14 Aralık 2012 Cuma

SAFER AYI'NIN VAZÎFELERİ--- SAFER AYININ HER GÜNÜ OKUNACAK BİR DUÂ---دعاء رفع البلاء

 
SAFER AYI'NIN VAZÎFELERİ--- SAFER AYININ HER GÜNÜ OKUNACAK BİR DUÂ---دعاء رفع البلاء

SAFER AYI’NIN VAZÎFELER

1-     Mümkün ise bir gusül abdesti olmazsa namaz abdesti alınır. Abdest esnâsında "Yâ Rabbî!.. Biz bu abdestle dışımızı yıkarız, Sen ‘Azîmü’ş-Şân, maddî ve mânevî kirlerden kalbimizi temizle ve şu mübârek ayın fazîlet ve âdâbına mânî’ olacak ahlâkı zemîmeler-den bu almış olduğum abdesti temizlenmeme vesîle eyle..." denilir.

2-     100 İstiğfâr:

 

 اَسْتَغْفِرُ اللّٰهَ الْعَظ۪يمْ

"اَسْتَغْفِرُاللّٰهَ الَّذ۪ى لٰٓا إِلٰهَ إِلَّا هُوَ الْحَىُّ الْقَيُّومُ وَأَتُوبُ إِلَيْهِ."

 

"Kendisinden başka ilâh bulunmayan, hayy ve kayyûm olan Allâh'dan af diliyorum, O'na tevbe ediyorum"

 

"رَبِّ اغْفِرْل۪ى وَتُبْ عَلَىَّ إِنَّكَ اَنْتَ التَّوَّابُ الْغَفُورُ."

 

"Rabbim beni mağfiret et, affeyle, sen affedici, bağışlayıcısın"[1]

بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ،

٨ قُلْ هُوَ اللّٰهُ اَحَدٌ٧١٨ اَللّٰهُ الصَّمَدُ ٧٢٨ لَمْ يَلِدْ وَلَمْ يُولَدْ ٧٣٨وَلَمْ يَكُنْ لَهُ كُفُوًا اَحَدٌ٧٧٤٨  سُورَةُ اْلاِخْلَاصِ

İHLÂS SÛRE-İ CELÎLESİ’NİN MÂNÂSI

 

Bismillâhi’r-Rahmâni’r-Rahîm. (O Rahmân ve O Rahîm olan Allâh-ü Teâlâ’nın adıyla.)

“De ki: “O, Allâh’tır, bir tektir.” (1) “Allâh Samed’dir. (Her şey O’na muhtâctır; O, hiçbir şeye muhtâc değildir.)” (2) “O’ndan çocuk olmamıştır. (Kimsenin babası değildir.) Kendisi de doğmamıştır (kimsenin çocuğu değildir).” (3) “Hiçbir şey O’na denk ve benzer değildir.”(4)[2]

 

3-     100 İhlâs-ı Şerîf,

4-     100 Kelime-i Tevhîd,

5-     100 Lâfza-i Celâl: (Allâh c.c.) Allâh-ü Te’âlâ-yı devâmlı zikretmek lâzımdır. Zîrâ Allâh-ü Te’âlâ-yı zikretmek en büyük ibâdettir, belâları musîbetleri çevirir. En efdâl zikir "Lâ İlâhe İllellâh" dır. لٰٓاإِلٰهَ إِلَّا اللّٰهْ

6-   Kelime-i Temcîd: لَاحَوْلَ وَلَا قُـوَّةَ إِلَّا بِاللّٰهِ

OKUNUŞU: “Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâh.”

ANLAMI: “Günâha karşı korunmak ve ibâdet yapmak için gerekli kuvvet ancak Allâh-ü Teâlâ’tandır, Güç de kuvvet de ancâk Allâh’dandır.”

 

Her gün 100 kere "Lâ Hâvle Ve-lâ guvvete İllâ Billâh" denilmeli.

 

Bismillâhi’r-Rahmâni’r-Rahîm. (O, Rahmân ve O, Rahîm olan Allâh (c.c.)’ın adıyla).

بسم الله الرحمن الرحيم. ﴿ اَللّٰهُ لَٓا اِلٰهَ اِلَّا هُوَۚ اَلْحَىُّ الْقَيُّومُۚ  لَا تَاْخُذُهُ سِنَةٌ وَلَا نَوْمٌۜ لَهُ مَا فِى السَّمٰوَاتِ وَمَا فِى الْاَرْضِۜ مَنْ ذَاالَّذ۪ى يَشْفَعُ عِنْدَهُٓ اِلَّا بِـإِذْنِه۪ۜ يَعْلَمُ مَا بَيْنَ اَيْد۪يهِمْ وَمَا خَلْفَهُمْۚ وَلَا يُح۪يطُونَ بِشَىْءٍ مِنْ عِلْمِه۪ٓ اِلَّا بِمَا شَآءَۚ وَسِعَ كُرْسِيُّهُ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَۚ وَلَا يَؤُ۫دُهُ حِفْظُهُمَاۚ وَهُوَ الْعَلِىُّ الْعَظ۪يمُ.﴾ [سورة البقرة:٢/٢٥٥]

“Allâh, kendisinden başka hiçbir ilâh olmayandır. Diridir, kayyumdur. O’nu ne bir uyuklama tutabilir, ne de bir uyku. Göklerdeki her şey, yerdeki her şey O’nundur. İzni olmaksızın O’nun katında şefaatte bulunacak kimdir? O, kulların önlerindekileri ve arkalarındakileri (yaptıklarını ve yapacaklarını) bilir. Onlar O’nun ilminden, kendisinin dilediği kadarından başka bir şey kavrayamazlar. O’nun kürsüsü, bütün gökleri ve yeri kaplayıp kuşatmıştır. (O, göklere, yere, bütün evrene hükmetmektedir.) Gökleri ve yeri koruyup gözetmek O’na güç gelmez. O, yûcedir, büyüktür.”

 

7-     Yine Korunmak için; Âyete’l-Kürsî: Evden çıkarken ve eve girerken Âyete’l-Kürsî okunmalıdır: Evden çıkarken okuyan her işinde muvaffâk olur ve hayırlı işleri başarır. Evine gelince okursan iki Âyete’l-Kürsî arasındaki işlerin hayırlı olur ve fakirliğin önlenir. Bir kimse evinden çıkarken Âyete’l-Kürsî’yi okursa, Hakk Te’âlâ yetmiş Meleğe emreder, o kimse evine gelinceye kadar ona duâ ile istiğfâr ederler.

 

8-     Evden çıkarken üç kere: "Bismillâh-i Hasbiyellâh-ü Lâ İlâhe İllâ Hüve ‘Aleyh-i Tevekkeltü Ve Hüve Rabbü’l-‘Arşi’l-‘Az’îm" söylenmelidir.

"لٰٓاإِلٰهَ إِلَّا اللّٰهُ وَحْدَهُ لَاشَر۪يكَ لَهُ لَهُ الْمُلْكُ وَلَهُ الْحَمْدُ بِيَدِهِ الْخَيْرُ وَهُوَ عَلٰى كُلِّ شَيْءٍ قَد۪يرٌ."

OKUNUŞU: Lâ ilâhe illellâh-ü vahdehû lâ şerîke leh, lehü’l-mülkü ve lehû’l-hamdü bi-yedihi’l-hayr ve hüve ‘alâ külli şey’in kadîr.”

ANLAMI: Allâh’dan başka ilâh yoktur. O birdir, ortağı yoktur, mülk O’na âittir, hamd-ler de ona lâyıktır, her çeşit hayır O'nun elindedir. O her şeye kadirdir.”

 --- “Ey Allâh’ın Rasûlü! Bize Allâh Teâla Hazretleri, sana salât okumamızı emretti. Sana nasıl salât okuyabiliriz?” diye sordu. Efendimiz şu cevâbı verdi:

OKUNUŞU: --- “Şöyle söyleyin: “Allâhümme salli ‘alâ Muhammedi’v ve ‘alâ êl-i Muhammed, kemâ salleyte ‘alâ İbrâhîme ve bêrik ‘alâ Muhammedi’v ve ‘alâ êl-i Muhammedin kemâ bêrakte ‘alâ êl-i İbrâhîme inneke hamîdü’m-mecîd.”

 

ANLAMI: --- “Allâh’ım! Muhammed’e ve Muhammed’in êl-i’ne rahmet kıl, tıpkı İbrâhîm’e rahmet kıldığın gibi. Muhammed’i ve Muhammed’in êl-i’ni mübârek kıl. Tıpkı İbrâhîm’in êl-i’ni mübârek kıldığın gibi.”

(Rasûlüllâh ilâveten şunu söyledi): --- “Selâm da bildiğiniz gibi olacak."[3]

Tirmizî dışındaki Kütüb-i Sitte kitaplarında, Ebû Humeyd es-Sâidî (r.a.)’den gelen bir rivâyet şöyle:

Ashâb sordu: --- “Ey Allâh’ın Rasûlü sana nasıl salât okuyalım?”

Rasûlüllâh (‘aleyhi’s-salât-ü ve’s-selâm): “Şöyle söyleyin:

OKUNUŞU: ---  “Allâhümme salli alâ Muhammedi’v ve alâ ezvâcihî ve zürriyyetihî kemâ salleyte ‘alâ İbrâhîme ve bêrik ‘alâ Muhammedi’v ve ‘alâ ezvâcihî ve zürriyyetihî kemâ bêrakte ‘alâ İbrâhîme inneke hamîdü’n-mecîd.”

 

ANLAMI: --- “Allâhım! Muhammed’e zevcelerine ve zürriyetine rahmet kıl, tıpkı İbrâhîm’e rahmet kıldığın gibi. Muhammed’i, zevcelerini ve zürriyetini mübârek kıl, tıpkı İbrâhîm’i mübârek kıldığın gibi. Sen övülmeye lâyıksın, şerefi yücesin.”[4]

  مَوْلَا يَا صَلِّ وَسَلِّمْ دَآئِمًا اَبَدًا، عَلٰى حَب۪يبِكَ خَيْرِ الْخَلْقِ كُلِّهِمِ.

يَارَبِّ صَلِّ عَلَيْهِ، يَارَبِّ صَلِّ عَلَيْهِ، يَارَبِّ صَلِّ عَلَيْهِ، صَلَوَاةُ اللّٰهِ عَلَيْهِ.

Ey benim Mevlâm! Sen mahlûkâtın hepsinin en hayırlısı olan habîbin üzerine dâimî ve ebedî olarak salât ve selâm eyle.

Allâh’ım salât O’nun üzerine olsun!, Allâh’ım salât O’nun üzerine olsun!, Allâh’ım salât O’nun üzerine olsun!,  Allâh-ü Te’âlâ’nın da salavât-ı O’nun üzerine olsun!. (Âmîn!..)    

9-     100 Salâvât-ı Şerîf: Ayrıca yine safer ayında (ve her zaman) her gün mutlakâ günde 100 kere salavât getirmek lâzımdır. salavât çok belâ ve musîbetleri çevirir, dünyâ ve âhirette kurtuluşuna sebeb olur. Kısaca: "أَلّٰهُمَّ صَلِّ عَلٰي مُحَمَّدْ"

SAFER AYININ HER GÜNÜ OKUNACAK BİR DUÂ

Rivâyet olunduğuna göre, her kim aşağıda zikredilecek duâyı Safer ayının her günü okursa Allâh-ü Te’âlâ onu bir dahaki Safer ayına kadar o sene olacak bütün belâ ve musibetlerden korur. O sene ona hiçbir belâ isâbet etmez.

ذكر الشيخ محمد في كتابه المسمى الجواهر الخمس انه ينزل في كل سنه ٣٠٠ الف بليه وعشرين الف كلاهما في يوم الاربعاء الاخير من شهر صفر فيكون ذلك اليوم اصعب ايام السنة.

فمن صلى في ذلك اليوم اربع ركعات يقرأ في كل ركعه الفاتحة مره والكوثر خمس عشر مرة والتوحيد ثلاث مرات والمعوذتين كل واحده مره وبعد السلام يقرأ هذا الدعاءمره فإن الله تعالى يكفيه ذلك ويحفظه من جميع البلايات أمنا في نفسه وماله وولده سالما من صروف الدهر وهو هذا الدعاء:
بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ.

"أَللّٰهُمَّ صَلِّ وَ عَلٰي سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ عَبْدِكَ وَنَبِيِّكَ وَرَسُولِكَ النَّبِيِّ الْاُمِّيِّ وَعَلٰي اٰلِه۪ وَصَحْبِه۪ وَبَارِكْ وَسَلِّمْ، أَللّٰهُمَّ إِنّ۪ي أَعُوذُبِكَ مِنْ شَرِّ هٰذَا الشَّهْرِ وَمِنْ شَرِّ هٰذَا يَوْمِ وَمِنْ كُلِّ شِدَّةٍ وَبَلٰٓاءٍ وَبَلِيَّهٍۨ الَّت۪ي قَدَّرْتَ ف۪يهِ يَادَهْرُ يَادَيْهُورُ يَادَيْهَارُ يَاكَانُ يَاكَيْنُونُ يَاكَيْنَانُ يَآأَزَلُ يَآأَبَدُ يَامُبْدِئُ يَامُع۪يدُ يَاذَا الْجَلَالِ وَالْاِكْرَامِ يَاذَا الْعَرْشِ الْمَج۪يدِ أَنْتَ تَفْعَلُ مَاتُر۪يدُ، أَللّٰهُمَّ احْرُسْن۪ي بِعَيْنِكَ الَّت۪ي لَاتَنَامُ ف۪ي نَفْس۪ي وَمَال۪ي وَأَهْل۪ي وَأَوْلَاد۪ي وَد۪ين۪ي وَدُنْيَايَ الَّتِي ابْتَلَيْتَن۪ي بِصُحْبَتِهَا وَبِحُرْمَةِ الْاَبْرَارِ وَالْاَخْيَارِ بِرَحْمَتِكَ يَاعَز۪يزُ يَاغَفَّارُ يَاكَر۪يمُ يَاسَتَّارُ بِرَحْمَتِكَ يَآأَرْحَمَ الرَّاحِم۪ينَ. أَللّٰهُمَّ  يَاشَد۪يدَ الْقُوٰى يَاشَد۪يدَ الْمِحَالِ يَاعَز۪يزُ يَاكَر۪يمُ يَاكَب۪يرُ يَامُتَعَالْ، ذَلَّلْتَ -أَذْلَلْتَ-  بِعِزَّتِكَ جَم۪يعَ خَلْقِكَ يَامُحْسِنُ يَامُجَمِّلُ يَامُتَفَضِّلُ يَامُنْعِمُ يَامُكْرِمُ يَآ أَللّٰهُ لٰٓا إِلٰهَ إِلَّا أَنْتَ  بِرَحْمَتِكَ يَآأَرْحَمَ الرَّاحِم۪ينَ.  أَللّٰهُمَّ يَالَط۪يفُ لَطَفْتَ بِخَلْقِ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِ، أُلْطُفْ بِنَا ف۪ي -مِنْ- قَضَآئِكَ وَعَافِنَا مِنْ بَلٰٓائِكَ وَلَاحَوْلَ وَلَا قُوَّةَ إِلَّا بِكَ بِرَحْمَتِكَ يَآأَرْحَمَ الرَّاحِم۪ينَ. حَسْبُنَا اللّٰهُ وَنِعْمَ الْوَك۪لُ، وَلَا حَوْلَ وَلَا قُوَّةَ إِلَّا بِاللّٰهِ الْعَلِيِّ الْعَظ۪يمِ. أَللّٰهُمَّ بِسِرِّ الْحَسَنِ وَأَخ۪يهِ وَجَدِّه۪ وَأَب۪يهِ وَأُمِّه۪ وَبَن۪يهِ، إِكْفِن۪ي شَرَّ هٰذَا الْيَوْمِ وَمَ يَنْزِلُ ف۪يهِ يَاكَافِيَ الْمُهِمَّاتِ يَادَافِعَ الْبَلِيَّاتِ، ٨... فَسَيَكْف۪يكَهُمُ اللّٰهُۚ وَهُوَ السَّم۪يعُ الْعَل۪يمِۜ٧ [سورة البقرة:٢/١٣٧] ، وَصَلَّى اللّٰهُ عَلٰى سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ وَعَلٰي اٰلِه۪ وَصَحْبِه۪ وَسَلَّمَ، أَللّٰهُمَّ بَارِكْ لَنَا ف۪ي شَهْرِ الصَّفَرِ وَاخْتِمْ لَنَا بِالسَّعَادَةِ وَالظَّفَرِ."

Ey Allâh-ım..!

Kulun, Nebîn ve Rasûl’ün olan Ümmî Peygamberin Efendimiz Muhammed (s.a.v.)’e ve Ehl-i Beyt-i’ne ve Sahâbesi-ne salât eyle, bereketler yağdır ve selâm eyle...

Ey Allâh-ım..!

Muhakkak ki ben bu ayın ve bu günün şerrinden ve senin bu ay da yarattığın her bir belâ ve musibetten sana sığınırım. Ey ezeli!  Ey baki! Ey Mevcûd! Ey Sâbit! Ey Hâkk! Ey (varlığının) başlangıcı olmayan! Ey sonu olmayan! Ey herşeyi yoktan yaratan! Ey herşeyi tekrar diriltecek olan! Ey Celâl ve İkrâm sâhibi! Ey Ulu ‘Arş-ın sâhibi! Sen dilediğini yaparsın. Ey Allâh-ım! Canımı, malımı, birliktelikleriyle beni imtihâna tâbî tuttuğun çocuklarımı, Dînimi ve dünyâmı hiç uyumayan kudret gözünle muhâfaza eyle. İyi ve hayırlı kullarının hürmetine bu duâmı kabûl eyle. Rahmetinle muâmele eyle...

Ey Allâh-ım..!

Ey günâhları bağışlayan! Ey (kullarına karşı) cömerd (olan)! Ey günâhları örten! Ey acıyanların en merhametlisi! Rahmetin ile muâmele eyle. Ey kuvvetleri güçlü ve azabı şiddetli olan Allâh! Ey kendisi çok güçlü olan! Ey kulluk sahibi! Ey iyilik sahibi! En büyük Allâh! En yüce Allâh! ‘İzzetinle bütün yarattıklarını zelil kıldın. Bana kâfî gel, mahlûkatın (ın şer ve zararların)-a karşı bana kâfî gel...

Ey Güzellik Veren..! Allâh-ım..!

Ey yaptığını güzel yapan! Ey güzelleştiren! Ey fazl-u kerem sahibi! Ey in’âm eden! Ey ikrâm eden! Ey kendisinden başka hiçbir ilâh bulunma-yan! Ey acıyanların en merhametlisi! Ey gökleri ve yeri yaratma lütfunda bulunan latif! Kazâ ve kaderinde bize lütufta bulun. Belâdan bize afiyet ver. Günâhlardan dönüş ve ibâdete kuvvet ancak senin yardımınladır. Ey acıyanların en merhametlisi! Rahmetinle kabul buyur...

Allâh bize yeter. O ne güzel vekildir. O pek yüce ve çok büyük Allâh’ın yardımı olmadan hiçbir güç ve kuvvet yoktur. Ey Allâh! Hasen ile kardeşinin, dedesi ile babasının, annesi ile oğullarının sırrı hakkı için; bugünün şerrine ve bugünde inecek olan belâların şerrine karşı bana kâfî gel! Ey mühim sıkıntılara kâfî gelen ve ey belâları kaldıran! “ … Onlara karşı muhakkâk Allâh sana kâfi gelecektir. O hakkıyla işiten ve hakkıyla bilendir.”[5]

Allâh’ım!.. Efendimiz Muhammed (s.a.v.)’e, Ehl-i Beyti’ne ve Ashâbının tümüne salât eylesin.

Ey Allâh-ım..!

Safer ayında bize bereket ver. Mutluluk ve gâlibiyetle bitirmemizi nasîb et... (Âmîn)[6]

"يَادَافِع الْبَالَا يَاإِدْفَغَ عَنَّا الْبَلَا فَاللّٰهُ خَيْرٌ حَافِظًا وَهُوَ أَرْحَمُ الرَّاحِم۪ينَ، إِنَّكَ عَلٰي كُلِّ شَيْءٍ قَد۪يرْ."

OKUNUŞU: Yâ dâfaia’l-bêlâ, Yâ idfe’a ‘anne’l-belâ, "Fellâhü hayrun hâfizan ve hüve Erhâmü’r-Râhımîn, inneke ‘alâ külli şey’in gadîr."

MÂNÂSI: Ey belâları def eden! Bizden belâları def eyle. Allâh hayırla muhâfaza edicidir ve o merhametlilerin en merhametlisidir. Muhakkâk her şeye kaâdirdir.” Okunmalı ve duâ edilmelidir.

٨ ... فَاللّٰهُ خَيْرٌ حَافِظًا وَهُوَ أَرْحَمُ الرَّاحِم۪ينَ ٧ [سورة يوسف: ١٢/٦٤]

“ … Allâh en iyi koruyandır ve O, merhametlilerin en merhametlisidir.”[7]

٨ ... إِنَّكَ عَلٰي كُلِّ شَيْءٍ قَد۪يرْ ٧ [سورة آل عمران:٣/٢٦] --- [سورة التحريم:٦٦/٨]

“ … Şüphesiz sen her şeye hakkıyla gücü yetensin.”[8]

 

Enes b. Mâlik (r.a.)’e Peygamberimiz (s.a.v.)’in öğrettiği çok te’sîrli bir duâ:

 

Bu duâyı sabah (mümkünse güneş doğmadan) 3 kere ve akşam güneş battıktan hemen sonra okuyan, korkmaya tek lâyık olan yalnız Allâh-ü Te’âlâ-dan korksun. Başta zâlim devlet başkanı, şeytan, cin ve insanların şerrinden, büyü ve efsunlardan hiçbiri Allâh-ü Te’âlâ-nın izniyle hiçbir şekilde zarar veremez. Hz Osman (r.a.)’nın bildirildiğine göre ânî belâlardanda korunur.

"بِسْمِ اللّٰهِ الَّذ۪ي لَا يَضُرُّ مَعَ اسْمُهُ شَيْءٌ فِي الْاَرْضِ وَلَا فِي السَّمَآءِ وَهُوَ السَّم۪يعُ الْعَل۪يمِ."

OKUNUŞU: “Bismillâhi’l-lezî Lâ Yezurrü me’as mihî şey-ün fil-erzı ve lâ fi’s-semâi ve hüve’s-semî’ul âliym.”

MÂNÂSI: “Yerde ve gökte, ismiyle (ismi anılınca) hiç bir şeyin zarar vermediği, hakkıyla işiten ve hakkıyla bilen Allâh-ü Te’âlâ-nın adı ile (başlarım!..)”

 

KUŞLUK NAMAZI KILMANIN FAZÎLETİ!..

 

"وَالْكَلِمَةً الطَّيِّبَةُ صَدَقَةٌ وَكٌلُّ خَطْوَةٍ تَمْشِيهَا صَدَقَةٌ وَتُم۪يطُ أَذٰى عَنِ الطَّر۪يقِ صَدَقَةٌ."

“...Her bir tesbih sadakadır, her bir tekbir sadakadır, her bir tahmîd sadakadır, her bir tehlil sadakadır. Emr-i bi’l-ma’ruf sadakadır, nehy-i ani’l-münker sadakadır.”[9]  

وَعَنْ أَب۪ى ذَرٍّ رَضِىَ اللّٰهُ عَنْهُ قَالَ: قَالَ رَسُولُ اللّٰهِ : يُصْبِحُ عَلٰى كُلِّ سُلَامٰى مِنْ أَحَدِكُمْ صَدَقَةٌ، فَكُلُّ تَسْب۪يحَةٍ صَدَقَةٌ، وَكُلُّ تَحْم۪يدَةٍ صَدَقَةٌ، وَكُلُّ تَهْل۪يلَةٍ صَدَقَةٌ، وَكُلُّ تَكْب۪يرَةٍ صَدَقَةٌ، وَأَمْرٌ بِالْمَعْرُوفِ صَدَقَةٌ، وَنَهْىٌ عَنِ المُنْكَرِ صَدَقَةٌ، وَيُجْزِئُ مِنْ كُلِّ ذٰلِكَ رَكْعَتَانِ يَرْكَعُهُمَا الْعَبْدُ مِنَ الضُّحٰى. أخرجه مسلم وأبو داود.

Ebû Zerr (r.a.) anlatıyor: “Rasûlüllâh (‘aleyhi’s-salât-ü ve’s-selâm) buyurdular ki:

--- “Her gün, sizin her bir mafsalınız için bir sadaka terettüp etmektedir. Her tesbîh bir sadakadır. Her tahmîd bir sadakadır, her bir tehlîl bir sadakadır. Emr-i bi’lma’rûf bir sadakadır. Nehy-i ‘ani’l-münker de bir sadakadır. Bütün bunlara kişinin kuşlukta kılacağı iki rek’ât namaz kâfî gelir.”[10]

وَعَنْ بَر۪يدَة رَضِىَ اللّٰهُ عَنْهُ قَالَ: قَالَ رَسولُ اللّٰهِ : فِي الْاِنْسَانِ ثَلَاثَمِائَةٍ وَسِتُّونَ مَفْصَلًا. فَعَلَيْهِ أَنْ يَتَصَدَّقَ عَنْ كُلِّ مِفْصَلٍ مِنْهُ صَدَقَةً. قَالُوا مَنْ يُط۪يقُ ذٰلِكَ؟ قَالَ النَخَاعَةُ فِي الْمَسْجِدِ يَدْفِنُهَا. وَالشَّىْءُ يُنَحّ۪يهِ عَنِ الطّر۪يقِ.فَإِنْ لَمْ يَجِدْ فَرَكْعَتَانِ يَرْكَعُهُمَا مِنَ الضُّحٰى. أخرجه أبو داود."النخاعة" بالضم: النخامة .

Büreyde (r.a.) anlatıyor: “Rasûlüllâh (‘aleyhi’s-salât-ü ve’s-selâm) buyurdular ki:

--- “İnsanda üçyüz-altmış mafsal vardır. Her bir mafsal için bir sadakada bulunması gerekir.”

(Bunu işitenler): --- “Buna kimin gücü yeter?” dediler. (‘Aleyhi’s-salât-ü ve’s-selâm):

--- “Mescidde toprağa gömeceği bir balgam, yoldan bertaraf edeceği bir engel... Bunları bulamazsa, kuşluk vakti kılacağı iki rek’ât namaz!”[11]

وَعَنْ أَب۪ى ذَرٍّ وَأَبِى الدَّرْدَآءِ رَضِىَ اللّٰهُ عَنْهُمَا قَالَ: قَالَ رَسُولُ اللّٰهِ : قَالَ اللّٰهُ تَعَالٰى: ابنَ آدَمَ ارْكَعْ ل۪ى أَرْبَعَ رَكَعَاتٍ أَوَّلَ النَّهَارِ أَكْفِكَ آخِرَهُ.

Ebû Zerr ve Ebû'd-Derdâ (r.anhümâ) anlatıyor: “Rasûlüllâh (‘aleyhi’s-salât-ü ve’s-selâm) buyurdular ki:

--- “Allâh-ü Te’âlâ hazretleri dedi ki:

--- “Ey Âdemoğlu! Günün evvelinden benim için dört rek’ât namaz kıl, ben de sana günün sonunu garantileyeyim.”[14]

وَعَنْ أَب۪ى هُرَيْرَةَ رَضِىَ اللّٰهُ عَنْهُ قَالَ: قَالَ رَسُولُ اللّٰهِ : مَنْ حَافَظَ عَلٰى شُفْعَةِ الضُّحٰى غُفِرَتْ ذُنُوبُهُ وَإِنْ كَانَتْ مِثْلَ زَبَدِ الْبَحْرِ. أخرجه الترمذي .

Hz. Ebû Hüreyre (r.a.) anlatıyor: “Rasûlüllâh (‘aleyhi’s-salât-ü ve’s-selâm) buyurdular ki:

--- “Kim kuşluğun bir çift (namaz) ına devâm ederse, deniz köpüğü kadar çok da olsa, Allâh günâlarını affeder.”[12]

 

SAFER AYI DUÂSI

 

ü  İlk 15 gün her güne 100 defâ;

"اَلُّهُمَّ فَرِّجْنَا بِدُخُولِ الصَّفَرِ وَاخْتِمْ لَنَا بِلْخَيْرِ وَظَّفَرِ."

OKUNUŞU: “Allâhümme ferrıcnâ bi dühûli’s-Safer-i vehtim lenâ bi’l-hayr-i ve’z-zafer-i.”

MÂNÂSI: “Allâh-ım!.. Bizi Safer (ayının)’in girişiyle ferâhlat, genişlet. Bize bu ayı hayırla ve zaferle tamamlat.”

 

ü  15 günden sonra da;

 

"اَلُّهُمَّ فَرِّجْنَا بِخُرُوجِ الصَّفَرِ وَاخْتِمْ لَنَا بِلْخَيْرِ وَظَّفَرِ."

OKUNUŞU: “Allâhümme ferrıcnâ bi hurûci’s-Safer-i vehtim lenâ bi’l-hayr-i ve’z-zafer-i.”

 

MÂNÂSI: “Allâh-ım!.. Bizi Safer (ayının)’in çıkışıyla ferâhlat, genişlet. Bize bu ayı hayırla ve zaferle tamamlat.”



[1] Kütüb-i Sitte, İbrahim Canan,  7/126.
[2] İhlâs Sûresi, 112/1-4.
[3] Buhârî, Daavât 33, Enbiya 8; Müslim, Salât 69, (407); Muvatta, Kasru’s-Salât 66, (1, 165); Ebû Dâvut, Salât, 183, (979); Nesâî, Sehv 54, (3, 49).
[4] Buhârî, Daavât 33, Enbiya 8; Müslim, Salât 69, (407); Muvatta, Kasru’s-Salât 66, (1, 165); Ebû Dâvut, Salât, 183, (979); Nesâî, Sehv 54, (3, 49).
[5] Bakara Sûresi, 2/137’den.
[6]Muhammed İbni Hatirüddin, El-Cevahiru’l-Hams, Sh: 50-52, İbrahim El Ensari, Rava’z-Zam’an Fî Fedaili’l-Eşhuri Ve’l-Eyyam, Sh: 4; Muhammed Abidin, Tenbihu’l-Kulubi’n-Naime Ale’l-Evradi’d-Daime, Sh: 71-72; Mahmud Sami, el-Ed’iye ve’l-Ezkâr, Sh: 123-127. (Kaynak: Kasr-ı Arifan Dergisi)
[7] Yûsüf Sûresi, 12/64’den.
[8] Âl-i ‘Imrân Sûresi, 3/26’dan; Tahrîm Sûresi, 66/8’den.
[9] Kütüb-i Sitte, 10/17.
[10] Müslim, Müsâfirîn 84, (720); Ebû Dâvud, Salât 301, (1286).
[11] Ebû Dâvud, Edeb, 172, (5242).
[12] Tirmizî, Salât 346, (475).




[1]Muhammed İbni Hatirüddin, El-Cevahiru’l-Hams, Sh: 50-52, İbrahim El Ensari, Rava’z-Zam’an Fî Fedaili’l-Eşhuri Ve’l-Eyyam, Sh: 4; Muhammed Abidin, Tenbihu’l-Kulubi’n-Naime Ale’l-Evradi’d-Daime, Sh: 71-72; Mahmud Sami, el-Ed’iye ve’l-Ezkâr, Sh: 123-127. (Kaynak : Kasr-ı Arifan Dergisi)

 
SAFER AYI İBADETLERİ, BELA VE VE FELAKET RİVAYETLERİ
....
SAFER AYI'NDA NELER YAPMALIYIZ?
....
Muharrem ayından sonra gelen islami ayların ikincisi Safer Ayıdır...
. Belaların 1. kat semaya indiği ay olarak bilinir. 2014 senesinin miladi takviminin 24 Kasımına denk gelen bu ayda efendimiz (s.a.v.) bu ayda hastalığa tutulmuştur.
....
Saygıdeğer müdavimlerimiz, bela ve hayr her ayda vardır. O sizin iman, ibadet ve yaptıklarınıza bağlıdır. Bu ayda hayrı çekmek, şerri defetmek sizin elinizdedir. Allaha çok yakın olabilmek için neler yapmalıyız! Bu yazıda naçizane bir nebze de olsa onlar anlatılmaya gayret ediliştir.

Hiç bir şey yapamıyorsanız "bir selavat getirmeniz dileğiyle!"
....
Safer Ayı İle İlgili Yapılması Gerekenler ve Safer Ayında Okunacak Dualar.

. Belaların 1. Kat semaya indigi safer ayindayiz
. Bu gece birinci gecesi.
. Efendimiz (s.a.v.) bugün ölüm hastaligina tutulmustur.
.
. Bu gece 1. Kat semaya 320.000 bela inmektedir.
.
. Bu ayda hergün 100 defa la havle vela kuvvete illa billahil aliyyil azim denilmelidir .
.
. Günde 100 defa okuyandan en hafifi fakirlik olmak üzere 70 cesit bela kaldirilir .
.
Paylaşalım İnşaallah: 'Kim hayra vesile olursa hayrı yapan gibidir.' buyrulur!
.
. Sefer ayı boyunca her gün aşağıdaki dua en az bir kere okunmalıdır:

"ALLAHÜMME BARİK LENA Fİ ŞEHR-İ SAFER VAHTİM LENA BİSSAADETİ VEZZAFER."
.
Safer ayının ilk ve son çarşamba gününün gecesinde, yani salı gecesi kılınacak namaz:

(İSLÂM’da gece günden önce gelir. Yani Cuma günü, Perşembe Günü akşam ezanı okunduğunda giriyor)
1 Rekât : Fatiha’dan Sonra ; 17 Kevser Sûresi
2 Rekât : Fatiha’dan Sonda; 5 İhlâs Sûresi
3 Rekât : Fatiha’dan Sonra ; 1 Felâk Sûresi
4 Rekât : Fatiha’dan Sonra ; 1 Nâs Sûresi

Selam verdikten sonra:
7 defa “Estağfirullah El Azimé
11 defa “Salat-i Müncine (Salaten Tüncina) duası okunur.
SALATEN TÜNCİNA DUASI:
“Allâhumme salli alâ Seyyidinâ Muhammedin ve alâ âli Seyyidina Muhammedin salâten tüncînâ bihâ min-cemî’il-ehvâli vel âfat. Ve takdî lenâ bihâ cemîal hâcât ve tutahhirunâ bihâ min-cemîi’s-seyyiât ve terfe’unâ bihâ a’lâ’d-deracât ve tubelliğunâ bihâ aksâ’l-ğayât min cemiîl-hayrâti fî’l-hayâti ve ba’del-memât birahmetike Yâ erhame’r-rahimîn.”
Namaz sonrası okunacak dua:
“Hasbünallahü ve nimel vekil nimel Mevla ve nimennasir” denilip “İnneke ala külli şey’in Kadir.” denilir
....
. Bundan sonra;

” Ya Rabbi, beni ve aile efradımı ve bi cümle mü’mini afat-ı semaviye ve aradiyyelerden (yer ve gök afetlerinden) ve cemi belalardan muhafaza eyle” diye dua edilir..
....

Safer ayının ilk ve son çarşamba günü, öğlen ve ikindi namazı arasında kılınacak namaz:
1 Rekât : Fatiha’dan Sonra ; 11 İhlâs Sûresi
2 Rekât : Fatiha’dan Sonda; 11 İhlâs Sûresi

Bu namazdan sonra 100 kere “Yâ dâfia’l-belâyâ, idfâ anna’l-belâyâ, fallâhü hayrun hâfizan ve hüve Erhâmü’r-Râhimin, inneke alâ külli şey’in kadir”okunmalı ve dua edilmelidir.
Yine Korunmak için;
*Ayet-el Kûrsi:
Evden çıkarken ve eve girerken Ayet-el Kûrsi okunmalıdır: Evden çıkarken okuyan her işinde muvaffak olur ve hayırlı işleri başarır. Evine gelince okursan iki Ayet-el Kûrsi arasındaki işlerin hayırlı olur ve fakirliğin önlenir. Bir kimse evinden çıkarken Ayet-el Kûrsi ‘yi okursa, Hakk Teâlâ yetmiş Meleğe emreder, o kimse evine gelinceye kadar ona dua ile istiğfar ederler.

Evden çıkarken üç kere: “BİSMİLLAHİ HASBİYALLAHİ LAİLAHE İLLA HÛ ALEYHİ TEVEKKELTÜ VE HÜVE RABBİL ARŞİL AZİYM” söylenmelidir.
...
 
 
 
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder