3 Temmuz 2013 Çarşamba

SEYYİDÜL-İSTİĞFÂR

SEYYİDÜL-İSTİĞFÂR


أَنْ تَشْتَغِلَ بِسَيِّدِ الْاِسْتِغْفَارِ وَهُوَ قَوْلُهُ عَلَيْهِ السَّلٰامُ. سَيِّدُ الْاِسْتِغْفَارِ:

"أَللّٰهُمَّ أَنْتَ رَبّ۪ي لٰٓا اِلٰهَ إِلَّا أَنْتَ خَلَقْتَن۪ي وَأَنَا عَبْدُكَ وَأَنَا عَلٰى عَهْدِكَ وَوَعْدِكَ مَا اسْتَطَعْتُ أَعُوذُ بِكَ مِنْ شَرِّ مَا صَنَعْتُ أَ بُٓوءُ لَكَ بِـنِعْمَتِكَ عَلَيَّ وَأَ بُٓوءُ بِذَنْب۪ي فَاغْفِرْ ل۪ي فَإِنَّهُ لَا يَغْفِرُ الذُّنُوبَ إِلَّا أَنْتَ"

مَنْ قَالَهَا ح۪ينَ يُمْس۪ى فَمَاتَ مِنْ لَيْلِه۪ دَخَلَ الْجَنَّةَ وَمَنْ قَالَهَا ح۪ينَ يُصْبِحَ فَمَاتَ، مِنْ يَوْمِه۪ دَخَلَ الْجَنَّةَّ. (وَعَنْ أَبِى الدَّرْدَآءَ رَضِىَ اللّٰهُ عَنْهُ ح۪ينَ ق۪يلَ لَهُ،

 

Seyyidül-istiğfâr ile meşgûl ol. Rasûlüllâh (aleyhi’s-salât-ü ve’s-selâm) buyurdu ki; --- “İstiğfâr duâlarının en değerli ve en üstünü şöyle demendir: “Allâhümme ente Rabbî, Lâ İlâhe İllâ ente halaktenî ve ene abdüke ve ene ‘alâ ahdike ve va`dike me`steta`tü, eûzü bike min şerri mâ sana`tü, ebûü leke bi ni`metike aleyye ve ebûü bi zenbî fe`ğfirlî fe innehû lâ yeğfiru`z-zünûbe illâ ente”

 

MA’NÂSI: “Allâhım! Sen benim Rabbimsin! Senden başka (ibâdete lâyık) hiçbir ilâh yoktur. Ancak sen varsın. Beni sen yarattın, şüphesiz ben senin kulunum. Elimden geldiği kadar (gücüm yettiği kadar), sana verdiğim sözün ve sana ettiğim va’din üzerinde duruyorum. (Akdin ve va`din üzere bulunuyorum, Zât-ı Ecelli ‘Âlâ-na verdiğim sözde durmağa çalışıyorum.) Yâ Rabbî! işlediğim günâhların şerrinden sana sığınıyorum. Bana lütuf ve ihsân buyurduğun ni’metleri ikrâr ve i’tirâf ediyorum, günâhlarımı da i’tirâf ediyorum. Yâ Rabbî! Beni mağfiret buyur (günâhlarımı bağışla), zîrâ senden başka günâhları bağışlayacak (mağfiret edecek, af edecek) yoktur. Ancak sen affedersin”

 

Peygamber Efendimiz Hz Muhammed (aleyhi’s-salât-ü ve’s-selâm) daha sonra şunları ekledi: --- “Her kim, bu duâyı inanarak sabahleyin okur da o gün akşama çıkmadan ölürse o kimse cennetliktir. Her kim de akşamleyin okur da, sabah olmadan (sabaha çıkmadan) ölürse o kimse cennet ehlindendir (Cennete girecektir.) Buyurdular.[1]





[1] Buhârî, Deavât, 2.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder