MUSALLAT OLAN CİNLERİN ŞERRİNDEN VE HER TÜRLÜ KÖTÜLÜKTEN KORUNMAK İÇİN ÂYETE’L-KÜRSÎ VE HIFZ ÂYET-İ KERÎMELERİ
İnsana musallat olan cinlerden ve her kötülükten korunmak için Âyete’l-Kürsî ve şu hıfz âyet-i kerîmeleri yazılır. Kişi bunu üzerinde taşırsa bi-iznillâh-i Te’âlâ bunlardan kurtulur. Bu âyet-i kerîmeler şunlardır:
﴿ ... فَاللّٰهُ خَيْرٌ حَافِظًا وَهُوَ اَرْحَمُ الرَّاحِم۪ينَ ﴾ [سورة يوسف:١٢/ ٦٤] | - 1 |
﴿ وَهُوَ الْقَاهِرُ فَوْقَ عِبَادِه۪ وَيُرْسِلُ عَلَيْكُمْ حَفَظَةًۜ ... ﴾ [سورةالأنعام:٦/ ٦١] | - 2 |
﴿ ... إِنَّ رَبّ۪ى عَلٰى كُلِّ شَىْءٍ حَف۪يظٌ ﴾ [سورة هود:١١/ ٥٧] | - 3 |
﴿ ... وَكُنَّا لَهُمْ حَافِظ۪ينَۙ ﴾ [سورة الأنبيآء:٢١/ ٨٢] | - 4 |
﴿ ... وَرَبُّكَ عَلٰى كُلِّ شَىْءٍ حَف۪يظٌ۟ ﴾ [سورة سأ:٣٤/ ٢١] | - 5 |
﴿ ... وَعِنْدَنَا كِتَابٌ حَف۪يظٌ ﴾ [سورة ق:٥٠/ ٤] | - 6 |
﴿ ... لِكُلِّ أَوَّابٍ حَف۪يظٍۚ ﴾ [سورة ق:٥٠/ ٣٢] | - 7 |
﴿ وَإِنَّ عَلَيْكُمْ لَحَافِظ۪ينَۙ ﴾ [سورة الإنفطار:٨٢/ ١٠] | - 8 |
﴿ وَحِفْظًا مِنْ كُلِّ شَيْطَانٍ مَارِدٍۚ ﴾ [سورة الصآفآت:٣٧/ ٧] | - 9 |
﴿ ... وَحِفْظًا ذٰلِكَ تَقْد۪يرُ الْعَز۪يزِ الْعَل۪يمِ ﴾ [سورة فصلت:٤١/ ١٢] | - 10 |
﴿ ... وَحَفِظْنَاهَا مِنْ كُلِّ شَيْطَانٍ رَج۪يمٍۙ ﴾ [سورة الحجر:١٥/ ١٧] | - 11 |
﴿ إِنَّا نَحْنُ نَزَّلْنَا الذِّكْرَ وَإِنَّا لَهُ لَحَافِظُونَ ﴾ [سورة الحجر:١٥/ ٩] | - 12 |
﴿ لَهُ مُعَقِّبَاتٌ مِنْ بَيْنِ يَدَيْهِ وَمِنْ خَلْفِه۪ يَحْفَظُونَهُ مِنْ أَمْرِ اللّٰهِۜ ... ﴾ [سورة الرعد:١٣/ ١١] | - 13 |
﴿ ... أَللّٰهُ حَف۪يظٌ عَلَيْهِمْۘ وَمَآ أَنْتَ عَلَيْهِمْ بِوَك۪يلٍ ﴾ [سورة الشورى:٤٢/ ٦] | - 14 |
﴿ إِنْ كُلُّ نَفْسٍ لَمَّا عَلَيْهَا حَافِظٌۜ ﴾ [سورة الطارق:٨٦/ ٤] | - 15 |
﴿ بَلْ هُوَ قُرْاٰنٌ مَج۪يدٌۙ ﴿٢١﴾ ف۪ى لَوْحٍ مَحْفُوظٍ ﴾ [سورة البروج:٨٥/ ٢١-٢٢] | - 16 |
2- “O, kullarının üstünde mutlâk hâkimiyet sâhibidir. Üzerinize de koruyucu melekler[2] gönderir.”[3]
16- “Hayır, o (yalanlamakta oldukları kitab) şânı yûce bir Kur’ân’dır.” (21) “O, korunmuş bir levhada (Levh-i Mahfûz’da) dır.”[18]
Bunlarla berâber:
﴿ فَإِنْ تَوَلَّوْا فَقُلْ حَسْبِىَ اللّٰهُۘ لٰٓا إِلٰهَ إِلَّا هُوَۜ عَلَيْهِ تَوَكَّلْتُ وَهُوَ رَبُّ الْعَرْشِ الْعَظ۪يمِ ﴾ [سورة التوبة:٩/ ١٢٩]
“Eğer yüz çevirirlerse de ki: “Bana Allâh yeter. O’ndan başka hiçbir ilâh yoktur. Ben ancak O’na tevekkül ettim. O, yûce Arş’ın sâhibidir.”[19]
بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ.
قُلْ اَعُوذُ بِرَبِّ الْفَلَقِۙ ﴿١﴾ مِنْ شَرِّ مَا خَلَقَۙ ﴿٢﴾ وَمِنْ شَرِّ غَاسِقٍ اِذَا وَقَبَۙ ﴿٣﴾وَمِنْ شَرِّ النَّفَّاثَاتِ فِى الْعُقَدِۙ ﴿٤﴾ وَمِنْ شَرِّ حَاسِدٍ اِذَا حَسَدَ ﴿٥﴾ [سورة الفلق:١١٣/١-٥]
FELAK SÛRE-İ CELÎLESİ’NİN MÂNÂSI
Bismillâhi’r-Rahmâni’r-Rahîm. (O, Rahmân ve O, Rahîm olan Allâh (c.c.)’ın adıyla). “De ki: “Yarattığı şeylerin kötülüğünden, karanlığı çöktüğü zaman gecenin kötülüğünden, düğümlere üfleyenlerin kötülüğünden, haset ettiği zaman hasetçinin kötülüğünden, sabah aydınlığının Rabbine sığınırım.”(1-5) Felâk Sûresi, 113/1-5.
بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ.
قُلْ اَعُوذُ بِرَبِّ النَّاسِۙ ﴿١﴾ مَلِكِ النَّاسِۙ ﴿٢﴾ اِلٰهِ النَّاسِۙ ﴿٣﴾ مِنْ شَرِّ الْوَسْوَاسِ الْخَنَّاسِۙ ﴿٤﴾ اَلَّذ۪ى يُوَسْوِسُ فِى صُدُورِ النَّاسِۙ ﴿٥﴾ مِنَ الْجِنَّةِ وَالنَّاسِ ﴿٦﴾ [سورة الناس:١١٤/١-٦]
NÂS SÛRE-İ CELÎLESİ’NİN MÂNÂSI
Bismillâhi’r-Rahmâni’r-Rahîm. (O, Rahmân ve O, Rahîm olan Allâh (c.c.)’ın adıyla). “De ki: “Cinlerden ve insanlardan; insanların kalplerine vesvese veren sinsî vesvesecinin kötülüğünden, insanların Rabbine, insanların Melik’ine, insanların İlâh’ına sığınırım.”(1-6) Nâs Sûresi, 114/1-6.
Bunlar şerli şeytanlara ve cinlere karşı büyük bir perde ve korunmuş bir kaledir.[20]
[1] Yûsüf Sûresi, 12/64’den.
[2] Koruyucu melekler, insanların iyi ya da kötü tüm yaptıklarını tesbît eden meleklerdir.
[3] En’âm Sûresi, 6/61’den.
[4] Hûd Sûresi, 11/57’den.
[5] Enbiyâ Sûresi, 21/82’den.
[6] Sebe’ Sûresi, 34/21’den.
[7] Kâf Sûresi, 50/4’den.
[8] Kâf Sûresi, 50/32’den.
[9] İnfitâr Sûresi, 82/10.
[10] Sâffât Sûresi, 37/7.
[11] Füssılet Sûresi, 41/12’den.
[12] Hıcr Sûresi, 15/17’den.
[13] Hıcr Sûresi, 15/9.
[14] Ra’d Sûresi, 13/11’den.
[15] Şûrâ Sûresi, 42/6’dan.
[16] Bu koruyucudan maksat, insanın yaptığı işleri tesbît eden meleklerdir.
[17] Târık Sûresi, 86/4.
[18] Bürûc Sûresi, 85/21-22.
[19] Tevbe Sûresi, 9/129.
[20] Kasr-ı Ârifân dergisi, Sayı:44, Mayıs 2011. (Şeyh Ahmed ed-Dîrebî, el-Mücerrebât, sh: 9.)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder