İmâm Beyhekî, Şuâbü’l-Îmân’da, İbn-i Abbâs (r.anhümâ)’ın şöyle buyurduğunu bildirmiştir: --- “Nisâ Sûresinde 8 (sekiz) Âyet-i Kerîme vardır ki, onlar bu ümmet için güneşin üzerine doğup battığı her şeyden daha hayırlıdırlar.”
Cenâb-ı Hakk’ın:
﴿ يُر۪يدُ اللّٰهُ لِيُبَيِّنَ لَكُمْ وَيَهْدِيَكُمْ سُنَنَ الَّذ۪ينَ مِنْ قَبْلِكُمْ ...﴾ [سورة النسآء:٤/ ٢٦]
“Allâh, size (hükümlerini) açıklamak, size, sizden öncekilerin yollarını göstermek istiyor… ”[1]
1- Bilmediklerimizi bize açıklaması. (Nisâ Sûresi, 4/26.)
﴿ وَاللّٰهُ يُر۪يدُ أَنْ يَتُوبَ عَلَيْكُمْ ...﴾ [سورة النسآء:٤/ ٢٧]
“Allâh, sizin tevbenizi kabul etmek istiyor… ”[2]
2- Tevbelerimizi kabûl etmek istemesi. (Nisâ Sûresi, 4/27.)
﴿ يُر۪يدُ اللّٰهُ أَنْ يُخَفِّفَ عَنْكُمْ وَخُلِقَ الْاِنْسَانُ ضَع۪يفًا ﴾ [سورة النسآء:٤/ ٢٨]
“Allâh, sizden (yükümlülükleri) hafifletmek istiyor. Çünkü insan zayıf yaratılmıştır.”[3]
3- İnsanların zayıf yaratılmasından dolayı kaldıramayacağı yükü yüklememesi. (Nisâ Sûresi, 4/28.)
﴿ إِنْ تَجْتَنِبُوا كَبَآئِرَ مَا تُنْهَوْنَ عَنْهُ نُكَفِّرْ عَنْكُمْ سَيِّئَاتِكُمْ وَنُدْخِلْكُمْ مُدْخَلًا كَر۪يمًا ﴾ [سورة النسآء:٤/ ٣١]
“Eğer size yasaklanan (günah) ların büyüklerinden kaçınırsanız, sizin küçük günahlarınızı örteriz ve sizi güzel bir yere koyarız.”[4]
4- Büyük günâh işlemeyenlerin küçük günâhlarının affedileceğini bildirmesi. (Nisâ Sûresi, 4/31.)
﴿ إِنَّ اللّٰهَ لَا يَظْلِمُ مِثْقَالَ ذَرَّةٍۚ ... ﴾[سورة النسآء:٤/ ٤٠]
“Şüphesiz Allâh (hiç kimseye) zerre kadar zulüm etmez ... ”[5]
5- Zerre kadar zulüm etmeyeceğini bildirmesi. (Nisâ Sûresi, 4/40.)
﴿ ... يَسْتَغْفِرِ اللّٰهَ يَجِدِ اللّٰهَ غَفُورًا رَح۪يمًا ﴾ [سورة النسآء:٤/ ١١٠]
“(Kim) … Allâh’tan bağışlanma dilerse, Allâh’ı çok bağışlayıcı ve çok merhamet edici bulur.”[6]
6- Mağfiret dileyene çok mağfiret edeceği. (Nisâ Sûresi, 4/110.)
﴿ إِنَّ اللّٰهَ لَا يَغْفِرُ أَنْ يُشْرَكَ بِه۪ وَيَغْفِرُ مَا دُونَ ذٰلِكَ لِمَنْ يَشَآءُۜ ... ﴾ [سورة النسآء:٤/ ١١٦]
“Şüphesiz Allâh, kendisine ortak koşulmasını bağışlamaz. Bunun dışındaki günahları, dilediği kimseler için bağışlar … ”[7]
7- Şirkten başka bütün günâhları (dilediğini) affedeceğini bildirmesi. (Nisâ Sûresi, 4/116.)
﴿ وَالَّذ۪ينَ اٰمَنُوا بِاللّٰهِ وَرُسُلِه۪ وَلَمْ يُفَرِّقُوا بَيْنَ أَحَدٍ مِنْهُمْ اُو۬لٰٓئِكَ سَوْفَ يُؤْت۪يهِمْ أُجُورَهُمْۜ ... ﴾ [سورة النسآء:٤/ ١٥٢]
“Allâh’a ve peygamberlerine îmân edenler ve onlardan hiçbirini diğerlerinden ayırmayanlara gelince, işte onlara Allâh mükâfatlarını verecektir … ”[8]
8- Allâh-ü Teâlâ’ya bütün peygamberlere, hiç birinin arasını ayırmadan îmân edenlere; mükâfaatlarının yakında verileceğini bildirmesidir. (Nisâ Sûresi, 4/152.)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder