HAKK’I SEVEN, HALK’A VEREN, GÂZİ BAŞKAN, KOCA ÇINAR ---ARANAN, AYDINLATAN GÂZİ BAŞKAN, ‘KOCA ÇINAR’A--- ÖZLENEN VE GÖZLENEN, GÂZİ BAŞKAN ‘VAKIF ADAMI’A
رَبِّ يَسِّرْ وَلَا تُعَسِّرْ رَبِّ تَمِّمْ بِالْخَيْرِ، وَ بِه۪ نَسْتَع۪ينْ. (أٰم۪ينَ)
“Yâ Rabbî! Kolaylaştır, Zorlaştırma! İşimi Hayırla Sonuçlandır.” -Yalnız Senden Yardım Dilerim.-[1]
أَلْحَمْدُ لِلّٰهِ وَكَفٰى، وَالصَّلٰاةُ وَالسَّلٰامُ عَلَى النَّبِىِّ الْمُصْطَفٰى، وَعَلٰى أٰلِه۪ وَأَصْحَابِهِ الْكِرَامِ الشُّرَفَا.
§ El-Hamd-ü Lillâh-i Ve Kefâ,
§ Ve’salât-ü Ve’selâm-ü ‘Ale’n-Nebiyyi’l-Mustafâ,
§ Ve ‘Alâ êlihî Ve Eshâbihi’l-Kirâmi’ş-Şürefâ.
ü Övülmeye lâyık olarak Allâh-ü Te’âlâ bize yeter...
ü Salât-ü selâm seçilmiş olan O Nebî Muhammed Mustafâ sallellâh-ü ‘aleyh-i ve sellem’in üzerine olsun…
“Allâh-ü Te’âlâ’yı arzu edip seveni, Allâh-ü Te’âlâ da arzu edip sever”
٦٥٠٧--- حَدَّثَنَا حَجَّاجٌ، حَدَّثَنَا هَمَّامٌ، حَدَّثَنَا قَتَادَةُ، عَنْ أَنَسٍ، عَنْ عُبَادَةَ بْنِ الصَّامِتِ، عَنِ النَّبِيّ ﷺ قَالَ:
"مَنْ أَحَبَّ لِقَآءَ اللّٰهِ أَحَبَّ اللّٰهُ لِقَآءَهُ، وَمَنْ كَرِهَ لِقَآءَ اللّٰهِ كَرِهَ اللّٰهُ لِقَآءَهُ" قَالَتْ عَآئِشَةُ أَوْ بَعْضُ أَزْوَاجِهِ: إِنَّا لَنَكْرَهُ المَوْتَ، قَالَ: "لَيْسَ ذٰاكِ، وَلٰكِنَّ المُؤْمِنَ إِذَا حَضَرَهُ المَوْتُ بُشِّرَ بِرِضْوَانِ اللّٰهِ وَكَرَامَتِهِ، فَلَيْسَ شَيْءٌ أَحَبَّ إِلَيْهِ مِمَّا أَمَامَهُ، فَأَحَبَّ لِقَآءَ اللّٰهِ وَأَحَبَّ اللّٰهُ لِقَآءَهُ، وَإِنَّ الكَافِرَ إِذَا حُضِرَ بُشِّرَ بِعَذَابِ اللّٰهِ وَعُقُوبَتِه، فَلَيْسَ شَيْءٌ أَكْرَهَ إِلَيْهِ مِمَّا أَمَامَهُ، كَرِهَ لِقَآءَ اللّٰهِ وَكَرِهَ اللّٰهُ لِقَآءَهُ"
اسم الكتاب: صحيح البخاري، المسمي الجامع الصحيح المسند من حديث رسول الله ﷺ وسننه وأيامه، المؤلف: للإمام حافظ أبي عبدالله محمد بن إسماعيل بن إبراهيم بن المغيرة الجعفي البخاريّ رحمة الله تعالي، ١٩٤ – ٢٥٦ هـ، تحقيق، إعتني به: أبو عبدالله عبد السلام بن محمد بن عمر علوسي، الناشر: مكتبة الرشد، المملكة العربية السعدية-الرياض،الطبعة: طبعة الثانية، ١٤٢٧ ه-٢٠٠٦ م. كتاب الرقاق (٨١)، باب: من أحب لقاء الله أحب الله لقاءه، (٤١/٤١)، طرف الحديث: رقم الحديث: ٦٥٠٧، ص:٩٠١؛ ش أخرجه مسلم في الذكر والدعاء والتوبة باب من أحب لقاء الله أحب الله لقاءه رقم، ٢٦٨٣ – ٢٦٨٤، (ليس ذاك) أي ليس المراد بلقاء الله تعالى الموت لأن الموت يكرهه كل إنسان بطبعه. (حضر) حضره النزع للموت؛ اخْتَصَرَهُ أَبُو دَاوُدَ، وَعَمْرٌو، عَنْ شُعْبَةَ، وَقَالَ سَع۪يدٌ، عَنْ قَتَادَةَ، عَنْ زُرَارَةَ، عَنْ سَعْدٍ، عَنْ عَآئِشَةَ، عَنِ النَّبِيِّ ﷺ.
6507 --- ... Bize Katâde, Enes İbn-ü Mâlik’ten; o da Ubâde İbnü’s- Sâmit (r.’a.)’ten tahdîs etti ki, Peygamber (sallellâh-ü ‘aleyh-i ve sellem) şöyle buyurmuştur:
— “Her kim Allâh’a kavuşup görmeyi arzu eder severse, Allâh da ona kavuşup görmeyi sever. Her kim de Allâh’a kavuşmaktan hoşlanmazsa, Allâh da ona kavuşmaktan hoşlanmaz.” Âişe yâhud Peygamber (sallellâh-ü ‘aleyh-i ve sellem)’in kadınlarından biri:(Yâ Rasûlellâh!) Bizler ölümden elbette hoşlanmayız! Dediler. Peygamber (sallellâh-ü ‘aleyh-i ve sellem) kadınlara:
--- “Ölüm sizin bildiğiniz gibi değil, lâkin bu şöyledir: Mü’mine ölüm hâli gelince, Allâh’ın o kuldan hoşnûdluğu, Allâh’ın ikrâm ve ihsânı ile müjdelenir. Bu müjde üzerine artık Mü’mine (ölüm gibi) kendisini karşılayacak hâllerden daha sevimli bir şey olamaz. O anda mü’min Allâh’a kavuşmayı arzu edip ister, Allâh da mü’min kuluna kavuşmayı sever.
Fakat kâfir öyle değildir: Ona ölüm hâli hazır olduğunda, Allâh’ın azâbı ve ukûbeti müjdelenir. O anda kâfire, önündeki ölüm gibi hâllerden daha çirkin bir hâl olamaz. Bu sûretle kâfir, Allâh’a kavuşmayı fenâ görür, Allâh da onunla buluşmayı çirkin görür.”[3]
HAKK’I SEVEN, HALK’A VEREN, GÂZİ BAŞKAN, KOCA ÇINAR
Dediler ki: Gözden ırak olan gönülden de ırak olur!
Dedim ki: Gönül’e giren, gözden ırak olsa ne olur?
Haydi, ben bensiz geliyorum sen de sensiz gel, hoş olur!
Mevlânâ rh.’a.
1-
|
Meclisimizin Başkanı İsmail
KAHRAMAN
|
|
2-
|
‘Milletim bilsin! FETÖ büyük bir terör örgütü
Toplumu kandırdı, yanlış istikamete götürdü
Zaten şimdi herkes bunu net bir şekilde gördü
Aslen, örgüt büyük bir kukla, göz önüne düştü
|
|
3-
|
35 yıldan fazla bir süredir hazırlıklar yaptı
Hain girişimi 15 Temmuz gecesi oldu çalkantı
‘Darbeye hayır, demokrasiye evet’ çıktı ışıltı
Farklı görüşler vatan için bir oldu kurdu çatı
|
|
4-
|
O gece
evinde F16’ların alçak uçuşunu izledi
Hareketlilik
olduğunu fark ettiğini dile getirdi
Medyada
15 Temmuz Şehitler Köprüsü şimdi
Üzerinde
tankları gördüğünde ‘eyvâh’ iş ciddî
|
|
5-
|
Geçmişteki
darbeleri hatırladı o an oldu münâdî
Geçmişte
darbeler Türkiye’ye çok zararlar verdi
Yıkanmış,
efsunlu beyinler, oldular birer angudi[1]
Beyinleri,
bir tarafa attılar andırdılar İbn-i Yezid’i
Mankurt’lar[2]
türedi! Hepsi birer cânî ve de, zibidi
|
|
6-
|
KAHRAMAN
Gazi Başkan, Meclisi açmaya verdi karar
Âilesinden
var Emine’si yanında hissiyâtı değer iftihâr
Çünkü
Karadenizli idi, duâmız olsun âfiyet bulsun aşikâr
Mani’
olamadı kerîmesine, sonunda yola revân oldular
|
|
7-
|
‘Böyle
vakitlerde artık geleceği düşünmüyorsunuz
Bu
dünyâ geçicidir, bu bir fânî dünyâdır, diyorsunuz
Îmânımın
gereği; şehîdlik, Cennet’te buluşuyorsunuz
Korkuyu
yenen cesârettir, ölümden korkmuyorsunuz’
Ânı
yaşar gibiydi, Gâzi Başkan KAHRAMAN Oğuzsunuz
|
|
8-
|
Yanında
kızı Emine’ye, ‘abdest alıp Meclis’e varacağım
Ey
kızcağızım! TBMM’yi her hâlükârda açık tutacağım’
Emine
der; cânım babam seni yalnız bırakmayacağım
Haydi,
kızım oku “Rabb-i Yessir” ben dâhî okuyacağım
|
|
9-
|
Biricik
oğlun Fatih Bey, darbe girişimini haber alır
Seri
bir şekilde İstanbul’dan Ankara, Meclis’te hazır
Âile
birlik ve berâberliği gibi müreffeh[3]
yok hâlihâzır
Babasına
itaatte emsâli yok yalnız size münhasır[4]
|
|
10-
|
Dört
partiye Genel Kurulu açacağını duyurdu
Birinci
etapta yedi milletvekili Meclis’te buldu
Derken
arttı, tüm partiler Genel Kurula doldu
Genel
Kurulda başkanlık divânına öneri sundu
|
|
11-
|
Kâtib
üyeliklere grup başkanvekilleri otursun
Ricâmı
kabûl edin hiçbir parti kalmasın, yoksun
AK
Parti’den Mehmet Muş, geldi mi? Bir sorun
CHP’den
Özgür Özel, işte tamam oldu hâzırûn
MHP’den
Erkan Akçay divan kuruldu hamdolsun!
|
|
12-
|
Hiçbir
yerden taleb olmadan Meclisi topladı
İlk
konuşmayı yaparak yakîn[5]
îmânına sarıldı
Egemenliğimiz
baksana, göz göre göre çalındı
Kahramanlığı,
dünyâ bilecek diye karar alındı
|
|
13-
|
‘Darbeye,
karşı durursanız zarar veremez
Ben
geminin kaptanıyım artık beklenmez
Kaptanlar
fâreler gibi, gemisini terk etmez’
Biz
burada şehîd olacağız, artık fark etmez
|
|
14-
|
Özgür
Özel’in üzerinde ceketi yoktu üzgün
İdâre
Âmiri Ahmet Gündoğdu, azıcık düşün
‘Özgür
Bey az sonra yayın başlar,’ büs-bütün
Divânda
ceketsiz oturmak mı? Sardı bir hüzün
|
|
15-
|
Sana
ceketimi vereyim’ oturasın düzgün
Ahmet
Bey ceketi Özgür Bey’e verdi o gün
Özgür
Bey giyerken, ‘Kadere bak büsbütün
Milli
görüş ceketi giymek varmış’ işte ödün
|
|
16-
|
O gece
Meclis’te hiçbir parti, görüş, rozet yoktu
Tek
bir rozet vardı; o da ay ve yıldız hep çoktu
Herkes
kürsüye geliyor, çok güzel bir koşuntu
Birlikte
‘darbe önlenecek!’ sesleri ne güzel uğultu
|
|
17-
|
FETÖ’nün
darbe girişiminde neler yaşandı yine
Bir
bakalım, Meclis’teki hanım milletvekillerine
Cesârette
hayranlık ki, eşi görülmedi böylesine
Milletimiz
aslan yüreklere şâhitlik etti iyicesine
|
|
18-
|
Semâ
Kırcı,[8]
oğluyla vahşet isyanı, medyadan seyret
‘Oğlum
abdestli, ben de eyleyeyim açılsın basîret
İki
rek’ât namaz kılalım, nasîb olunsun şehâdet’
Demiş,
çocuğuyla Meclis’te, mekâna olmuş ibret[9]
|
|
19-
|
O gece
hanım milletvekilleri sanki Çanakkale’de
Süngülü,
mermiyi namluya sürmüş, vücutları zinde
Parti
farkı yok, öyle bir kaynaşma oldu görünürlerde
Çok
hoş bir şeydi Milli bütünlük vardı oh! Ne güzîde
|
|
20-
|
Darbe
gecesi TBMM’ye 10 bomba fırlattılar
Üç tânesi ağır, birçok tahribâta yol açtı onlar
Sırayla, Başbakanlık, CHP ve MHP Gruplar
TBMM Koruma Dâire Başkanı’nı terler kaplar
|
|
21-
|
Meclis polisi, bahçeye inecek helikopterleri
Püskürterek inmelerini engelledi yok benzeri
Bî-çâre kaldılar, arsız hâin FETÖ’cü zâlimleri
Türk polisi şâha kalkmış, hani varmı? Benzeri
|
|
22-
|
Darbe girişimi basın yayın dünyâya îlân edildi
Başta TBMM Başkanı İsmail Kahraman irâdî
Bakanlar, milletvekilleri, kalmadılar lâkaydî
Geldi Meclis personeli erkek ve hanımefendi
|
|
23-
|
TBMM Başkanı İsmail Kahraman, atıldı hep ileri
Birlik oldu o gece, Meclis çalışanları, Vekilleri
Saldırı devâm ederken, Başkan sundu bir öneri
Meclisi terk etmeyin! FETÖ’ye olsun ilk gösteri
|
|
24-
|
Uçak sesleri kulakları âh tırmalarken bilhâssa
F16’lar uçuşları sırasında bombalama yaparsa
Böyle durum karşısında mevzi nerelere alınsa
Müşavereler yapıldı artık beklenildi sabah olsa
|
|
25-
|
Genel Kurulda kürsüden konuşma yaparken
Meclis peş-peşe bombaların hedefi oluyorken
Meclis’i terk etmeme kararı geldi partilerden
Ancak sığınağa inme kararı aldı Meclis, âcilen
|
|
26-
|
Darbeciler, Meclise girerse durum olurdu âfet
Koruma müdürü sığınakta üç mevzi dedi istikâmet
Öneri; ‘Tek giriş var, ilk mevzi, ikinci mevzi net
Üçüncü mevzi onun arkası zaten bir hayli set
Karar; teslim olmak yok, savaşarak mukâvemet
|
|
27-
|
Kahraman ve diğerleri o geceyi sığınakta geçirdi
Tehlikeli durum geçti, diye Kahraman’a bildirildi
Sabah erken saatte tekrar Genel Kurul’a gelindi
Bombardıman sonucu, tahribat, ciğerleri hep deldi
|
|
28-
|
Kâtip üyeliklere grup başkanvekilleri otursun
Ricamı kabul edin hiçbir parti kalmasın yoksun
AK Parti’den Mehmet Muş, geldi mi? Bir sorun
CHP’den Özgür Özel, işte tamam oldu hâzırûn
MHP’den Erkan Akçay divan kuruldu hamdolsun!
|
|
29-
|
Hiçbir yerden talep olmadan Meclisi topladı
İlk konuşmayı yaparak demokrasiye sarıldı
Her ne olursa olsun egemenliğimiz çalındı
Kahramanlığı, dünyâ bilecek diye karar alındı
|
|
30-
|
‘Darbeye, karşı durursanız zarar veremez
Ben geminin kaptanıyım artık beklenmez
Kaptanlar fareler gibi, gemiyi terk etmez’
Artık hep birlikte, biz burada şehit olacağız
|
|
31-
|
Özgür Özel’in üzerinde ceketi yoktu üzgün
İdare Amiri Ahmet Gündoğdu, bak düşün
‘Özgür Bey birazdan yayın başlar,’ top-yekûn
Dîvânda ceketsiz oturmak olmaz, olsan olgun
|
|
32-
|
Sana ceketimi vereyim’ oturasın düzgün
Ahmet Bey ceketi Özgür Bey’e verdi o gün
Özgür Bey giyerken, ‘Kadere bak büsbütün
Milli görüş ceketi giymek varmış’ işte ödün
|
|
33-
|
‘Binânın yapıldığı o günün şartlarına göre
Bir sığınak hazırlanmış, değil bugüne göre
Tek tuvalet var, kapısı yok ne mümkün idare
Su deposu yok, gıda yok, gerek oraya imâre
|
|
34-
|
Darbelerde, doğal afetlerde de lazım sığınak
Savaşlarda, nükleer saldırıda devâmlı dayanak
İhtiyaç duyulabilecek mekân lazım, hatırlamak
Sivil savunmaya uygun inşâ edilecek yeni yığınak
|
|
35-
|
Bu işte en önde yer alan kişi, Cumhurbaşkanı
Recep Tayyip Erdoğan Reis, Halkın idi, yârânı
Dâvet etti herkesi, doldu taştı halkın meydanı
Toplu vuruyor sîneler Avrupa’nın donuyor kanı
|
|
36-
|
Toplumu kendine kabul ettirmeyen bir hareket
Muvaffâk olamaz, her ne yapsa hiçbir ekseriyet
Ama 60’daki, 80’deki gibi bir hazırlık yok elbet
Darbe girişimini erkene almak zorunlu gâyet
|
|
37-
|
Genelkurmay Başkanımız, askere oldu basîret
Birliklerden vâsıta çıkmayacak koydu dirâyet
Vatan evlatları hemen dedi komutanım emret!
Bu emri duyan vatan hâinleri başlattı hareket
‘Deşifre olduk’ dedi paralel, ‘sonumuz felâket’
|
|
38-
|
‘Allâh’tan herkes uyanık, bir de halktan, cesâret
Cumhurbaşkanımız da Başbakanımız da ciddiyet
Meclis Başkanımız, bütün Devlet-i Ricâl ekseriyet
Hiçbir koordine olmadan hepsi birden etti hareket
|
|
39-
|
Hani, Ashâb-ı Kehf çobanın evinde gösterirken gayret
‘Ne yapmalıyız’ derken göğüslerine ilhâm, edin
hareket
‘Mağaraya sığının’
dedi Rabbimiz! Fikirler birleşti evet
Temsilde hatâ olamaz, sanki emredildi birlikte
hareket
Şu an ‘Görev
Budur’ şuurunu uyguladık cevvaliyet
|
|
40-
|
Cumhurbaşkanı Erdoğan istiklâl için çağırdı
Millet, itimatla sahip çıkıp meydanlarda bağırdı
Geceleri destânsı nöbetler, zâlimler rehin alındı
Sonra ‘YENİKAPI’dan’ tüm dünyâya haykırdı
Bu rûhu ehl-i istikbâle,[10]
vatanseverlik saydırdı
|
|
41-
|
Rabbimiz buyurdu fermân; başka emir dinlenmez
Allâh’ın ipine (Kur’ân-a) sarılan aslâ ayrılığa
düşmez
“Ve lâ Teferrakû”
emrini bilen ‘parçalanıp bölünmez’
Merhum Mehmet Akif, dedi yâ; kural bu değişmez
|
|
42-
|
Girmeyince tefrika bir millete düşman giremez
Toplu vurdukça sîneler onu top sindiremez
Türk ‘Dîn kardeşliğini’, kimse kalbden sildiremez
Dünyâ ayrılık tohumu eker, aslâ yeşillendiremez
|
|
43-
|
Kalesidir İslâm’ın! Şahlanırsa, küffâr daha gülemez
Osmanlı rûhu uyandırıldı! Artık Vatikan güngörmez
Dünyâ kavga eden Türkler ister, tek yüreği çekemez
Çevremizde ve kültür coğrafyamızda felâket bitmez
|
|
44-
|
Darbe sonu; ülke temsilcileri, Meclis’i ettiler
ziyâret
Bâzı ülkeler de telefonla aradı, eylediler meşveret[11]
‘KEİT Genel Sekreteri Asaf Hajiyev etmişti ziyâret
Hareketleri cümle âleme ders verdi dolu idi hasret
|
|
45-
|
Bayrak önünde diz çöktü, üç defâ öptü, alıyordu
ibret
‘Siz bizi kurtardınız bizi’ dedi, pâk idi
rûhumücerret[12]
Başkan teselli etti gönlünü aldı, ne güzel bu
basîret
Evrende bir daha görülmeyecek artık bu mugâyeret[13]
|
|
46-
|
Gürcistan Başbakanı, Bosna Hersek Cumhurbaşkanı
Duygularını arz etti, söyledikleri topyekûn hep aynı
Bu olayı bir zavallı meczup mu yaptı! Gerçekleri
tanı
Mankurt olmuş topluluğu, kim yetiştirdi olma kağnı
|
|
47-
|
Baş şarlatan kukla, mankurtlar mezbele garâbet
Organize, büyük, dünyâ Türkiye’ye besler adâvet
Büyümemizi istemez ABD, Avrupa hem de zâlim zillet
Kelâm-ü Kadîm’e arz eyledim! Kimdir bu hâin millet
|
|
48-
|
Namazlarda dâim okuyorsun ya! Orda ma’lûm ve net
“Fâtihâ” dedi ki; “el-Mağdûb” “ed-Dâllîn”
işte özet
Sıra ile “Gazâb ve Sapıklık” biri Yahûdî yok
insâniyet
Diğeri Hıristiyan, Allâh dedi; “Dost olmaz” iki
millet
Yeryüzünün zâlimleri bunlar üzerlerinde ilâhî
lânet!
|
|
49-
|
‘Biline; Türkiye’de artık darbe dönemleri sona erdi
Şimdi bâzı beklentiler var, bir şeyler yapma derdi
Hayır! 60, 71, 80 Bitti artık, yeni bir çehre
geldi
Niye? Toplum her şeyi gördü’ Başkan böyle dedi
|
|
50-
|
‘Ben geldim, el koydum, bildiri okudum’ okuyamaz
Toplum kabûl etmediğini ispat etti bu tartışılmaz
Tanka el koyan, ölümü korkutan millet bulunmaz
Göğsü gerip Tankın altına yatan, kahraman çıkmaz
|
|
|
‘Gençlikte
bir köprübaşı’, bizim için, mihenk taşı
Dünyâ-âhiret;
denge taşı, muhabbetin, kilit taşı
Fukarânın
ekmek-aşı, gençlere hem, yâkût taşı
Destânların
satırbaşı, makâm-mevki köşe taşı
|
|
51-
|
Yıllardır özgürlüğe susamış millet, susmuyor
Darbeci zihniyeti artık Türkiye hiç kabûl etmiyor
‘Bir şeyler olur’ diye millete yine korku salınıyor
Milletimiz; ‘kimmiş bunlar?’ alay edip soruyor
|
|
52-
|
Cumhurbaşkanlığını, Meclisi bombalıyorlar
‘Bu bir tertipti oyundu’ diye olayı hafifletiyorlar
Dış güç tezgâhı, mahkemeleri sulandırıyorlar
Bu tezgâhlara gelmeyiz, duyun bizi maymunlar
|
|
53-
|
Devletler dostluk kuramazlar menfaat ararlar
Milletlerin dostluğu yadigârdır ilelebet sağlarlar
En öncelik ilkemiz; ‘Kardeş Bütün Müslümanlar’
Keşke bunu bir anlasa, Araplara baş olan Krallar
|
|
54-
|
Allâh milletimize, devletimize zevâl vermesin
Şehitlerimize ganî-ganî rahmet ihsân eylesin
Gâzilerimize hayırlı uzun ömür nasîb eylesin
Böyle zulümleri Rabbim bir daha yaşatmasın!
|
|
55-
|
Çanakkale devâm ediyor vatanımız yâr
Civânmertlerin kanları dereler gibi akar
251 şehidimiz, 2 bin 194 gâzi şânımız var
Şehitlerin kanı boşa akmaz gelir bize âr
Allâh’ım! Terör hınzırından bizleri kurtar!
(Âmîn, Yâ Mü’în)
|
|
56-
|
Eğer Hüdâ’dan lütf-ü ihsân istersen
Şeriat-ı Garrâ’dan[14]
ayrılma bir ân sen
Kitâb, Sünnet, İcmâ, Kıyâs, mahsûsen
Rasûlü’ne ittiba’ etmek gerek esâsen
|
|
57-
|
Hastalık
nedir? İzâhât etmek gerekir mi? Bilemem
El-ân
îfâ edem Fahr-i Kâinât Efendimden mütercem[15]
Yetişkin
meyve ağacını silkeleyince ne olur muhterem
Meyveleri
pıtır-pıtır dökülüyor ya! İşte aynı, müsellem[16]
Hastanın
günâhları da ber-tarâf[17]
oluyor Allâh-ü e’lem!
|
|
58-
|
Hastalığa sabretme destânı, Hz. Eyyûb Peygamberim
Atalarımız derler ya “şu üç şeyin azı olmazmış”
bilelim
‘Ateş, düşmanlık, fakirlik hem de hastalık’ yâd
edelim
Bin bir muştular sunmuş önümüze Şah-ı Nebî efendim
|
|
59-
|
TBMM Gâzi Başkanı KAHRAMAN’ın Rahatsızlığı arttı
29 Aralık 2016’da Güven Hastanesine tedâvî için
yattı
Hızla ilerleyen, rüptür (yırtılma) riski bulundu
şaşırttı
‘Inflamatuor Abdominal Aort Anevrizması’ teşhis katı
|
|
60-
|
Acı ama 30 Aralık 2016’da ameliyat edildi Kahraman
Hastanedeki tedâvisinin tamamlanmasının ardından
14 Ocak 2017’de tedâvisine devâm etti hânesinden
Nice eller şifâ bulması için semâya kalktı Türkiye’den
|
|
61-
|
Aslında
sâdece Türkiye değil duyuldu tüm dünyâdan
Teheccüdde
cem oldu gözyaşları şifâ yâb[18]
Semâ’dan
Dosta
erişmekse murâdın cânân candadır, yakından
|
|
62-
|
Kalmayacak
sonunda ne can ne de cânân
Îmân-ı
Kâmil nasîb ise, bir de Hz. Rahmân
Aranır
oldu, gönlü güzel ile yüreği kocaman
Dosttan
dosta selâm iletilsin muntazaman
Nihân[20]
oldu cemâlin görünmese de doğrudan
Sıhhati
nasıl acaba diye izliyoruz medyadan
İyi
haberini duyunca ferahlıyoruz sonradan
Âilece
topyekûn yâd-ı gird[21]
duâya tekrardan
Hatimler
Yâ-Sîn’ler kıraat ederdik bıkmadan
|
|
63-
|
Bir ara yoğun bakıma alındığı ilk günün ertesinde
Sağlık Bakanı Akdağ basına bilgi veriyor akabinde;
Durumunun, çok iyi ve güzelliğini anlattı fevkalâde
Konuşama tâkâti gelmemiş ama vücut direnci ziyâde
|
|
64-
|
Sağlık Bakanı Akdağ, vücut dili hayranlığını
gizleyemez
Sağlığı hakkında kamuoyunu bilgilendirdi söz
götürmez
Oğlu Fatih var! Hâlini anlattı: Babamın basîreti
bilinmez
Tahtaya yazı yazmış, ‘Şaka yaptım’ nükteleri tükenmez
Bu sahneyi hayâl eyleyip te, hangi âdem
gülümsemez
|
|
65-
|
Toparlamak gerekirse eğer bu hüzünlü günleri
30 Aralık 2016’da ameliyat karârı îfâ ayaküzeri
Kahraman’ın hastane tedâvisi tamamlandı ekserî
14 Ocak 2017’de hânesinde devâm etti tedâvîleri
Oğlu Fatih telefonla görüştürdü, ne güzeldi sesleri
|
|
66-
|
Yoğun tedâvînin akabinde yoğun mesâîsine tekrar
başlayacak
2 ay aradan sonra TBMM Genel Kurulu tekrar can suyu
alacak
‘Uluslararası anlaşmaların onaylanması tasarıları’na
bakılacak
8 Mart Dünyâ Kadınlar Günü nedeniyle bir konuşma
yapacak
|
|
67-
|
Dolmabahçe Sanat Merkezi’nde TBMM Başkanı açılış
yapmada
‘Gelenekten Geleceğe Revnakın İzdüşümü’ ismi kulağa
çınlama
‘Kadınlar sahneye çıkarılmadı’ iddiâsı Kahraman’dan
açıklama
Yapılacak tek şey ne? Sâdece ‘Çanakkale Türküsün’ü
anımsama
|
|
68-
|
Televizyonda izledi, Kastamonu’da öğrenciler AVM’de
sergilediler
‘Hepsi Çanakkale türküsünü söylüyorlar. Çok hoşuma
gitti, dediler
Sürpriz olsun. ‘Kastamonu’daki bu kardeşlerimizi
çağırın’ buna değer
Fakat tecrübeli bir rejisör ekip olmalı, talebeler
belki de beceremezler
Devlet tiyatrosu müdürünü arkadaşlar aradı oyuncular
profesyoneller
|
|
69-
|
Söyleyenler içinde 16 tane hanımefendi var, toplam
13 erkek
29 kişi salondalar, 9 tane askerimiz bulunuyor
orada, destek
Muhteşem bir program, herkesin memnun kaldığı
düzenek
Şehitlik ruhu yok olmuş, târih duygusunu sarmış
çürümek
|
|
70-
|
Çanakkale’nin manasını bilmeyenler istiyorlar
abartmak
‘Meclis Başkanı yaptığını biliyor musunuz?’ sesleri
çatlak
Ne yaptı? ‘Kadınları koymadı’, Nasıl koymaz! Be
bunak
Peki, o hanımlar ne ?’ diye sordu Kahraman haklı
olarak
|
|
71-
|
TBMM’de yeni bir çalışmamız olacak diye yaptı
izâhât
‘Meclis Sohbetleri’ diye her ay yeni etkinlik dolu
belâgat
Mart ayındaki gündemlerinin içeriği taşacak
mâneviyât
‘Gazi Meclis, gazilik ve şehit ruhu’ anla dedi
hasenât
|
|
72-
|
TBMM Genel Kurul açılışını yaptı Gâzi Başkan dinçti
Herkesin geçmiş olsun dileklerini ayrı-ayrı kabul
etti
Kahraman, gazetecilerin alakasına ayrıca teşekkür
etti
Basın mensupları; nezaket ve zarafette yaptılar
empati
Kahraman hepsini yâd etti, gönül aldı ve teşekkür
etti
|
|
73-
|
Artık ister istemez oyuncular Devlet Tiyatrosu’ndan
konuldu
Sahnede 9 tane asker, Çanakkale’deki kıyafetleriyle
sunuldu
9 kişi askerde bir mangadır, sembolik olarak o
askerler bulundu
Hanım ve beylerden oluşan koro, Çanakkale türküsünü
duyuldu
|
|
74-
|
Millet Meclisi, Bilim Kültür Sanat Başkanlığı
açılışı başlıyor
Bakan ve Başkan vekili arkadaşımız Ahmet Aydın
yapıyor
Tam ‘Hoş geldin’ der ışıklar sönüyor, ‘Yâhu ne oldu?’
Diyor
Allâh-Allâh bir şey var, arıza mı var’ diyerek
hayrete düşüyor
Bir de ne duyalım, bütün salon Çanakkale türküsü
söylüyor
|
|
75-
|
‘O rûh lâzım’ İstiklâl Savaşı’ndaki o yiğit
hanımların rûhu
Şehit Seyit Onbaşı, Sütçü İmam, Nene Hatunların rûhu
Her şeyi siyâsî mülâhazalarla ters çeviriyorsunuz?
Yâhu
Artık bütünleşmeyi sağlayan konularda birleşelim ba’dehû
|
|
76-
|
Hâ! Bu bizim estetik eksikliğimizden kaynaklanıyor
olabilir
Türkiye’de satılmış yoktur, aldatılmış vardır
açıklanabilir
Mühim olan diyalogdur, birbirini anlamaktır bu
müteessir
Sanatı, sanatkârları sevmeliyiz dâim olmalıyız,
mütefekkir
|
|
77-
|
Sanata değer vereni Nene Hatun’u, fehmederse
mübâlağasız
Hanımların gerektiği yerde bulunması gerekliliğine
inanmalıyız
Gereken saygının gösterilmesine inanıyorsa anla,
saplantısız
Böyle ufak şeyleri, dalaşma mevzûsu hâline getirmek
olur cılız
|
|
78-
|
Diyalog... Diyaloğu ne sağlar? Karşılıklı konuşma
Birbirimize tahammül edeceğiz, birlikten ayrılma
Demokrasi... Herkes hürdür, bir bütünüz biz kızma
Etle tırnağız, ,işte ‘Şu gazeteyi okudun mu’? Atışma
|
|
79-
|
Ben yürürüm, ileri, daha ilerilere, kalkınacağız,
birbirimize girmeyeceğiz
İlle bir 15 Temmuz olacak da mı kendimize geleceğiz?
Beraber olacağız
Hür, müstakil, kendi sanatına, değerine, târihine
saygılı insanlar olacağız
Böylelikle hep güzelliklerle büs-bütün olacağız,
gönüllere hep dolacağız
15 Temmuz gecesi o akşam herkesin hepimizin
yakasında vardı ay-yıldız
|
|
80-
|
Gâzi Başkan rahatsızlık dönemini güzelce atlattı
Hayırlı netîceler ve çalışmalar olsun diye belirtti
Herkese sağlık, âf ve âfiyet diledi ve teşekkür etti
16 Nisandan sonra güzel tablolar görmek garanti
Kulis duvar ve ışıklarının değişim bilgisini
paylaştı
Genel Kurulu’n ara tâtilde, tâdilat işlemini anlattı
|
|
81-
|
Referandum için ‘Nasıl sonuç bekliyorsunuz?’ sorusuna
17 Nisan’da söylerim, yüzde yüze yakın şimdi ettim
imtinâ
Referandum netîcesi uğurlu olsun diliyorum gösterin
îtinâ
Sizlere de hayırlı yayınlar diliyorum, hadi edin
Hamd-ü Senâ
|
|
82-
|
Sekizinci Uluslararası Buhara Medya Ödülleri’ töreni
sırasında
‘15 Temmuz Kararlılık ve Milli İrade’ ödülü TBMM
Başkanı’nda
‘Yılın Bakanı’
ödülü S. Güvenlik Bakanı Jülide Sarıeroğlu’nda
TBMM Başkanı, İrem Derici’ye ödülünü vermek için
meydanda
|
|
83-
|
‘Yılın En İyi Kadın Pop Sanatçısı’ ödülü için İrem Derici
sahnede
Sahneye çıkan popçu lâkayt hareketler sergiledi ortalığa
alelâde
Belli bir süre gitmeyerek, şımarık, küstahlık ve
hadsizlikler peşinde
|
|
84-
|
Başkanın şahsına değil, TBMM makâmına saygısızlık bu
nihâyetinde
Başkan; ‘Cennet Cennettir, eşek cenneti olmaz’ dedi, haddin
bil yerinde
Derici, ‘Bana eşek gözlü derlerdi o yüzden’ dedi, sahne
tören azâde
Terk edip gitti, sonradan özrünü beyân etmiş ama özrün
beyhûde
|
|
85-
|
Hollanda, Aile Bakanı F. B. Sayan Kaya’yı bir an alıkoydu
Hadsizlik, küstahlık yaparak ‘İstenmeyen kişi’ îlân
ediyordu
Kahraman Başkanımız derhâl asîl davranışını gösteriyordu
Çarşamba seçim var diye kalkıp istifâde edecek, yazık oldu
‘Hollanda kürdan cebimiz’, 41 bin km2 fâresin sen diyordu
Konya’dan da küçüksünüz, kimsiniz siz? Diye kükrüyordu
|
|
86-
|
13-03-2017’de Sputnik’in haberinde İsmail Kahraman’ın
demeci mi?
Cevâbı burada; ‘Hollanda… Başbakanları var, Rutte mi,
Hitler mi?
Dalgasını geçti; yoksa Benito mu, Benito Mussolini… Franco
Rutte mi?
Büyük ayıp silinemez leke bunlar, çok yanlış hareket bunlar
değil mi?
|
|
87-
|
Gelişmelerimizi önleyemeyeceksiniz? Neden şimdi engel
Zannım; Avrupa’da yaşayan işçilerimiz milli şuuru ne özel
Ve Millî rûh içerisinde büyük iştirâk ortaya koyacak, mesel
Reyleri ne olursa olsun ama iştirakleri güçlü olmalı bedensel
Milli rûh, berâberlik 15 Temmuz, 7 Ağustos gibi hep ol cebel[24]
|
|
88-
|
Hayat
çizgilerinizi, yazmak ile çizemem
Kurabildim
mi? Bilmem, hayâtınıza denklem
Evinizde
bulunsun böyle değersiz amblem
Dâreyn
hayatında, hiç görme sakın deprem
İsmin
yâd olsun, unutulmasın; devr-i âlem
Vakar
ve şerefine, dokunamasın nâ-mahrem
Bilinsin
ki; seviyorum seni, işte Sana kasem
Methiyen
defterlere dolsun getirsinler, kalem
Huzur,
güven, sevgi, saygı, Senin için erdem
Torun,
evlat, gururlansın, önlerinde görkem
Sana
saygı az geliyor, güllerini bir-bir derem
Sayısızca
eylemlerin, gençlere kaldı muhkem
Küçük
gören vardır elbet, oldun bize, ‘Alem’
İşlerini
aratmıyor, güzelliğin, nur-i mücessem[25]
Devlet,
Meclis, binalarında şeklin, mürtesem[26]
Fikirlerin
herkes için ret olunmaz, müsellem[27]
Laikliği
yeriyorsun, anayasamızda olmaz! İkilem
Seni
üzen herkesin, yerleri olsun Cehennem
Zaten
lazım onlara, amansız mekân Cuhnem[28]
Ömrün,
güzellik dolu, bizlere de muhterem
Gönüller
birbirine akarmış, Allâh-ü E’lem[29]
Îmân
ile göçer isek, ne hoş olur, muhteşem
Şaban
Günbey; yaptı belki birazcık, gözlem
Bundan
öte hayatınız, benim için biraz mübhem
Nasîb
oluna bize! Havz-ı Kevser’den Zemzem
Hakk
indinde inşâallâh, İlâhî Huzûr’a ersem
|
|
89-
|
Âmîn! Fikir ve de’avâtın;
hâtimesi, fâtihâsı,
İmâmı, tazarrûsu’, niyâzı,
duâsı dillerin cilâsı
Makâm-ı icâbete, vuslata şevk
olur, dahası
|
|
90-
|
Îhsân olunur envâr-ı fâhire[36]
feyz-i Rabbüllâh
Yakîn ilmi peyvend-dir,[37]
gizli yola miftâhullâh
Nazâr eylerse her kim kuluna, onu bağışlar Allâh
|
|
91-
|
Birincisi; “Men enîse billâh ve e’azzehü’llâh”[38]
Hakk ile üns[39]
olanı, her dâim ‘azîz eder Allâh
İkincisi; ‘Müşâhede eder tüm âlemde, nûrullâh’
Mest-i Elest[40]
muhabbeti olunur ona ihsânüllâh
|
|
92-
|
Üçüncüsü; “Lâ
yütimmü’l-Emr, illâ bi’l-yakînüllâh”[41]
İşler ancak, sırr-ı yakîne[42]
vuslat bulur, bi-iznillâh
Dördüncüsü; “Ve
men nazarahû, ğaferahüllâh”[43]
Kime nazâr eylerse onu bağışlar affı bol, Allâh
|
|
93-
|
Yahûdî ve Hıristiyân üç ef’âlden
kudururmuş
Mülümanlar’a gıptâ eder, vakârından
korkmuş
Birincisi, “Selâm Verip almak” ünsiyeti bulmuş
Biri, “Namazda Saf Tutmak” kardeşlik görmüş
Fâtihâ anahtardır dertlere her
yerde okunurmuş
“Vele’d-dâllîn” denildi mi? “Âmîn” buyrulurmuş
Diğeri, “Âmîn! Demek” Rabb’e yakarış duymuş
|
|
94-
|
Ehl-i Hâl,
Süleyman Dârânî (rh.’a) va’z etti bilesin
Kime her
ne hâcet lazımsa, Allâh-ü Te’âlâ’dan dilesin
Evvelâ
Rasûlüllâh Efendimiz’e iksâr-ı[44] salât
eylesin
Muhabbetüllâh
hâsıl olunca dilek hâceti arz eylesin
Kalb
mutma’în olunca, ba’dehû yine salavât getirsin
Bil ki,
Salavât-ı Şerîfe kabûlünde şek şüphe etmesin
Duânın
evvel âhırında Salavât-ı Şerîfe kabûle gitsin
İki
salavât arasında kalan, âciz mü’min duâsı derin
Kabûl
eyler elbet ki, çünkü O, Rahmete’n-li’l-’âlemîn
Şân-ı
Ulûhiyyetine lâyık düşmez ki, olalım mutma’în
Duânın
evvel âhıri kabûl olunursa, arası olmaz hazîn
Yâni;
ortası da, Kerem-i Hüdâ ile makbûl olur, mâ’în[45]
|
|
95-
|
Hicâb
ile derim ki yazma cüretkârlığım bana şan
Denilir
ki; ‘câhil cesûr olurmuş!’ affedile cem’ân
Her
ne kusur işledimse billâhi, kasıt değildir inan
Hiç
menfaat beklemeden önce sevdim sizi candan
Sağlık
sıhhat âfiyet diler size, Hacı Salih oğlu Şaban
Dâreyn
saâdeti bahş eylesin size, Rahmet-i Rahmân
|
|
96-
|
‘Gençlikte bir köprübaşı’, bizim için, mihenk taşı
Dünyâ-âhiret; denge taşı, muhabbetin, kilit taşı
Fukarânın ekmek-aşı, gençlere hem, yâkût taşı
Destânların satırbaşı, makâm-mevki köşe taşı
|
|
SENİ TÂRİH KOCA ÇINAR, HAKKI SAVUNAN ADAM DİYE YAZACAK…
Sen Rabin’den Razı, Rabbinde senden
razı olsun inşallâh…
|
Yûce
Allâh’ın; Rahmeti, bereketi, mağfireti, rızâsı ve selâmı, âilemizden âilenizin
üzerine olsun…
“Esselâm-ü
‘Aleyküm ve Rahmetüllâh-i ve Berakâtüh.”
11.05.2016
-GÜNCELLEME- 16.11.2018
Müellif/Yazan:
Şaban GÜNBEY
Em. İmam-Hatip / Rize
Hatırlatma:
Yazılan naat, methiye, mersiye, kasîde,
şiir gibi eserleri anlamak çok zordur der bütün yazarlarımız. Çünkü bu gibi
eserlerin bâtınî mânâları yazanın göğsünde (kalbinde) saklıdır derler. Çok açık
bir gerçektir ki dörtlükte anlatılmaya çalışılan bir olay, onlarca kâğıt
yazarak ancak açıklanabilir.
Burada
bâzı olayların önem ve ehemmiyetini anlatmaya çalıştım. Sonunda da KAHRAMAN
Başkanımızın olayla ilgisine değindim. Kusurlarım af ola. Ş.günbey.
Bu eserin
müellifi:
Derleyen/Hazırlayan/Yazan:
Şaban
GÜNBEY
Em.
İmam-Hatib
Rize/2018
M.16.11.2018
--- H.07 / Rebiü’l-Evvel (03) / 1440
جَم۪يعُ الْحُقُوقِ مَحْفُوظَةٌ، عَآئِدٌ
لِشَعْبَانْ كُنْبَكْ.
Her
hakkı mahfûz olup,
Şaban
GÜNBEY’e âittir.
[2]
Mankurt 'Köle' Anlamında: Bilinçsiz köle anlamına gelen mankurt, eski
dönemde insanları köleleştirmenin bir yöntemi olarak kullanılıyordu. ‘Mankurt’
haline getirilmek istenen insanın saçları kazınıp başına devenin boyun derisi
gerdirilerek geçirilir ve güneş altında birkaç gün bekletilirdi. Devenin derisi
kafatasına yapışan insanın saçları uzayamaz hale gelir ve bir süre sonra saçlar
kafatasının içine doğru uzayarak kişiye büyük acılar vermeye başlardı. Bu
acılar neticesinde ‘Mankurt’ ismini alan insan, anne ve babasını dahi tanıyamaz
hale gelir ve kendisine söylenen herşeyi sorgusuzca yapan bir köle haline
getirilirdi.
[4]
Münhasır: (Hasr. dan) Belli bir sınır içinde olup harice tecavüz etmeyen,
inhisar eden, her yanı çevrili. Yalnız bir kimseye veya bir şeye mahsus olan.
[5]
Yakîn = يَق۪ينْ: Şüphesiz,
sağlam ve kat'i olarak bilmek. Göz ile görür derecede veya görerek, müşahede
ederek bilmek. Şek, şüphesiz ve kesin bilgi. Sağlam, sarsılmayan, şüphe ve
tereddûd bulunmayan i’tikâd, îmân. Sağlam ve kesin bilgi.
[11]
Meşveret: Arapça [isim] Bir konu hakkında birinin düşüncesini sorma, danışma.
İki veyâ daha fazla kişinin birbiriyle fikir alışverişinde bulunması.
[15]
Mütercim = مترجم : Tercüme
eden. Bir dilden başka dile çeviren. Anlatan, anlaşılmayan bir mânâyı
açıklayan. Mütercem = مترجم : (Terceme’den)
Tercüme olunmuş. Bir lisândan başka bir lisâna çevrilmiş. Tercüme edilmiş.
(Arapça).
(“Meyveleri olgunlaşmış bir ağacı silkmekle nasıl
meyveleri dökülüyorsa; sıtmanın (hastanın)
titremesinden de günâhları öyle dökülür.” (Buharî, Merdâ
(Marad): 3, 13, 16; Müslim, Birr: 45.) “Ateşin
altın ve gümüşün paslarını giderdiği gibi, Bir Müslümanın hastalığı da onun
günâhlarını giderir." (İbn Mâce, Tıbb, 18.)“İnsanların en çok musîbete uğrayanları evvelâ
peygamberlerdir, sonra derecelerine göre (velîler
ve sâlihler) gelir. Kişi dînine göre belâ ve imtihânlara ma’rûz kalır. Eğer
dîne bağlılığı varsa, belâsı daha da artar. Fakat dîninde gevşek yaşıyorsa ona
göre musîbetlerle karşılaşır. Kişiye belâlar gelir gelir de artık onun üzerinde
hiçbir günâh kalmaz.” (Tirmizi, Zühd 57; Ahmed b. Hanbel, I/172,
174.) "Bir kul kendisi için (cennette)
hazırlanmış olan makâma ameliyle erişemeyecekse, Allâh onun bedenine veyâ
malına veyâ çoluk çocuğuna bir belâ verir de bu belâya sabrı sebebiyle o makâma
eriştirilir." (Ahmed b. Hanbel, V/272) [سورة الشورى:٤٢/٣٠]﴿
وَمَآ اَصَابَكُمْ مِنْ مُص۪يبَةٍ فَبِمَا كَسَبَتْ اَيْد۪يكُمْ وَيَعْفُوا عَنْ
كَث۪يرٍۜ ﴾ "Size
gelen musîbet, işlediğiniz (günâhlar) yüzündendir. O, yine de çoğunu affeder." (Şûrâ Sûresi,
42/30.) “Sana ne iyilik gelirse Allâh’tandır.
Sana ne kötülük gelirse kendindendir (günâhların
yüzündendir)…" (Nîsâ Sûresi, 4/79’dan.); "...Bir millet, kendini bozmadıkça, Allâh onların
hâllerini değiştirmez..." (R’ad Sûresi, 13/11’den.); "En şiddetli belâ, peygamberlere, velîlere ve
benzerlerine gelir." (Tirmizi); Daha nice Hadîs-i Şerîfler
hastalıkların günâhlara keffâret olduğunu beyân edilmiştir.)
[16]
Müsellem = مُسَلَّمْ : (Selm.
den) Teslim olunmuş olan, doğruluğu şeksiz kabûl edilen. Herkes tarafından
kabûl edilip emniyet ve i’timâd edilen. Tasdîk edilip inkâr edilmeyen.
[17]
Bertarâf = بَرْطَرَفْ : Çıkarılıp
bir tarafa atılmış, ortadan kaldırılmış, giderilmiş, zâil olmuş.
[20]
Nihân = نهان : Gizli, saklı. Mevcut olmayan. Sır. Nihân
olmak: Gizlenmek, saklanmak, kaybolmak. (Farsça)
[22]
Hezeyân = هَذَيَانْ : Saçmalık,
saçmalama. Kötü sözler. Soğuk şakalar. Sayıklama. Saçma sapan konuşma. Deli
saçması.
[27]
Müsellem (e): (Selm. den) Teslim olunmuş olan, doğruluğu şeksiz kabul edilen.
Herkes tarafından kabul edilip emniyet ve itimat edilen. Tasdik edilip inkâr
edilmeyen. Ayıplardan teberri olunmuş.
[30]
İstidrâk: Nâil olmak, ulaşmak, varmak. Anlamak. Bir kelimeyi, evvelki sözden
neş'et eden bir tevehhümü kaldırmak için kullanmak.
[32]
İstihkâm: Sağlamlık. Metin olmak. Kuvvetli ve dayanıklı olmak. Askerlikte:
Düşmana karşı, hücumlarını savmak için hazırlanmış bulunan siper, askeri
yapılar. İstihkâm işi ile uğraşan asker sınıfı. Kuvvet ve metanet vermek.
[33]
Felâh: Selâmet. Saâdet. Kurtuluş. Hayır. Ni'metlerde refah, rahatta dâim
olmak. Fevz ve zafer. Necat ve beka. Sahur yemeği. Şakketmek.
[35]
Ârif-i Billâh: Mürşid, ermiş, evliyâ. Hakkın nuru ile Cenâb-ı Hakk'ı bilen.
Hâdiseleri ilahî feyz ve ilim ile gören veli zatlar. Kafa ve kalbi hidayet nuru
ile uyanmış, olayları Allâh’ın nuru ile görebilen mütefekkir evliyalara verilen
bir isimdir.
[38] من انيس بالله و اعزه الله
[42]
Yakîn: Şüphesiz, sağlam ve kat'i olarak bilmek. Yakîn: Ma'rifet ve dirâyetin
ve emsâlinin fevkinde olan ilmin sıfatıdır.
[43] و من نظره غقره الله
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder