْثَرْتَ بِه۪ فِي عِلْمِ الْغَيْبِ
عِنْدَكَ، أَنْ تَجْعَلَ الْقُرْآنَ رَب۪يعَ قَلْب۪ي، وَنُورَ صَدْر۪ي، وَجِلَٓاءَ
حُزْن۪ي، وَذَهَابَ هَمّ۪ي..."
إِلَّا
أَذْهَبَ اللَّهُ هَمَّهُ وَحُزْنَهُ، وَأَبْدَلَهُ مَكَانَهُ فَرَحًا."،
قَالَ: فَقِيلَ: يَا رَسُولَ اللَّهِ، أَلَا نَتَعَلَّمُهَا؟ فَقَالَ: «بَلَى،
يَنْبَغِي لِمَنْ سَمِعَهَا أَنْ يَتَعَلَّمَهَا»
الكتاب: مسند الإمام أحمد بن حنبل، المؤلف: أبو عبد الله أحمد بن محمد بن حنبل بن هلال بن أسد الشيباني (المتوفى: ٢٤١ ه، المحقق: شعيب الأرنؤوط - عادل مرشد، وآخرون، إشراف: د عبد الله بن عبد المحسن التركي، الناشر: مؤسسة الرسالة، الطبعة: الأولى، ١٤٢١ هـ - ٢٠٠١ م، ٦/٢٤٦، برقم ٣٧١٢، ورقم ٤٣١٨، والحاكم، ١/٥٠٩، والطبراني في المعجم الكبير، ٩/ ١٣، والبزار، ٥/ ٣٦٣، وابن أبي شيبة، ١٠/ ٢٥٣، وحسنه الحافظ ابن حجر في تخريج الأذكار، وصححه الألباني في تخريج كلم الطيب، ص٧٢.
PEYGAMBER (ﷺ) EFENDİMİZ’İN ÜZÜNTÜ, KEDER, TASA VE ENDİŞEYİ GİDERMEK İÇİN OKUNMASINI TAVSİYE ETTİĞİ DUÂ
Peygamber (ﷺ) Efendimiz şöyle buyurmuştur: Bir kula
herhangi bir üzüntü veyâ tasa isâbet eder de:
“Allâh’ım! Ben Senin kulunum. Senin erkek ve
kadın kullarının çocuğuyum/ evlâdıyım. Alnım (kontrolüm)
senin elindedir. (Her şeyimle Senin elindeyim, üzerimde
her türlü tasarrufu yapan Sensin.)
Benim üzerimde geçerli olan sâdece Sen’in
hükmündür. Benim hakkımdaki takdîrin adâletin tâ kendisidir. Senden isteğim
odur ki;
Zât-ı Ulûhiyetini isimlendirdiğin her bir ismin
hürmetine istiyorum.
Yarattıklarından herhangi birine öğrettiğin her
bir ismin hürmetine istiyorum.
Kitaplarında indirdiğin her bir ismin hürmetine
istiyorum.
Nezd-i ulûhiyetinde sâdece Senin bildiğin her
bir ismin hürmetine istiyorum.
(Kendini isimlendirdiğin, Kitâbında indirdiğin,
kullarından birisine öğrettiğin veyâ katındaki gayb ve ledün ‘ılminde kendine
hâs kıldığın sana âit her isimle istiyorum.)
Ø KUR’ÂN-I KERÎM’İ;
§
Kalbimin
bahârı,
§
Göğsümün
nûru,
§
Hüznümün
kalkması,
§
Gâm ve
kederimin gitmesi,
İçin vesîle
kılmanı istiyorum Allâh’ım!”
“Derse, Allâh ona hüzün ve tasasını ortadan
kaldıracak bir yol gösterir. Bunların yerine ona ferâhlık verir (Allâh onun hüzün ve tasasını alır ve bunların yerine sevinç
verir).” Diye buyurdu.
Bunun üzerine Sahâbe-i Kirâm: “Ey Allâh’ın Rasûlü! Bunu öğrenmeyelim mi? (Bu sözleri öğrenmemiz gerekmez mi)” diye sordular.
Rasûlüllâh (ﷺ):
" Bilakis/Elbette ki, bu sözleri
işiten herkesin onları öğrenmesi gerekir." buyurdu.
Ş.g.
(Ahmed b. Hanbel, Müsned, 6/246
(3712), 452 (4318); Hâkim, Müstedrek, 1/509.)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder