7 Şubat 2011 Pazartesi

SEYYİDÜ'L-İSTİĞFÂR

İMÂM-I A’ZAM EBÛ HANÎFE’NİN OĞLU HAMMÂD’A, “EL-VASIYYE” TERCÜMESİ’NDEN 12. MADDESİ

Seyyidül-istiğfar ile meşgul ol.
Rasûlüllâh (Aleyhi’s-salât-ü ve’s-selâm) buyurdu ki;
“Istiğfar duâlarının en değerli ve en üstünü şöyle demendir: “Allâhümme ente Rabbî, Lâ Ilâhe Illâ ente halaktenî ve ene abdüke ve ene alâ ahdike ve va`dike me`steta`tü, eûzü bike min şerri mâ sana`tü, ebûü leke bi ni`metike aleyye ve ebûü bi zenbî fe`gfirlî fe innehû lâ yeğfiru`z-zünûbe illâ ente”
Ma’nâsı: “Allâh`ım! Sen benim Rabbimsin! Senden başka (ibâdete lâyık) hiçbir ilâh yoktur. Ancak sen varsın. Beni sen yarattın, şüphesiz ben senin kulunum. Elimden geldiği kadar (gücüm yettiği kadar), sana verdiğim sözün ve sana ettiğim va’din üzerinde duruyorum. (akdin ve va`din üzere bulunuyorum, Zât-ı Ecelli âlâna verdiğim sözde durmağa çalışıyorum.). Ya Rabbi! işlediğim günahların şerrinden sana sığınıyorum. Bana lütuf ve ihsan buyurduğun nimetleri ikrar ve itiraf ediyorum, günâhlarımı da itiraf ediyorum. Yâ Rabbi! Beni mağfiret buyur (günâhlarımı bağışla), zîrâ senden başka günâhları bağışlayacak (mağfiret edecek, af edecek) yoktur. Ancak sen affedersin”

Peygamber Efendimiz Hz Muhammed (Aleyhi’s-salât-ü ve’s-selâm) daha sonra şunları ekledi: --- “Her kim, bu duâyı inanarak sabahleyin okur da o gün akşama çıkmadan ölürse o kimse cennetliktir. Her kim de akşamleyin okur da, sabah olmadan (sabaha çıkmadan) ölürse o kimse cennet ehlindendir (Cennete girecektir).” buyurdular.[1]

Ebû’d-Derdâ (r.a.)’dan şöyle rivâyet olunmuştur; Ebû’d-Derdâ (r.a.)’ya; --- “Evin yandı” denildiği zaman, --- “Yanmadı” buyurmuştur. --- “Çünkü ben Peygamber Efendimiz Hz Muhammed (Aleyhi’s-salât-ü ve’s-selâm)’dan;

--- “Gündüz söylendiğinde akşama kadar, akşam söylendiğinde sabaha kadar herhangi bir musîbete uğranılmayacağı”na dâir kelimeler işittim.” Bu kelimeler şunlardır: --- “Allâh’ım, benim yegâne Rabbim Sensin, zâten Sen’den başka bir Rabb’de yoktur. Sana inandım, Sana dayandım. Arş-ı A’zam’ın sâhibi Sensin. Güç ve kuvvet ancak sendendir. Olmasını dilediklerin olur, olmamasını dilediklerin de olmaz. “Bildim ve inandım ki Rabbim, Sen’in her şeye gücün yeter ve Sen ilminle her şeyi kuşatmışsındır. Allâh’ım, nefsimin ve mukadderâtını elinde tuttuğun bütün canlıların şerrinden Sen’in hıfz-u sıyanetine/himâyene sığınırım. Şüphesiz ki Rabbim dosdoğru bir yol üzerindedir.” 
والثانى عشر: أَنْ تَشْتَغِلَ بِسَيِّدِ الْاِسْتِغْفَارِ وَهُوَ قَوْلُهُ عَلَيْهِ السَّلَامُ. سَيِّدُ الْاِسْتِغْفَارِ: أَللّٰهُمَّ أَنْتَ رَبّ۪ي لٰٓا اِلٰهَ إِلَّا أَنْتَ خَلَقْتَني وَأَنَا عَبْدُكَ وَأَنَا عَلٰى عَهْدِكَ وَوَعْدِكَ مَا اسْتَطَعْتُ أَعُوذُ بِكَ مِنْ شَرِّ مَا صَنَعْتُ أَ بُٓوءُ لَكَ بِـنِعْمَتِكَ عَلَيَّ وَأَ بُٓوءُ بِذَنْب۪ي فَاغْفِرْ ل۪ي فَإِنَّهُ لَا يَغْفِرُ الذُّنُوبَ إِلَّا أَنْتَ مَنْ قَالَهَا ح۪ينَ يُمْس۪ى فَمَاتَ مِنْ لَيْلِه۪ دَخَلَ الْجَنَّةَ وَمَنْ قَالَهَا ح۪ينَ يُصْبِحَ فَمَاتَ، مِنْ يَوْمِه۪ دَخَلَ الْجَنَّةَّ. (وَعَنْ أَبِى الدَّرْدَآءَ رَضِىَ اللّٰهُ عَنْهُ ح۪ينَ ق۪يلَ لَهُ، قَدِ احْتَرَقَ بَيْتُكَ قَالَ مَا احْتَرَقَ لِكَلِمَاتٍ سَمِعْتُهُنَّ مِنْ رَسُولِ اللّٰهِ مَنْ قَالَهَا أَوَّلَ نَهَارِه۪ لَمْ تُصِبْهُ مُص۪يبَةٌ حَتّٰى يُمْس۪ى وَمَنْ قَالَهَا اٰخِرَ النَّهَارِ لَمْ تُصِبْهُ مُص۪يبَةٌ حَتّٰى يُصْبِحَ، اَللّٰهُمَّ أَنْتَ رَبِّي لَا إِلٰهَ إِلَّا أَنْتَ، عَلَيْكَ تَوَكَّلْتُ، وَأَنْتَ رَبُّ الْعَرْشِ الْعَظ۪يمِ. لَا حَوْلَ وَلَا قُوَّةَ إِلَّا بِاللّٰهِ الْعَلِيِّ الْعَظ۪يمِ. مَا شَآءَ اللّٰهُ كَانَ وَمَا لَمْ يَشَأْ لَمْ يَكُنْ. لَا حَوْلَ وَلَا قُوَّةَ إِلَّا بِاللّٰهِ الْعَلِيِّ الْعَط۪يم، أَعْلَمُ أَنَّ اللّٰهَ عَلٰى كُلِّ شَيْءٍ قَد۪يرٌۙ وَأَنَّ اللّٰهَ قَدْ أَحَاطَ بِكُلِّ شَيْءٍ عِلْمًا. أَللّٰهُمَّ إِنّ۪ي أَعُوذُ بِكَ مِنْ شَرِّ نَفْس۪ي وَمِنْ شَرِّ كُلِّ دَآبَّةٍ أَنْتَ أٰخِذٌ بِنَاصِيَتِهَا، إِنَّ رَبِ۪ي عَلٰى صِرَاطٍ مُسْتَق۪يمٍ.)


[1] Buhârî, Deavât, 2.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder