1 Şubat 2011 Salı

SON NEFESTE ÎMÂN İLE GÖÇME DUÂSI



SON NEFESTE ÎMÂN İLE GÖÇME DUÂSI

İ’tikâdı korumak ve bu inanç üzere ölmek son derece önemlidir.

Rûhu’l-Beyân, Kurtubî ve Cemel tefsirlerinde zikredildiğine göre; sabahleyin En’âm Sûresi’nin başından 3 Âyet-i Kerîme’yi okuyan kimsenin kalbine şeytan her ne zaman yanlış bir fikir atmak istese, berâberinde demirden bir kamçı bulunan bir melek yedinci kat semâdan inerek onunla şeytan arasına yetmiş bin perde koyar.[1]
بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ. ٨ أَلْحَمْدُ لِلّٰهِ الَّذ۪ى خَلَقَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ وَجَعَلَ الظُّلُمَاتِ وَالنُّورَۜ ثُمَّ الَّذ۪ينَ كَفَرُوا بِرَبِّهِمْ يَعْدِلُونَ ﴿١﴾ هُوَ الَّذ۪ى خَلَقَكُمْ مِنْ ط۪ينٍ ثُمَّ قَضٰٓى اَجَلًاۜ وَاَجَلٌ مُسَمًّى عِنْدَهُ ثُمَّ اَنْتُمْ تَمْتَرُونَ ﴿٢﴾ وَهُوَ اللّٰهُ فِى السَّمٰوَاتِ وَفِى الْاَرْضِۜ يَعْلَمُ سِرَّكُمْ وَجَهْرَكُمْ وَيَعْلَمُ مَا تَكْسِبُونَ ٧ [سورة الأنعام:٦/ ١-٣]

“Hamd, gökleri ve yeri yaratan, karanlıkları ve aydınlığı vâr eden Allâh’a mahsûstur. Böyle iken inkâr edenler başka şeyleri Rablerine denk tutuyorlar. (1) O öyle bir Rab’dır ki, sizi çamurdan yaratmış, sonra (her birinize) bir ecel ta’yîn etmiştir. (Kıyâmetin kopması için) belirlenmiş bir ecel de O’nun katındadır. Siz ise hâlâ şüphe ediyorsunuz. (2) Hâlbuki O, göklerde de Allâh’tır, yerde de. Sizin gizlinizi de bilir, açığa vurduğunuzu da. Sizin daha ne kazanacağınızı da bilir.”[2]
 

Rivâyet edildiğine göre her gün on kere;

"أَعُوذُ بِاللّٰهِ السَّم۪يعِ الْعَل۪يمِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّج۪يم"

“Allâh-ü Te’âlâ’nın huzûrundan kovulmuş olan Şeytân’ın şerrinden, her şeyi bilen ve işiten, Allâh-ü Te’âlâ’ya sığınırım.”


Okuyan kimse, o gün şeytanın bütün vesveselerinden kurtulur.
 

Âşık Muhammed el Hâlidî en Nakşibendî (kuddise sirruhû) Hazretlerinin beyânına göre: güneş doğmadan ve batmadan, Âl-i Imrân Sûresi’nin 18. Âyet-i Kerîmesi’ni, aşağıdaki duâ ile birlikte okuyan kişiye son nefeste îmânı bağışlanır.[3]
           

Âyet-i Kerîme’nin duâ ile birlikte okunuşu:
 

٨ شَهِدَ اللّٰهُ اَنَّهُ۫ لَٓا اِلٰهَ اِلَّا هُوَ وَالْمَلٰٓئِكَةُ وَاُو۬لُوا الْعِلْمِ قَآئِمًا بِالْقِسْطِ لَٓا اِلٰهَ اِلَّا هُوَ الْعَز۪يزُ الْحَك۪يمُ ٧  [سورة آل عمران:٣/ ١٨]  وَأَنَا أَشْهَدُ بِمَا شَهِدَ اللّٰهُ بِه۪ وَأَسْتَوْدِعُ اللّٰهَ هٰذِهِ الشَّهَادَةَ وَهِىَ ل۪ى وَد۪يعَةٌ عِنْدَ اللّٰهِ إِنَّ الدّ۪ينَ عِنْدَ اللّٰهِ الْاِسْلَامُ.

“Allâh, melekler ve ilim sahipleri, ondan başka ilâh olmadığına adâletle şâhitlik ettiler. O’ndan başka ilâh yoktur. O, mutlak güç sâhibidir, hüküm ve hikmet sâhibidir.”[4]


Şeyh Muhammed Ali İbn-i Hakîm et Tirmizî (Rahimehüllâh) buyurmuştur ki: Allâh-ü Teâlâ Hazretlerini bin kere rüyamda gördüm ve O’na: --- “Ya Rabbi! Ben imanımı kaybetmekten korkuyorum.”dedim. O’da bana: --- “Sabahın sünneti ile farzı arasında bir kere şu duâyı okumamı emretti.”

يَا حَيُّ يَا قَيُّومُ يَا بَد۪يعَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِ يَاذَا الْجَلَالِ وَالْاِكْرَامِ أَسْأَلُكَ أَنْ تُحْيِيَ قَلْب۪ى بِنُور۪ى مَعْفِرَتِكَ أَبَدًا يَآ أَللّٰهْ يَآ أَللّٰهْ يَآ أَللّٰهْ.

“Ey Hayy ve Kayyûm! Ey Celâl ve ikrâm sâhibi! Ey göklerin ve yerin yaratıcısı olan Allâhım! Senden, kalbimi marifetinin nûruyla ebediyyen diriltmeni isterim. Yâ Allâh! Yâ Allâh! Yâ Allâh!”


Bir rivâyette, bu duânın üç kere, diğer bir rivâyette de kırk kere okunması emredilmiştir.[5]


Üstâdımızın Üstâdı Hacı Ali Haydar Efendi (Kuddise Sirruhû), Üstâdımız Hacı Mahmud Efendi Hazretlerine, kalbinin kaymaması için şu duâyı devamlı okumasını vasiyet etmiştir:

٨ رَبَّنَا لَاتُزِغْ قُلُوبَنَا بَعْدَ اِذْ هَدَيْتَنَا وَهَبْ لَنَا مِنْ لَدُنْكَ رَحْمَةًۚ اِنَّكَ اَنْتَ الْوَهَّابُ ٧ [سورة آل عمران:٣/٨]

“Ey Rabbimiz! Bizi hidâyete eriştirdikten sonra kalplerimizi kaydırma. Bize tarafından rahmet bahşeyle. Şüphesiz ki sen ancak sen, son derece hîbe edensin.”[6]

Akşam Namazının sünnetinden sonra okunan şu duâ da kalbin îmanda sâbit kalmasına büyük bir vesîledir:

عَنْ أُمُّ سَلَمَةَ  زَوْجِ النَّبِيِّ رَضِىَ اللّٰهُ عَنْهَا قَالَتْ: كَانَ رَسُولُ اللهِ إِذَا انْصَرَفَ مِنْ صَلَاةِ الْمَغْرِبِ يَدْخُلُ فَيُصَلّٰى رَكْعَتَيْنِ ثُمَّ يَقُولُ ف۪يمَا يَدْعُوا: "يَامُقَلِّبَ الْقُلُوبِ ثَبِّتْ قُلُوبَنَا عَلى د۪ينِكَ."

Ümmü Seleme (r.anhâ) vâlidemizden rivâyet edildiğine göre; --- “Rasûlüllâh (sallellâh-ü aleyh-i ve sellem) akşam namazını kıldıktan sonra (yanıma) girer iki rekat namaz kılar ve sonra: 
--- “Ey kalbleri çeviren Allâhım! Kalblerimizi dînin üzere sâbit kıl.” diye duâ ederdi.”[7]
 

Yine böylece sabah namazının sünnetini evde kılıp cemaate çıkmak ta, son nefeste imanlı ölmeye sebeb olacak en fazîletli amellerden olarak zikredilmektedir.

Dünya ve âhiret en büyük sermâyemiz olan îmânımızı koruyabilmemiz için elden gelen bütün gayreti göstermemiz gerekirken, yapılması bu kadar kolay olan vazîfeleri de terk edersek elbette bu, büyük bir â’cizlik belgesi ve îmâna önem vermeme göstergesi olur ki bu hâle düşmekten Allâh-ü Teâlâ’ya sığınırız.

Allâh-ü Teâlâ’dan en büyük niyâzımız ve O’na olan en son duâmız, bu lediğimiz eserde belirtilen “Ehli Sünnet vel Cemaat”mezhebinin inancı üzere yaşayıp ölmeye bizi muvaffak kılmasıdır.[8]


[1] İ’tikat Risalesi, A. Mahmut ÜNLÜ, S: 91, Dila Yay. İst./2007. (Tefsîr-i Cemel, 2/2, Kurtubî, 6/383.)
[2] En’âm Sûresi, 6/1-3.
[3] İ’tikat Risalesi, A. Mahmut ÜNLÜ, S: 91, Dila Yay. İst./2007. (Miftâh-u Kenzi’l-Esrâr Fi’t-Tarîkati’n-Nakşibendiyye, Sh: 21.)
[4] Âl-i Imrân Sûresi, 3/18.
[5] İ’tikat Risalesi, A. Mahmut ÜNLÜ, S: 91, Dila Yay. İst./2007. (Miftâh-u Kenzi’l-Esrâr Fi’t-Tarîkati’n-Nakşibendiyye, Sh: 93. (Molla İlyas, Akâid-i Taftâzânî hâmişinde, S:134.)
[6] Âl-i Imrân Sûresi, 3/8.
[7] İ’tikat Risâlesi, A. Mahmut ÜNLÜ, S: 91, Dila Yay. İst./2007. (Miftâh-u Kenzi’l-Esrâr Fi’t-Tarîkati’n-Nakşibendiyye, Sh: 94. (İbn-i Sünnî, Amelül yevmi ve’l-leyle, Sh: 232, No:658)
[8] İ’tikat Risalesi, A. Mahmut ÜNLÜ, S: 91, Dila Yay. İst./2007. (Miftâh-u Kenzi’l-Esrâr Fi’t-Tarîkati’n-Nakşibendiyye, Sh: 95.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder