14 Mayıs 2011 Cumartesi

ÖLDÜRÜLMEKTEN KURTARAN DUÂ

CA’FER-İ SÂDIK (R.A.)’I, KENDİSİNİ ÖLDÜRMEK İSTEYEN HALÎFE MANSUR’DAN KURTARAN DUÂ


Nakl-olunduğuna göre Halîfe Mansur’a birisi Ca’fer-i Sâdık (r.a.)’ı ihbâr etmiş, o da onu çağırtarak kendisine ağır hakâretler ettikten sonra: --- “Ben seni öldürmezsem, Allâh’da beni öldürsün” demiş. Bunun üzerine Ca’fer-i Sâdık (r.a.) kendisini şikâyet eden kişiyi çağırtmasını istemiş, adam geldiğinde ona: --- “Benim halîfenin aleyhine hareketler yaptığıma dâir yemîn et” demiş, adam da Allâh’ın sıfatlarını sayarak yemîn etmeye başlayınca; Ca’fer-i Sâdlk (r.a.): --- “Allâh’ın sıfatlarında bağışlama ve acele etmeme gibi vasıflar da var, onun için böyle değil de: ‘Eğer Ca’fer böyle yapmadıysa Allâh’ın gücünden ve kuvvetinden sıyrılıp, kendi gücüme ve kuvvetime sığındım diyeceksin’ demiş. Adam kendisinin yalancı olduğunu bildiği için bu şekilde yemîn etmekten imtinâ etmişse de halîfenin ters bakışından çekinerek bu yemîni yapmış fakat kısa bir zaman içerisinde ayağını yere vurarak ölüp düşmüş. Bu durumu gören halîfe adamın leşini dışarı attırdıktan sonra Ca’fer-i Sâdık (r.a.)’a çok iltifatlarda bulunmuş ve kendisine yüklü miktâr câizeler ihsânda bulunmuş. Halîfenin huzûrundan ayrıldığında onu huzûra çağıran Rabi’ isimli zat: --- “Halîfe size öfkelendiği zaman bir şeyler okuyarak dudağınızı kıpırdatıyordunuz, o öfkelenince ne okuyordunuz da onun öfkesi hemen diniyordu?” diye sorduğunda, o: --- “Dedem Hüseyin’in duâsını okuyordum” diyerek aşağıda yazılan duâyı zikretmiştir.
قال الامام ابو عبد الله جعفر الصادق عليه السلام والله ما نزلت بي شده ودعوت بدعاء جدي الامام الحسين عليه السلام الا فرج الله سبحانه وتعالى عني (الدعاء):
"بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ، يَآأَللّٰهُ،يَا عِدَّت۪ي عِنْدَ شِدَّت۪ي وَيَا عَوْن۪ي عِنْدَ كُرْبَت۪ي،  أُحْرُسْن۪ي بِعَيْنِكَ الَّت۪ي لَاتَنَامُ، وَاكْنُفْن۪ي بِرُكْنِكَ الَّذ۪ي لَايُرَامُ، وَارْحَمْن۪ي بِقُدْرَتِكَ عَلَيَّ، فَلَا أَهْلِكَ وَأَنْتَ رَجَآئ۪ي، أَللّٰهُمَّ إِنَّكَ أَكْبَرُ وَأَجَلُّ وَأَقْدَرُ مِمَّا أَخَافُ وَأَحْذَرُ، أَللّٰهُمَّ بِكَ أَدْرَأَ ف۪ي نَحْرِه۪ وَأَسْتَع۪يذُ مِنْ شَرِّه۪ إِنَّكَ عَلٰي كُلِّ شَيْئٍ قَد۪يرٌ."
Ey Allâh-ım! Ey zor zamanımdaki hazırlığım! Ey sıkınıtlı ânımda yardımım! Uyumayan o (kudret) gözünle beni koru. Yıkılması kastedilemeyen o sağlam direğinle beni himâye et. Sen bana her şeyi yapmaya kâdir iken bana acı ki, Sen benim umûdumken ben helâk olmayayım. Ey Allâh-ım! Şüphesiz Sen benim korktuğum ve sakındığım her şeyden daha büyüksün, daha yûcesin ve daha kudretlisin. Ey Allâh-ım! Seni (n etkisiz kılma gücünü) onun göğsüne dayıyorum, şerrinden de (Sana) sığınıyorum. Şüphesiz Sen hakkıyla gücü yetensin.” [1]


[1] Kasr-ı Ârifân dergisi, Sayı:44, Mayıs 2011. (Mümin eş-Şeblencî, Nûru’l-Ebsâr fî menâkıbı âl-i Beytî’l-Muhtâr, sh:341-343.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder