22 Haziran 2016 Çarşamba

KUL HAKKI MAZLUM VE HZ. PEYGAMBERİMİZ (S.A.V.) EFENDİMİZ'İN ARAFAT VE MÜZDELİFE DUASI---"إِنَّ عَدُوَّ اللَّهِ إِبْلِيسَ



 
KUL HAKKI MAZLUM VE HZ. PEYGAMBERİMİZ (S.A.V.) EFENDİMİZ'İN ARAFAT VE MÜZDELİFE DUASI---"إِنَّ عَدُوَّ اللَّهِ إِبْلِيسَ
٣٠١٣- حَدَّثَنَا أَيُّوبُ بْنُ مُحَمَّدٍ الْهَاشِمِيُّ قَالَ: حَدَّثَنَا عَبْدُ الْقَاهِرِ بْنُ السَّرِيِّ السُّلَمِيُّ قَالَ: حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ كِنَانَةَ بْنِ عَبَّاسِ بْنِ مِرْدَاسٍ السُّلَمِيُّ، أَنَّ أَبَاهُ، أَخْبَرَهُ عَنْ أَبِيهِ، أَنَّ النَّبِيَّ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ «دَعَا لِأُمَّتِهِ عَشِيَّةَ عَرَفَةَ، بِالْمَغْفِرَة" فَأُجِيبَ: "إِنِّي قَدْ غَفَرْتُ لَهُمْ، مَا خَلَا الظَّالِمَ، فَإِنِّي آخُذُ لِلْمَظْلُومِ مِنْهُ" قَالَ: "أَيْ رَبِّ إِنْ شِئْتَ أَعْطَيْتَ الْمَظْلُومَ مِنَ الْجَنَّةِ، وَغَفَرْتَ لِلظَّالِمِ."

فَلَمْ يُجَبْ عَشِيَّتَهُ، فَلَمَّا أَصْبَحَ بِالْمُزْدَلِفَةِ، أَعَادَ الدُّعَاءَ، فَأُجِيبَ إِلَى مَا سَأَلَ، قَالَ: فَضَحِكَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ، أَوْ قَالَ تَبَسَّمَ، فَقَالَ لَهُ أَبُو بَكْرٍ وَعُمَرُ: بِأَبِي أَنْتَ وَأُمِّي إِنَّ هَذِهِ لَسَاعَةٌ مَا كُنْتَ تَضْحَكُ فِيهَا، فَمَا الَّذِي أَضْحَكَكَ؟ أَضْحَكَ اللَّهُ سِنَّكَ قَالَ: "إِنَّ عَدُوَّ اللَّهِ إِبْلِيسَ، لَمَّا عَلِمَ أَنَّ اللَّهَ عَزَّ وَجَلَّ، قَدِ اسْتَجَابَ دُعَائِي، وَغَفَرَ لِأُمَّتِي أَخَذَ التُّرَابَ، فَجَعَلَ يَحْثُوهُ عَلَى رَأْسِهِ، وَيَدْعُو بِالْوَيْلِ وَالثُّبُورِ، فَأَضْحَكَنِي مَا رَأَيْتُ مِنْ جَزَعِهِ."[1]

3013--- … Abbâs bin Mirdâs es-Selemî (r.’a.)’den; Şöyle de­miştir: ---  “Peygamber (sallellâh-ü ‘aleyh-i ve sellem), ümmeti için ‘Arefe Gü­nü akşamı (‘Arafât’ta) mağfiret duâsında bulundu. O’na, (Allâh ta­rafından) şöyle cevâb verildi: --- “Zâlim müstesnâ onları bağışladım. Çünkü ben mazlumun hakkını zâlimden şüphesiz alırım.”

Peygamber (sallellâh-ü ‘aleyh-i ve sellem): --- “Ey Rabbim! Eğer dilersen Mazlum’a (hakkını) Cennet’ten verir ve zâlimi bağışlarsın” diye duâ etti. Fakat o akşam bu duâsı kabûl olunmadı. Sonra Rasûl-i Ekrem (ertesi gün) Müzdelife’de sabahla­yınca anılan duâyı tekrarladı ve duâsı kabûl olundu. Abbâs bin Mir­dâs: --- “Sonra Rasûlüllâh (sallellâh-ü ‘aleyh-i ve sellem) güldü, dedi ve­yâ gülümsedi” dedi. Bunun üzerine Ebû Bekir ve Ömer (r.’anhümâ)   (Rasûl-i Ekrem (sallellâh-ü ‘aleyh-i ve sellem)‘e: --- “Babam ve anam sana fedâ olsun! Bu saatte gülmezdin. Seni gül­düren şey nedir? Allâh seni sevindirsin, dediler.

Rasûl-i Ekrem (sallellâh-ü ‘aleyh-i ve sellem): --- “Allâh düşmanı İblis, Allâh (‘Azze ve Celle)’nin benim duâmı ka­bûl ettiğini ve ümmetimi bağışladığını bilince toprağı alıp başına dök­meye ve --- “Mahvoldum, helâk oldum” diye bağırmaya başladı. Gördü­ğüm onun bu sabırsızlığı ve üzüntüsü beni güldürdü, buyurdu.”[2]

Abbas İbn-i Mirdâs es-Selemi (r.’a.): Peygamber (s.a.v.), ümmeti için arefe günü akşamı Arafat’ta Mağfiret duasında bulundu. O’na Allâh (c.c.) tarafından şöyle cevap verildi: --- “Zalim müstesna, onları bağışladım. Çünkü ben mazlumun hakkını zalimden şüphesiz alırım.”  Peygamber (s.a.v.): --- ”Ey Rabbim! Eğer dilersen mazluma (hakkını) cennetten verir ve zalimi bağışlarsın.” diye dua etti. O akşam bu duası kabul olunmadı.               
Sonra Rasûlüllâh (sav) (ertesi gün) Müzdelife de sabahlayınca anılan duayı tekrarladı. Ve duası kabul olundu.  Abbas İbn-i Mirdâs : --- ”Sonra Rasûlüllâh (s.a.v.) güldü.” Dedi. Veya “ Gülümsedi” dedi. Bunun üzerine Ebu Bekir ve Ömer (r.’anhümâ): Rasûlüllâh (s.a.v.)’e. --- ”Babam ve anam sana feda olsun! Bu saat te gülmezdin. Seni güldüren şey nedir? Allâh seni sevindirsin.” dediler. Rasûlüllâh (s.a.v.): ” Allâh düşmanı İblis, Allâh (Azze ve Celle) nin benim duamı kabul ettiğini ve ümmetimi bağışladığını bilince toprağı alıp başına dökmeye ve: --- ”Mahvoldum, helak oldum.” Diye bağırmaya başladı. Onun bu sabırsızlığı ve üzüntüsünü görmem beni güldürdü.” İbn-i Mâce, Menâsık, 56/3013
1 inci görüş: Duanın bütün ümmete olması,
2 inci görüş: Duanın Hac görevini ifa edenlere mahsus olması.
3 üncü görüş: Duanın O yıl Veda Haccına katılan Sahâbîler olmasıdır.                                        
Talha İbn-i Ubeydullah İbn-i Kureyz: Rasûlüllâh (s.a.v.): “ Şeytan, Arefe günündekinden daha küçük, daha hakir, daha hor ve daha öfkeli, hiçbir günde görülmemiştir. Bu da ancak, o günde, Allâh’ın rahmetinin indiğini ve Allâh (-u Teâlâ) ın büyük günahları affettiğini gördüğü içindir. ” Muvattâ Hac, 2351/422
İbn-i Ömer (r.’anhümâ): Arefe gününün ikindisi, Rasûlüllâh (s.a.v.) bize hutbe okuyarak: ” Ey insanlar! Şüphesiz bu makamınızda Allâh (ü-Te’âlâ Hz.) size çok büyük iyilikte bulunarak iyilerinizden (yaptıklarını) kabul etmiş ve onlara istediklerini vermiştir. Kötülerinizi de, iyilerinize bağışlamıştır. Ancak aralarınızdaki haklar müstesna, Allâh’ın ismi üzere (Arafat’tan) inin.” buyurdu. MÜZDELİFE Sabahı olunca: --- ”Ey insanlar! Şüphesiz Allâh (ü- Te’âlâ) bu durduğumuz yerde size çok büyük ihsanda bulunarak iyilerinizi kabul etmiş, kötülerinizi de iyilerinize bağışlamıştır, aranızdaki hakları da kendi tarafından karşılamıştır. Allah’ın ismi üzere (Müzdelife’den) inin.” Bunun üzerine Ashabı: ”Ey Allâh’ın Rasûlü! Dün üzüntülü ve mahzun şekilde bizi (Arafat’tan) indirdin, bu gün ise ferahlı ve sevinçli olarak bizi (Müzdelife’den) İndiriyorsun” dediler.  O zaman Rasûlüllâh (s.a.v.): --- “Şüphesiz ben, dün Rabbimden bir şey istedim onu kabul etmedi; kul haklarını (bağışlamasını) istediğimde kabul etmemişti, bu gün ise, Cibril-i Emin bana gelerek: “Şüphesiz Rabbin sana selam söylüyor ve kul haklarını üstüme aldım ve onları kendi tarafım-dan karşıladım, buyuruyor.” dedi.”[1]


[1] Ebu Nü’aym, Hilyetü’l-Evliyâ: 8/199.


[1] سنن ابن ماجه، كتاب المناسك (٢٥)، باب الدعاء بعرفة (٥٦)، رقم الحديث:٣٠١٣، ص:٦٩٤.
[2] Sünen-i İbn-i Mâce, Kitâbü’l-Menâsık (hac), (25), Arafat’ta Duâ Etme (Faziletinin Beyânı) Bâbı (56), Hadîs no:3013, s:694. Not: Zevâid’de şöyle denilmiştir: Bunun senedinde Abdullah bin Kinâne bulunur. Buhârî, onun hadisinin sahih olmadığını söylemiştir. Fakat ben onu cerh veya tevsik eden kimseyi görmedim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder