25 Nisan 2015 Cumartesi

TAHARET, GUSUL ABDESTİ, KADINLARDAN GELEN BEYAZ AKINTI VE DAHA BİRÇOK KONU....

Kadından Gelen Akıntı Abdesti Bozar mı?

Soru: Selamünaleyküm hocam. Kadınların doktora tedavi maksadıyla avret yerlerini kontrol ettirdikten sonra gusül abdesti almaları gerekiyor mu? Ayrıca kadından gelen akıntı abdesti bozar mı? Namaz esnasında peçete vb koymamız gerekiyor mu? Namazda gelen akıntı abdesti, namazı bozar mı?

Cevab: Selamünaleyküm. Doktor tedavisinden sonra gusül gerekmez. Akıntı, sürekli olursa yani saatler boyu devam ederse her namaz vakti abdest almak yeterli olur. Nadiren geliyorsa abdest alınmalıdır. Namazda da olsa durum böyledir.

Kadından Gelen Akıntı Abdesti Bozar mı?

Soru: Selamünaleyküm hocam. Kadınların doktora tedavi maksadıyla avret yerlerini kontrol ettirdikten sonra gusül abdesti almaları gerekiyor mu? Ayrıca kadından gelen akıntı abdesti bozar mı? Namaz esnasında peçete vb koymamız gerekiyor mu? Namazda gelen akıntı abdesti, namazı bozar mı?

Cevab: Selamünaleyküm. Doktor tedavisinden sonra gusül gerekmez. Akıntı, sürekli olursa yani saatler boyu devam ederse her namaz vakti abdest almak yeterli olur. Nadiren geliyorsa abdest alınmalıdır. Namazda da olsa durum böyledir.

Kadınların doğal akıntılarından dolayı abdesti bozulur mu? Başka bir mezhebi taklit etmesi uygun mudur?


Sorunun Detayı

Hanımlardaki doğal akıntı Hanefi'ye göre abdesti bozuyor mu? Bu doğal bir şey olduğu için, her namazda vesveseli oluyoruz. Sürekli takip etmek, namaz aralarında kontrol etmek vesveseye sebep oluyor. Bazı arkadaşlar Maliki'yi taklit edip, bu vesveseden kurtuluyorlar. Bunu yapmak doğru mudur?

Değerli kardeşimiz;
 
- Bu soruda yer alan ifadelere göre, “âdet, istihaza/özür ve loğusa” akıntısının dışında, normal olarak gelen akıntıdan söz ediyoruz ki, fıkıh kaynaklarında “rutubetü’l-ferc” olarak ifade edilmektedir. Bu açıdan bu akıntıyı “normal ıslaklık” diye ifade etmek, belki daha anlaşılır bir tabir olur. Bu açıklamayla konunun teşhisinde hemfikir olmamızı sağlamak istiyoruz.

- İşte bu sorunun cevabı –Hanefî ve Şafii âlimlerinin görüşlerine göre- şudur:

Henefî âlimlerinin görüşü:
"Kadınların, vajina organlarında gördükleri normal ıslaklık, insanların ağız, burunlarından gelen akıntı ve bedenlerinden çıkan ter gibi değerlendirilmelidir."(bk. Reddu’l-Muhtar, 1/166).
Bu sebeple, söz konusu ıslaklık, temiz olduğu gibi abdesti de bozmaz.
Ancak, Hanefî fakihlerine göre, ön-arka yollardan çıkan her şey abdesti bozar.(bk. Reddu’l-Muhtar,1/134; Meydanî, el-Lubab, 1/17).
Diyanet İşleri Başkanlığı İlmihalinde de şu ifadelere yer verilmiştir:
“İdrar ve dışkı yollarından…herhangi bir sıvının veya bir maddenin çıkması” da abdesti bozar.(a.g.e, 1/199).
Şafii âlimlerinin görüşü:
İmam Nevevî eserlerinde, kadın organından çıkan rutubetin/ıslaklığın en sahih görüşe göre necis olmadığını/temiz olduğunu belirtmiştir.(el-Mecmu, 2/570; el-Minhac-e’s-siracu’l-vehhac ile birlikte, s.23).
İbn Hacer, bunu şöyle açıklamıştır:
"Nevevî’nin  bahsettiği ıslaklık, mezi ile ter arası bir tonda olan ve kadın organının içinden (ön yüzeydeki içten) gelip yıkanması vacip olmayan bir akıntıdır. Doğum esnasında, çocukla birlikte veya daha önce gelen ve organın derin kısmından(rahim tarafındaki içten) gelen akıntı necistir."(bk. Tuhfet’ı-Muhtaç/Şirvanî, 1/3o1; ayrıca bk. Reddu’l-Muhtar, 1/313).
Bazı âlimler konuyu üç boyutta ele almıştır. Buna göre, kadının organından gelen akıntı/ıslaklık, eğer istincada/taharet almada yıkanması gereken (otururken açığa çıkan) yerden geliyorsa, bu kesinlikle temizdir. Eğer bu ıslaklık, organın en derin yerinden geliyorsa, bu da kesin olarak necistir. Şayet, bu akıntı, organın-yıkanması gerekmeyen yerden olmakla beraber- yine de ön-iç sayılan yerden gelirse, bu konuda iki görüş vardır. En sahih görüşe göre temizdir. Diğer bir görüşe göre necistir(bk. İanetu’t-talibin, I/104, Tuhfet’ı-Muhtaç/Şirvanî, I/301).

İmam Nevevî bu konuda şunları belirtmiştir:
“Erkek veya kadının ön veya arka taraflarından (idrar veya dışkı yollarından) idrar, dışkı, yel, kurt, irin, kan, taş veya başka herhangi bir madde çıktığında abdest bozulur. Bu çıkan şeyin mutad olup olmaması arasında bir fark yoktur. Örneğin, yel, erkek veya kadının ön veya arka yolundan çıksın, fark etmez, abdest bozulur. Bu hususta –Şafii mezhebinde- bir ihtilaf yoktur."(bk. Nevevî, Mecmu, II/4).
- Bütün bu açıklamalardan anladığımız kadarıyla, kadın organından çıkan bu -ıslaklık manasındaki- akıntı, vajinanın ön-iç kısmından geldiği için, bunu temiz olarak kabul etmek gerekir. Fakat, bunun abdesti bozmayacağını söylemek kolay görünmemektedir. Çünkü, ilk başta “Reddu’l-muhtar”dan aldığımız “vajina organlarında gördükleri normal ıslaklık, insanların ağız, burunlarından gelen akıntı ve bedenlerinden çıkan ter gibi değerlendirilmelidir” şeklindeki ifadeden başka, kaynaklarda, bu konuya olumlu yaklaşmamızı, abdestin bozulmayacağını gerektiren bir ifadeye rastlayamadık. Öncelikle âlimlerin genel içtihadına uygun hareket etmek gerekir. Ancak özellikle vesvese içinde olanlar ile bu ıslaklığa tedbir alamayanlar, bu fetva ile amel edebilirler. 
 

İstem Dışı Gelen Akıntı Guslü Gerektirir Mi?


Selamünaleyküm. İstem dışı gelen beyaz bir akıntı hali var bu durum Gusül tarafından nasıl namaz abdesti tarafından nasıl değerlendirmeye almak gerekir.
Selamünaleyküm. Meni olmayan akıntıdan ötürü sadece abdest alıp çamaşırınızı temizlemeniz yeterlidir.

Şehvetsiz Gelen Meni, Guslü Gerektirir mi?




Cevab: Selamünaleyküm. Siz, bu meseleden önce kendinizi nerede tutmanız gerektiğine bakmalısınız. İnternete bakar gibi Kur’an’a bakmak mümkün mü? Bir ilmihal kitabı alın, oraya göre dininizi yaşayın; rahat edeceğiniz usul budur. Allah’a emanet olun.

Şehvetsiz Olarak Meni Gelmesi




Cevab: Selamünaleyküm. Şehvetsiz gelen meni guslü bozmaz ancak bu gelme mesela şehvetli boşalmadan bir saat sonra olmalıdır ki, şehvetli boşalmanın uzantısı olmasın.

Gusülden Sonra İdrarla Karışık Meni Gelmesi




Cevab: Selamünaleyküm. Cünüplük hâlinden sonra, idrar yaparak guslederseniz en rahat sonucu alırsınız. İdrar yaptıktan sonra gelen meninin gusle zararı yoktur. Ya da yaklaşık yarım saat bekledikten sonra meninin kesildiğini anlayarak guslederseniz bu da tamam demektir. Sonradan gelen meni gusle zarar vermez.

Gusülden Sonra Mezi Gelmesi



Soru: Ben gusül abdesti aldıktan sonra mezi geldi. Geldikten sonra tekrar gittim gusül abdesti aldım. Sonra mezi ya da meniye benzer şey tekrar geldi? Ne yapmalıyım?

Cevab: Selamünaleyküm. Gusülden sonra MENİ gelmedikçe guslü yenilemek gerekmez. Meni mi, mezi mi olduğunu iyi bilin. Meni ise eğer, boşalmadan sonra idrar yaptınız ve öyle gusletti iseniz yenilemeye gerek yoktur. Yaklaşık bir saat geçti de öyle gusletti iseniz yine yenilemeye gerek yoktur. Boşalmadan hemen sonra gusletti iseniz ve bundan sonra meni sızıntısı geldi ise o zaman guslü yenileyin.

Boy Abdestinden Sonra Kalan Meni/Mezi




Cevab: Selamünaleyküm. Boy abdestini gereği gibi aldı iseniz gusül yenilemeniz gerekmez. Meni boşalmasından sonra yaklaşık yarım saat geçtikten sonra ya da idrar boşalttıktan sonra alınmış bir gusül uygun olandır.

Meni Bulaşan Kıyafet




Cevab: Selamünaleyküm. Giyimle cünüplük gerekmez. Meni bulaşan yeri suyun altında üç kere yıkadığınızda temiz olur.

Meni Bulaşan Elbiseyi Giymek


                                        
Soru: Selamünaleyküm; hocam gusül abdesti aldıktan sonra meni bulaşmış elbiseyi elledim ve giydim. Bu durumda tekrar gusül abdesti almalı mıyım? Sürekli vesvese içindeyim dini bilgilerim eksik bu durumda size teşekkür ederim…

Cevab: Selamünaleyküm. Böyle bir şey, o elbise ile namaz kılmanıza mani olabilir ama gusülle ilgisi yoktur. Gusül tamamdır, namaz için temiz giyinmeniz gerekir.

Gusülden Sonra Vücudumda Meni Akıntısı Kalmış


                                        
Soru: Gusülden sonra vücudumu bol su ile yıkamama rağmen vücudumda (karın bölgemde) meni akıntısı yapışmış kalmış, su onu götürememiş. Fark ettiğim zaman (gusülden sonra) orayı sabunla yıkadım. Gusülü baştan almam gerekir mi?

Cevab: Selamünaleyküm. Gusül, meni çıktığı için gerekir. Çıktıktan sonra meninin gusül açısından işi bitmiş olur. Ondan sonrası necasetle alakalı bir durumdur. Necaset de, namaz kılmaya manidir. O bölüm, kirli kaldığı için namaza mani olur. Temizlenince de necasetli bölge kalktığı için namaza mani durum da kalkar. Durum şöyledir: Eğer gusülle fark ettiğiniz zaman arasında namaz kıldı iseniz o namazı necaset bedeninizde iken kıldığınız için yeniden kılın.

Büyük Abdest Esnasında Meni Gelmesi


                                        
Soru: Selamunaleyküm hocam. Büyük abdest ihtiyacını giderirken ıkınma sırasında meni geldi. Bu meni orucumu bozar mı? Ayrıca namaz kılmama da engel teşkil eder mi?

Cevab: Aleykümselam. Bu meni gusül gerektiren bir meni değildir. Temizleyip abdest almanız yeterlidir.

Gözde Cinsel İlişki Canlanması


                                        
Soru: Hocam benım sureklı gozumun önüne uygunsuz ılıskı gelıyor. Korkuyorum gusul abdest alıyorum sureklı gordum kesın gusul almam lazıım cok zordayımmm. Ramazanda daha sıkı oluyoo sanıyorum her an orucum bozulcak gordugumde ama sureklı gozumun onune gelıyo napıymm? Yardım edın lutfen. Dusunmek, gormek orucu bozar mı, gusul gereklı mı?

Cevab: Selamünaleyküm. Cinsel organınızdan MENİ denen sıvı gelmedikçe gusül almayın. Meni olmayan, ondan daha sıvımsı MEZİ gelince bile gusül almayın; sadace abdest almanız yeterlidir. Bu durumu abartırsanız vesveseye kayarsınız ve perişan olursunuz; çok dikkat edin. Mümkün oldukça da kendinizi riskli ortamlara atmayın.

Gusül Abdesti Alırken Yellenmek




Cevab: Selamünaleyküm. Gusül esnasında gaz çıkması durumunda gusle hiçbir zararı olmaz. Sadece abdest alıp namaz kılabilirsiniz yani abdeste zararı olur. Eğer mezi, iki üç kere gibi az gelecek olursa her seferinde abdest almanız gerekir. İki namaz vakti arasında beş on kere gelecek kadar çok gelirse özür sahibi olursunuz. Her namaz için bir abdest almanız yeterli olur.

Gusül Abdesti Alırken Konuşmak


                                        
Soru: Selamünaleyküm. Hocam, gusül abdesti alırken konuşmak abdesti bozar mı? Tekrar baştan başlamak mı, gerekir?  Abdest alırken annem bilmediği için dışarıdan bir şey sormak için sesleniyor. Merak etmesin diye cevap veriyorum. Kaldığım yerden devam etsem abdestim kabul olur mu?

Cevab: Selamünaleyküm. Konuşmanın abdest veya gusle zararı yoktur.

Gusül Abdesti Almakta Vesvese




Cevab: Selamünaleyküm. Önce bir doktora görünün, ondan rapor alın. Doktor bölümü bitince şöyle yapın: Size abdest olarak öğretilen şeyin dışında hiçbir şey yapmamaya karar verin. Abdestsiz namaz kılın, kolunuz kuru kalsın, ayağınız yıkanmamış olsun ama tekrar yıkamayın. Size tekrar yasak! Sadece abdestte değil şeytan bütün ibadetlerinizde sizi çökertecek dikkat edin. Tekrar yıkamak yok; cünüp gezin ama tekrar yıkamayın!

Gusül Abdesti ile İlgili Meseleler



 
Cevab: Selamünaleyküm. Mikroskop gibi bir cihazla incelememiz gerekmez ama gözle rahat görülen ve altına su geçirmeyen bir kiri gidermemiz gerekir. Abdest veya gusülde, sonradan görülmesi durumunda ise gusülden veya abdestten sonra meselâ abdesti bozacak yeni bir durum yoksa, yıkanmamış olan yeri yıkamamız yeterlidir. O aradaki namazları iade etmemiz gerekir.
 

Gusül Abdesti Alırken Sivilce Kanaması Gusle Engel Olur Mu?


Cevab: Selamünaleyküm. Kanamanızın gusülle ilgisi yoktur. Guslünüzü alın sonra da abdest alırsınız. Kan, abdest açısından sakıncalıdır.

Su Abdest Alacak Kadarsa Gusül Abdesti Almamız Da Gerekiyorsa Ne Yapmalıyız




Cevab: Selamünaleyküm. Gusül için yeterli su bulunmadığı zaman teyemmüme başvurabiliriz ancak gusül yıkanmak derecesinde düşünülmemelidir. Sadece farz olan miktar için yeterli olacak kadar su bulunuyorsa -ki bu da yaklaşık iki litre civarındadır- gusül yaparız.

Küpe Takılmadığında Nasıl Gusül Abdesti Alınır?


                                        
Soru: Selamünaleyküm hocam. Ben küpe takamıyorum, gusül abdestine engel mi?
Aleykümselam. Kulağınızda küpe deliği bulunduğu hâlde takmadığınız için gusle mani olup olmayacağını soruyorsanız mesele şöyledir:

Cevab: Küpe veya başka bir nedenle kulakta açılmış bulunan delikten gusül esnasında içeri su girmesi gerekmektedir. Delik olan kısım dış deri gibi kabul ediliyor. Tıkanıp kapanmadıkça içeri su sokulacaktır. Bunun için suyu kulak yumuşağınızda ovmanız yeterli olabilir.

Özür Durumunda Gusül Abdesti Nasıl Alınır?




Cevab: Selamünaleyküm. Gusül abdestinde bütün vücudun yıkanması gerekmektedir. Sıhhatten kaynaklanan bir nedenle bir bölümü yıkayamayan ise o bölümü mesh eder. Mesh etmek ise eli ıslatıp oraya tıpkı başı mesh eder gibi sürmektir. Bu da zararlı ise bunu da yapmayabilir. Guslünde de bir sakınca olmaz. Eğer yıkamaması gereken bölge çok ise teyemmüm eder. Geçmiş olsun.

Misafirlikte gusül abdesti


                                        
Soru: Misafirlikteyken gusül abdesti alınması sıkıntı oluyor teyemmüm alınsa doğru mu olur?

Cevab: Teyemmümün nedeni suyu bulamamak ya da özürden ötürü kullanamamaktır. Utanmak diye bir neden yoktur.

Gusül Abdestinin Tamam Olması İçin Ne Yapmak Gerekir?




Cevab: Gusül alacak biri, bütün vücudunu yıkadıktan sonra ağzına ve burnuna da su verdi ise gusül tamamdır. Ya da gusül budur. Bunun ötesinde gusül için müstahap denen ilaveler vardır. Mesela, gusülden önce avret yerleri kirli ise temizlemek, namaz abdesti gibi abdest almak bunlardandır. Ama bunlar guslün yerini bulmasını etkilemez. Nasıl yapılırsa yapılsın, önemli olan cünüplükten kurtaracak bir gusül almaktır.

Cimadan Sonra Abdest Alamadan Hayız Oldum, Kaç Gusül Gerekir?


                                        
Soru: Selamünaleyküm hocam. Ben eşimle beraber olduktan sonra banyoya girip abdest alamadan hayız oldum. Gusül alırken ayrı ayrı niyet edip iki sefer mi gusül almalıyım, yoksa ikisine bir niyet edip tek bir gusül almam yeterli olur mu?

Cevab: Aleykümselam. Böyle bir durumda banyoda aldığınız gusül tam bir temizliktir, neye niyet ederseniz edin değişmez.

Cimadan Sonra Gusül Almadan Oruç Tutulabilir mi?


                                        
Soru: Selamünaleyküm hocam. Bir arkadaşım, “Kadınların adet döneminin bitmesi halinde gusül almazsalar bile o gün içerisinde oruç tutabilirler.”  ve “Erkekler de hanımlarıyla beraber olduktan sonra gusül almazlarsa bile o gün içerisinde oruç tutabilirler.” diye bir şeyler söyledi. Bunları Şeyh Ahmad Musa Jibril’in kitabı “Ramazanda Yapılan Hatalar”dan alıntılamış. Bu konu hakkında bilgi verir misiniz?

Cevab: Aleykümselam. Evet, gusül almış olmak oruç için şart değildir. Ancak bu durum, imsak vaktinden öncesi için geçerlidir yani imsak vaktinden önce aybaşısı bitmiş ama gusletmemiş bir kadından ya da imsakten önce gusletmemiş bir erkekten söz edilmektedir.

İlişkiden Sonra Gusül Alma Süresi




Cevab: Selamünaleyküm. Namaz vakti sıkıştırmadıkça gusül sıkıştırmaz. Boşalma tamamen sağlandıktan sonra hemen gusül almak ise daha iyi olur.

Jinekolojik Muayeneden Sonra Gusül Gerekir mi?



Soru: Bayanların Jinekolojik muayeneden sonra, doktorun kullandığı alet sebebiyle sonradan gusül abdesti almaları mecburi midir?

Cevab: Selamünaleyküm. Sadece o aletten ötürü gusül gerekmez.

Bir Bayanın Kendisini Tatmin Etmesinden Sonra Gusül Abdesti Gerekir Mi?



Soru: Selamünaleyküm. Ben imamım geçenlerde bana şöyle bir soru geldi internetten. kadınlar kendi kendini tatmin ettikleri zaman gusül abdesti gerekir mi?

Cevab: Selamünaleyküm. Kadınlardan da meni gelir. Dışarı meni akıntısı olursa gusül gerekir ama bu işin çirkinliğini de bildirmek gerekir.

Gusül abdesti gerektiren durumlar nelerdir?



Soru: Hocam, belki günde 2-3 defa gusül alıyorum. Gün çekilmez oluyor. Guslü gerektiren neden menidir. Peki meni nasıldır? Çünkü bazen benim uzvumdan akıntı gelebiliyor ve bu da daha çok şüpheye düşürüyor beni. Yolda giderken acaba akıntı geldi mi, gusül almam gerekir mi… Neredeyse bir hastalığa dönüşüyor.

Cevab: Keşke yaşınızı ve iş durumunuzu yazsa idiniz; durumunuzun tahlili için yararlı olurdu. Buna rağmen aşağıdaki durumu kendinize uyarlayabilirsiniz:
a- Guslü gerektiren iki şeydir. Biri, kişinin eşiyle cinsel ilişki kurmasıdır. İkincisi de cinsel organdan MENİ gelmesidir.
b- Cinsel organdan bir MENİ bir de MEZİ gelir. Genelde meni, cinsel duyguların kabardığı veya elle sürtme, sürtünme ve aşırı tefekkür durumlarında gelir. Bunun dışında, bel soğukluğu, yük kaldırma veya karşı cinsi düşünme gibi durumlarda ise gelen sıvının adı MEZİ ya da VEDİ’dir. Ama meni değildir.
c- Meni ile Mezi arasındaki farkı şu şekilde tespit edebiliriz: Meni katıdır, kokuludur, kuruduğunda tabaka oluşturur. Mezi ise ona göre daha sıvımsıdır, idrardan biraz daha koyudur. Genelde idrar sonrasında gelir. Fışkırmaz, sızıntı olarak gelir.
d- MEZİ guslü gerektirmez. Meziden sonra abdest almak ve kirlenen yeri temizlemek yeterlidir. Siz, büyük ihtimalle meziye meni muamelesi yapıyorsunuz.
e- Eğer işiniz, bulunduğunuz konum, karşı cinsle temas durumunu oluşturuyorsa kendinize o ortamdan uzak kalmayı sağlamalısınız. Böyle bir durum yoksa bir doktora görünmenizde yarar vardır. Evhama neden olmadan kendinizi düzeltmelisiniz. Allah’a emanet olun.

Evliyken Gusül Gerektiren Durumlar




Cevab: Selamünaleyküm. Evlilik açısından ilgili olan gusül, erkeklik organı ile kadının organının yaklaşık bir santim buluşması ya da meni boşalması iledir. Bunun dışında gusül gerektiren bir durum erkek için yoktur.

Gusül Abdesti Gerektiren Haldeyken Yemek Yemek Caiz midir?




Cevab: Selamünaleyküm. O durumda yemek ve içmekte sakınca yoktur. Edep olarak yememeyi tercih edebiliriz.

Eşler Beraber Gusül Abdesti Alabilir Mi?




Cevab: Selamünaleyküm. Kadın ve erkeğin beraber gusletmelerinin bir manisi yoktur. Bu onlara zevk veriyor veya daha rahat guslediyorlar gibi neden ne olursa olsun, guslün şartları yerini bulduktan sonra sakınca yoktur.

Kas Hastasıyım, Gusül Abdesti Zor Alıyorum


                                        
Soru: Hayırlı akşamlar hocam. Ben kas hastasıyım. Her isteğime annem yardımcı oluyor. Yürüyemiyorum ve ben ellerimi iyi kaldıramıyorum.  Gusül abdestini ağzıma tas ile veriyor üç kez burnuma alırken tek elimle serpiyorum. Tam iyi alamıyorum. Öyle hissediyorum. Nasıl alabilirim gusül abdestini. 2 tane sorum olacak hocam ben internetten açık videolar açtım. Üç kez boşaldım ve tuvalette girdim. Tuvaletimi yaptım ve ondan sonra 3 kez daha aktı meni oraya ve idrarımı yapmadan banyo yaptırdı annem.  Gusül abdesti aldım annemin yardımıyla. Tam iyi alamadım ve çıktım içeri üstümü giymeye ve bir damla şeffaf bir şey aktı. Onu sildim peçeteye. Gusül abdesti almam gerekir mi? Zaten zor alıyorum ve bir de ben 15 yaşındayım. 13 yaşındayken gusül abdesti almayı bilmiyordum. Mastürbasyon yapıyordum ramazan boyunca da yaptım oruç bozulacağını bilmiyordum. Bilmeden 2 3 yıldır yapıyorum oruçlarım ne olmuştur. Gusül abdesti almayı bilmiyordum 2 yıldır öğrendim. Yeni öğrendim hocam çok soru sordum. Kusura bakma çok zor durumdayım. Ne yapmam gerek yardımcı olursan mutlu olurum hocam biraz karışık oldu.

Cevab: Selamünaleyküm. Böyle şeylerle kendini biraz daha engelli duruma getirme. Daha dikkat ol yavrum, şeytana uyma. Sen, madem engellisin Allah senden yapabildiğin kadarını kabul eder. Sen yeter ki iyi olmaya gayret et. Elini ağzına getirmekte zorlanıyorsun ama başka yerlere getirebiliyorsun. Daha dikkatli ol yavrum. Gusül dâhil ibadetleri yapabildiğin kadar yaptın mı yeter.


Gusül, Namaz Abdestinin Yerine Geçer mi?




Cevab. Selamünaleyküm. Cünüplükten temizlenmek için alınan gusül, abdesti de ihtiva eder. Yalnız, normal duş yapma gibi olan ya da FARZ GUSÜL olmayan gusül ile abdest yerini bulmaz. Abdesti ayriyeten almak gerekir.

Gusül Yerine Teyemmümle Namaz




Cevab: Selamünaleyküm. Bu saydığınız şartlar gusül yerine teyemmüm için yeterlidir, yapılabilir.

Zeka özürlü çocuğun guslü nasıl olmalıdır?




Cevab: Gusül bir ibadettir. Bütün ibadetler gibi gusül de akıllı ve baliğ olana farzdır. Zekâ özürlü olmak akıllı olma şartını kaldırdığına göre gusül de kalkmıştır. Ayrıca, akıllı ve baliğ bir Müslüman bile olsa vücudunda yanık bulunması gusül yerine teyemmüm yapmasını gerektirir. Allah’a emanet olun.

Guslü bozan Durumlar




Cevab: Selamünaleyküm. İki durum da gusle mani olmaz, tekrarı gerektirmez.

Gusülde bedene necaset bulaşması




Cevab. Selamünaleyküm. Üzerinize fiilen necaset bulaşmış olsa bile bu durum, gusülle ilgili değildir. Üzerinizde necaset varken namaz kılmanızda sakınca olur. Gusül yine gusüldür. Gusül esnasında bedeninizi tekrar yıkamış olacağınızdan sıçrayan necasetin bir zararı olmaz.

Diş Telleri Gusüle Mani mi?




Cevab. Selamünaleyküm. Böyle bir tedavi maksadı ile taktırdığınız tellerin abdestinize zararı yoktur biiznillah.

Parmağında Oje İle Ölenin Gusülü


                                        
Soru: Selamünaleyküm hocam. Parmağında oje ile ölen hanımların tırnakları temizlenmeden gömülürse gusülleri geçerli olmuş olur mu?

Cevab: Aleykümselam. Tırnaklara sürülen oje normal gusle manidir. Ölünün yıkanmasına da mani olacağını zannederiz, temizlense daha iyi olur.

Hemoroid Hastasıyım, Taharet Konusunda Ne Yapmalıyım?



1-Deride kalan necaset gusle engel midir? Yani onu temizlemezsem gusül olmaz mı? Namazlarım kabul olmaz mı?
2-Eğer özürlüysem benim için taharette ölçü ne olmalı? 20 kere suyla yıkıyor çıkıyorum böyle yapmam doğru mu?

Cevab. Aleykümselam. Sakın böyle bir temizlik yapma, sakın! Namazı ihmal etmen gayet ağır bir hata olur. Normal peçete kullan, ne kadar temizlenirse o kadarı yeterli olur. Sen özürlü durumdasın. İyileşinceye kadar böyle devam et. Çamaşırını da günde bir defa değiştirmen yeterli olur. Senin için ayrıntılı temizlik gerekmez. Çok geçmiş olsun.

Evlilik Konusunda Nasip Kapanması Var mı?




Cevab. Aleykümselam. Değerli kardeşim,Rabbimizim bizim için yazdığı kaderi yaşıyoruz hepimiz. Ne zaman evleneceğimizi değil ne kadar nefes alacağımızı bile O belirlemedi mi ki? Sakın esef etme. Bir kere yaşın, her şeyin bittiği bir yaş değil ki? Kim bilir ne kadar güzel bir nasip seni bekliyor da senin haberin yoktur. Sabret, yılma sakın. Nasip kapanması diye bir şey olamaz; yazan Allah, uygulayan Allah değil mi? Kim bozabilir Allah’ın yazdığını? Anneni de üzmeden durumu toparlamalısın, o senin adına endişe ediyordur. Çevrenin dedikodusu da içini kemirmiştir. Seni görmeye gelenlere karşı sokak kıyafeti ile çıkman gerekmez. Geniş ve derli toplu bir ev kıyafeti ile de görülebilirsin. Ne sokak kıyafeti olsun ne de basit bir ev kıyafeti, ortasını bul. Sakın bir büyücüye ya da benzeri birine gitme, imanını zedeleme. Sakın! Sabret, örnek ol. Dua etmeyi ihmal etme. Bu arada muhakkak kendini meşgul edecek işler bul. Akşam olduğunda yatağa zor yetişecek kadar yorulmalısın. Bu durumda boş vakit bulursan şeytan onunla seni yer bitirir. Allah’a emanet ol.

Taharet



Soru: Hocam tuvaletten sonra taharet almak şart mıdır? Ben ihtiyacımı gördükten sonra tuvalet kağıdı ile iyice temizliyorum lakin o bölgeye elimi sürmekten tiksindiğimden ötürü yıkamıyorum. Eğer taharet şart ise o bölgeyi tuvalet kağıdı ile iyice temizledikten sonra yıkamak yerine ıslak mendil veya mikrop giderici temizlik jeli ile temizlesem olur mu?

Cevab: Selamünaleyküm. Fıkhen gerekli olan necaset mahallinin temizlenmesidir. Bu hiç el değmeden de olabilir, peçete ile olabilir veya bir başka yolla olabilir. Kuralı şu şekilde bilin; Tuvaletten çıktığınızda deride necaset kalmayacak.

Eşimle Sakal Bırakmam Konusunda Anlaşamıyoruz




Cevab: Selamünaleyküm. Keşke böyle bir tartışma yapmasaydınız. Kadın itiraz etti diye sakal kesilmez. Kadınlar böyle bir nedenle boşanma noktasına da gelinmez. İki çizginin ortasını bulmalısınız. Bunun dışındaki alanlarda ortak konularda aranızı ıslah etmeye çalışın. Allah yardımcınız olsun.

Yumurtalıkları Alınan Biri Evlenebilir mi?




Cevab: Selamünaleyküm. Evleneceğiniz karşı taraf bunu kabul ediyorsa bir sakıncası olmaz. Özellikle belirtin, kabul ederse evlenin.

Avret Yerindeki Kılların Uzunluğunda Ölçü




Cevab: Aleykümselam. Onu ölçü kabul etmeyebilirsiniz. Kırk günü geçmemeyi ya da tüylenmiş denmeyecek oranı ölçü alabilirsiniz.

Avret Yerindeki Kılların Uzunluğu Namazı Etkiler mi?




Cevab: Aleykümselam.O kılların uzunluğu gusle ve namaza mani değildir. Sünnet olan bir emrin yerine getirilmemiş olması bakımından ayrıca bir vebali vardır.

 Kadınlardan gelen beyaz akıntı konusunda uzun bir ilmî tartışma

[Site editörünün bilgi notu: Bu yazının girişinde yer alan yana yatık -italik- uzun yazı, Hayrettin Karaman'ın bu konudaki görüşüne katılmayan soru sahiplerine aittir. Aşağısında Hayrettin Karaman'ın, doktor bayanlar ile yaptığı görüş alışverişi ile birlikte bu konuda verdiği cevaplar yer almaktadır. Kalın -bold- yazılar Hayrettin Karaman'ın sözleridir.
Bu yazıyı fazla uzun ve ayrıntılı bulan okuyucular şu bağlantıdan bu konunun kısa ve öz cevaplarına ulaşabilirler.]

Soru:
31 Ağustos 2007 tarihli Zaman-Âilem dergisi "ilmihal" sayfasında yer alan "Kadınlarda Beyaz Akıntı" konusundaki bir yazı, tamamen yanlış ve vahim hükümler ihtivâ etmiştir. Yüz binlerce dindar kadının abdestsiz namaz kılmasına yol açacak bu müthiş hatanın bir an önce tashîh ve telâfisi gerekmektedir. Ekteki araştırma yazımızda gerekli bilgiler sunulmuştur. Hiç tereddütsüz, bu ağır hata mutlaka düzeltilmelidir. Aynı dergide bu düzeltme yapılmazsa, başka zeminlerde sesimizi yükselterek bu hatayı düzeltmek zorundayız! Yanlışta ısrar etmemek ve hatadan dönmek fazilettir.

Bu derginin ekindeki bizim katılmadığımız açıklama:
Fıkıh kitaplarımızda abdesti bozan şeyler sayılırken, en başta "önden ve arkadan çıkan her şey" denilir. Bundan sadece pek nâdir olduğu söylenen "önden çıkan yel" müstesnâ tutulur. Abdesti bozan -ve gusül gerektirmeyen- bir akıntı da fıkıh dilinde "mezi" ve halk dilinde "beyaz akıntı" denilen sıvıdır.
Ancak bazı kimseler:
a) Fıkıh kitaplarında adı geçen "mezi"nin erkeklere mahsus olduğunu ve temel kaynaklarda bu hususta hanımları ilgilendiren bir açıklamaya yer verilmediğini;
b) Peygamber Efendimizden bununla ilgili bir açıklama gelmediğini;
c) Kadınlarda cinsî organdan gelen beyaz akıntının tükürük ve gözyaşı gibi temiz bir salgı olduğunu ve tıbben pis maddelerden sayılmadığını;
d) Eski dönemde tıb bilgisi yetersizliğinden, geçmiş âlimlerimizin "beyaz akıntı / vaginal salgı"nın bugün bilinen gerçek durumundan haberdar olmadıklarını;
e) Ancak bir hastalık ve anormallikten dolayı gelen akıntının necis ve abdest bozucu olduğunu…
iddia ederek, "bir hastalıktan dolayı olmadıkça bu akıntının abdesti bozmayacağını ve çamaşırı kirletmeyeceğini" söylüyorlar.

Bu meselenin aslı esası ve bu garip iddianın doğruluk payı nedir?

Bizim cevabımız:
Mezi: Genelde cinsî duygulanma hâlinde bazan da belli bir sebep yokken, ön taraftan şehvetsiz olarak sızan beyazımsı ve kokusuz, ince ve kaygan -yumurta akı maddesi gibi- bir sıvıdır. Kadınlarda daha beyazdır.
Kadından gelen meziye (zal harfiyle) "kazâ" da denilmektedir (1).
"Kazâ" ise Kamus'ta: "…Mezi tarzında beyaz nesne…mezi menzilindedir" diye ifâde edilir (2).
Lügat ehli: "Küllü fahlin yemzî ve küllü ünsâ takzî / Her erkek mezi salgılar, her dişi de kazâ salgılar " demişlerdir (3). (İlk cümle bir hadîs-i şerîfte de yer alır). Çağdaş bir Arab lügatçısı ve edebiyat bilgini ise, kıymetli eserinde yukarıdakine benzer ifâdeler yanında, daha açık bir ifâdeyle: "ve'r-recülü yemzî ve'l-mer'etü takzî / Adam mezi salgılar, kadın da kazâ salgılar" cümlesine yer verir (4).

Şimdi ilgili hükümlere geçelim:
1- Mezi -şeklen ve hükmen- erkek ve kadında müşterektir; ancak kadınlarda erkeklerden daha fazla olur (5). Erkek ve kadında müşterek olarak salgılanan mezinin / beyaz akıntının abdesti bozduğu ve idrar gibi necis olduğu hususunda bütün İslâm âlimleri arasında icmâ ve ittifak vardır (6).

2- Mezinin hükmüyle ilgili hadîs-i şerifler, birçok hadîs kaynağında mevcuttur. Örneklerde erkeğin adının geçmesi, kadınları konu dışında tutmak anlamında değildir. Mezi her iki cins için müşterek olduğuna göre, burada asla erkeklere tahsîs yapılmamış, hüküm umum olarak tatbik edilmiştir. İbn Hacer'in dediği gibi: Resûlullah (s.a.) meziden dolayı abdesti emretmiş, fakat onun hakkında tafsilât vermemiştir. Böylece hükmün umumunu ifâde yolunu göstermiştir (7). Bunun aksine hiç bir hüküm ve delîl mevcut değildir.
Başta Buhârî ve Müslim olmak üzere Kütüb-i Sitte ve diğer kaynaklarda geçen şu meşhur rivayet ehlince malûmdur. Hz. Ali (r.a.) anlatıyor: "Ben çok mezi gören biriydim. (Küntü recülen mezzâen…) Kızının bende olmasından dolayı Resûl-i Ekrem'e sormaya da utanıyordum. Mikdâd'a teklif ettim de ona durumu sordu. Resûlullah Aleyhisselâm, buyurdu ki: Orasını yıkar ve abdest alıverir" (8).
İşte bu hüküm, erkek ve kadınlar için müşterek olarak geçerlidir (9). Kadın da mezi salgıladığı zaman abdesti bozularak, aynen erkekte olduğu gibi fercini yıkayıp, namaz için abdest almakla mükellef olur (10).

3- Bazı maddelerin tıbben temiz sayılması, dinen/şer'an necis olma hükmünü kaldırmaz. Meselâ:
a) Taze kan ve şarabın tıbben temiz olması, şer'an da temiz olması değildir. Birkaç damlası elbiseye bulaşsa onunla namaz kılınamaz.
b) Erkek ve kadında müşterek görülen sâfi mezi de tıbben temizdir. Fakat yukarıda açıklandığı gibi, şer'an bunun pis olduğunda İslâm âlimleri arasında görüş birliği ( icmâ ve ittifak ) vardır. Fakat bundan dolayı gusül değil, sadece abdest gerekiyor.
c) Meninin necis olmasında ise ittifak yoktur. Gerek bazı sahâbilere göre gerekse Şâfiî ve Hambelîlere göre, meni temiz sayılır. Hanefî ve Mâlikîlere göre ise necistir (11). Bununla birlikte, şehvetle gelen meniden dolayı gusül gerektiği de icmâ ve ittifakla sabittir.
d) Alttan çıkan yel de aslında pis değildir ve temas ettiği elbiseyi kirletmez. Ama bunun abdesti bozduğu, kesinlikle ve ittifakla sabittir.
Demek oluyor ki aslında şer'î hükümler, tıbbî ve mantıkî ölçülerle değil, Kitap ve Sünnet ölçülerine göre tesbit edilmiş bulunmaktadır.

4- Geçmiş âlimlerimizin tıb bilgisindeki yetersizliğinden dolayı, kadınlardaki "beyaz akıntı" hakkında tutarlı bilgi sunamadıklarını söylemek ise, büsbütün tutarsız ve yersiz bir iddiadır. Fakîh ve müctehidlerimizin çeşitli ilimlerde bizleri hayrete düşüren derin bilgilerini bir yana bırakalım da kendi bilgilerimizin doğruluğunu kontrol edelim! Mezi ve meni gibi sıvıları açıklaması bile, bugünkü bilgilerimize uygun olarak bize Hz. Âişe'den rivayetle gelmiş ve kitaplarda yerini almıştır (12).
Ondört asırlık İslâm tarihinde bırakın âlim olanları, avâm-ı nâstan herhangi bir müslümanın, mezi veya beyaz akıntının varlığından ve bunun abdesti bozmasından tereddüt ettiğine ihtimâl vermiyoruz… Bunun için uzman tabîb olmak gerekmez; uzman tabîbin âhkam-ı dîniyyeye tamâmen muhalif olarak sunduğu bir görüşe de din namınâ itibar edilmez! Ne gariptir ki bugün "ehl-i ilim" den birileri asırlarca bilinegelen, sünnet ve icmâ ile sâbit olan genel-geçer bir hükmü yok sayabiliyor ve " beyaz akıntı abdesti bozmaz" diyebiliyor. Bu ne cür'et, bu ne sorumsuzluktur!

6- Beyaz akıntının necis ve abdest bozucu olması için, ancak hastalık hâlinde olması gerektiği görüşünün, İslâm fıkhında hiçbir dayanağı ve doğruluk payı yoktur. Böyle bir hüküm türetmek icmâ-ı ümmete aykırıdır, tamâmen yanlış ve geçersizdir. Bununla beraber, normal dışı akıntılar için fıkıh kitaplarımızda "müstehâza / özür hâli" bahsinde açıklanan, kolaylaştırıcı özel hükümler malûmdur. (Erkekler için de benzer hükümler vardır).
Kısaca açıklayacak olursak: Kadınlarda normal hayız hâli dışında görülebilen farklı akıntılar kesintisiz devam ederse; baştan abdest alıp namaz kılmaya vakit bırakmayacak şekilde bir namaz vaktini doldurur ve sonraki her namaz vaktinde de bir kere akıntı görülürse, özür hâli söz konusudur. Bu durumda, tıkama ve başka yollarla (gerekirse namazı oturup kılmak, îma ile kılmak gibi çârelerle) akıntı önlenemiyorsa, her namaz vakti abdest tazelemek sûretiyle, akıntı sürse de namazlar kılınır. Namazda tekrar kirlenme ihtimâli yoksa, namaz öncesi birikmiş lekeler temizlenir. Fakat namaz sırasında tekrar kirleneceği anlaşılıyorsa, özür kirlerini temizlemek de gerekmez. (Özür dışı pislik bulaşmışsa temizlenir). Başka bir sebeple abdest bozulmadıkça, bir vakit içindeki özür akıntısıyla abdest de bozulmuş olmaz. Abdestten sonra özür akıntısı olmuşsa, namaz vaktinin çıkmasıyla abdest bozulmuş olur (13).

Bize göre sonuç olarak:
1. Kadınlarda görülen beyaz akıntı, erkeklerdeki mezi ile aynı hükümdedir; sidik gibi pistir ve abdesti bozar. Erkek sidiği ile kadın sidiği arasında hükmen fark olmadığı gibi, iki cinsde müşterek olan mezinin de hükmen farklı durumu yoktur.
2. Bu konuda bize ışık tutan hadîs-i şerifler yanında, ondört asırlık İslâm uleması arasında icmâ ve ittifak vardır. Yani bu husus, sünnet ve icmâ ile sabittir (14).
3. Bu hükmün aksini savunanlar, bilerek veya bilmeyerek icmâ-ı ümmete muhalif bir görüşe saplanıyorlar. Halbuki icmâa aykırı olan böyle bir hüküm kesinlikle câiz değildir, haram ve geçersizdir (15).
4. Herhangi bir âlim veya araştırmacı, bu konuda icmâan sâbit olan geçerli hükmün dışında aykırı bir görüş beyan ederse, o kimsenin bu noktadaki görüşüne itibâr edilmez. Çünkü bu durumda o kişi âlim de olsa, tutarsızlığından dolayı itibar görmediği konuda avâm derecesinde kabul edilir (16).
5. Yukarıdan beri açıklamaya çalıştığımız gerçekleri göz ardı ederek "beyaz akıntı abdesti bozmaz" iddiasını kitlelere yayanlar, yüz binlerce müslüman kadının abdestsiz namaz kılmasına sebep olurlar ve onların ağır vebâline ortak olurlar. Neûzü billâhi teâla!..



Cevap:
Bu beyaz akıntının temiz olduğunu ve abdesti bozmayacağını ben söyledim ve yazdım. Bunu ilk defa, kırka yakın kadın doğum uzmanı dindar bayanlarla yaptığımız bir seminerde söylemiştim. Uzmanların verdiği bilgi ve benim söylediklerimin -konuşma şeklindeki- özeti şudur:


Doktor Bayanlar:
Akıntı sıvısı fizyolojik ve kendiliğinden olan bir olaydır. Abdesti bozar mı? İdrar ve gaitayı tutmak için, sfinkter denen bir organ vardır. Vagina da böyle bir sistem yoktur. Vaginal akıntı devamlı olarak gelir. Fizyolojik olarak akmaması normal değildir. Tıbben gözyaşı, burundan gelen akıntı ve tükrük gibi bir salgıdır. Hiçbir şekilde istemli olarak durdurmak mümkün değildir.
Bu akıntı fıkha göre pis midir ve abdesti bozar mı?

H. Karaman:
Bundan önce konu bana sorulduğunda fıkıh kitaplarına baktım, orada şunu gördüm: "Koyduğunuz bezin veya -nasıl diyorsunuz- perdenin dışına çıkarsa bu ıslaklık abdesti bozar, çıkmazsa bozmaz". Konan pamuk ve benzerinin derinde veya yüzeye yakın olmasının da faklı hükümlerinden söz ediliyor. Şimdiye kadar böyle geldik. Ama çıkan şeyin ne olduğu konusu üzerine eğilmedim doğrusu. Niye çünkü şu bilgi (doktorların verdiği bilgi notundaki bilgi) bende mevcut değildi. Cinsel organdan bir sıvı geliyordu, dışarı çıkınca abdesti bozardı. Hep böyle anladığımız için o nesnenin ne olduğuna bakmadık. Ben bakmadığım gibi birçok fıkıh kitabında da bu cihete bakılmamış. Halbuki ben yine fıkıh kitaplarından şunları tespit ettim. İki tane ibare buldum. İbni Abidin -sıkı bir hocadır— « rutûbetü'l ferci tahir :vaginanın nemi tahirdir, temizdir » diyor. (Raddu'l-muhtâr, I, 222,255). Bu "rutubet ve nem"den sizin söylediğinizi kastediyor. Yani « vaginal ıslaklık tahirdir, temizdir » diyor. Birinci hüküm bu akıntı temizdir. İkincisi, « peki temiz bir nesne iki yoldan birinden çıkarsa bu abdesti bozar mı? » meselesidir. Bu sefer Bedaiü's-sanâi' ismli, Hanefilere ait, muteber fıkh kitabına bakıyoruz, onun yeni baskısının 8.cildinde 226. sayfasında diyor ki, « Bu bilinen iki yoldan tahir yani temiz olan bir şeyin çıkması abdesti bozmaz.» Bu iki ifadeyi yan yana getirdim. Sadece bu ikisini yan yana getirdim.
Ortaya çıkan sonuç, "normal vaginal akıntının abdesti bozmayacağı"dır.



Doktor Bayanlar:
Hocam fıkıh kitablarinda mezi ve meniden bahseder. bu akıntı onlardan farklıdır, değil mi?

H. Karaman:
Elbette farklı, onlar hakkında hadis var, hadisler bozacağını söyleyince farklı, bunlara aykırı bir şey söylenemez.



Doktor Bayanlar:
Çok özür dileyerek bölüyorum. Benim başından beri anlamadığım bir şey var. Vaginadan istemsiz, gayri ihtiyari gelen bir akıntı, temiz bir akıntı , nasıl bir pamuk tıkacı ile orada hapsediliyor da abdesti bozmuyor. Madem bozmuyor da nasıl bu pamuk tıkacı ile abdest duruyor. Bu tıkaç nedir ki, çamaşır hükmündedir bence. Ondan çıkmamış mı oluyor. İkincisi, ben bunu hep düşünmüşümdür; hastalarıma da demişimdir. Sahabe o zaman pamuk buluyor muydu, hatta iç çamaşır buluyor muydu?

H. Karaman:
Perdeleme olayı da bir sürü sakıncayı beraberinde getiren bir olaydır. Akıntıyı da artırıcı bir olaydır. Ayrıca irrite edici ve tahriş edici bir durumdur. Kısaca tekrar edeyim: Fıkıhçılardan biri diyor ki, « bu sizin söylediğiniz beyaz ve temiz olan vaginal salgı, yani kan olmayan, irin olmayan, sarı su dediğimiz, yaradan gelen su olmayan, burun salgısı tükürük veya gözyaşı gibi vücut salgısı olan akıntı temizdir. » Bakın hatırlar mısınız arkadaşlar şöyle bir şey var. Bir insanın gözünden gözyaşı aksa abdesti bozmuyor, gözünde hastalık olursa, orası enfekte olur da o enfeksiyondan bir akıntı gelirse, bazı mezheplere göre abdesti bozuyor. Bunun anlaşılması şöyle, bir daha söylüyorum. Bu gaita, idrar, kan değil, irin değil, enfekte olmuş bir yerden akan su değil. İkincisi fıkıhçı da « temiz olan şeyin bilinen iki yoldan çıkması abdesti bozmaz » diyor. Ben bu ikisini birleştiriyorum, « bu rutubetin, akıntının oradan çıkması abdesti bozmaz » diyorum.
Beze gelen, orada hapsedilen bir akıntının, dışarı çıkmadı diye abdesti bozmaması fıkıhçıların kıyasları ve yorumlarıdır. « İki yoldan çıkan pis nesne abdesti bozar » dendiği için, hapsedilerek de olsa çıkmadıkça abdesti bozmaz demişlerdir.
Doktor hanımlar « eğer perde konulursa vaginal akıntının miktarı artar, akması engellendiği için de iltihaba sebep olur » diyorlar.
Bunu onlar söylüyorlar. Dikkat ederseniz, biz vaginal temiz salgıdan bahsediyoruz. Kandan, idrardan, iltihaptan bahsetmiyoruz. Onlar pistir. Bunu tekrar tekrar söyledim. Temiz olan vaginal akıntıdan, ıslaklıktan bahsediyorum. Temiz olan bir nesnenin oradan çıkması abdesti bozmaz diyorum.



Doktor Bayanlar:
İltihablı akıntısı olan kadınlar özürlü durumda olup, sadece namaz abdestleri bozulur, gusül abdesti hükmüne girmeyecek değil mi hocam?

H. Karaman:
Doğrudur, bunlar gusül gerektirmez.
Benim sorum:
Doktor arkadaşlar hangi akıntıların normal, hangilerinin enfekte olmuş akıntılar olduğunun nitelik farklılıklarını söyleyebilirler mi?
Doktorlarla özel görüşmelerimizde hanımların bu iki akıntıyı ayırabileceklerini söylediler.


Doktor Bayanlar:
Herkes kendi normal vaginal salgısını bilir. Bunun miktarının artmasını tıbben lökore diye tanımlarız ve miktar artışını normal kabul ederiz. Renginin ve kokusunun değişmesine ve kişiye rahatsızlık veren yanma, kaşıntı gibi arazlara sebep olan akıntılara iltihabik diyoruz. Hocam fıkıh kitablarında da belirtildiği gibi vaginal salgı sadece ıslaklık sağlama amacıyladır. Onun dışında sarı, yeşil, gri, kokulu, rahatsızlık veren her akıntıyı iltihabik kabul ederiz.


H. Karaman:
Buraya kadar fıkıh kitaplarına ve doktorların verdikleri bilgilere dayanarak normal, beyaz vaginal akıntının temiz olduğunu ve abdesti bozmadığını açıklamış oldum. Buna itiraz eden ve baş tarafa aldığım uzun yazıyı yazan arkadaşımızın iddialarının geçersiz, değerlendirmelerinin yersiz (başka şeylere ait hüküm ve hadisleri normal akıntıya taşımak, onlarla bir tutmak) olduğunu da ortaya koymuş oldum.






Karşı görüş sahiplerinin dipnotları:

(1) İbn Nüceym: el-Bahru'r-Râık (Beyrut 1997), 1/115; İbn Nüceym: en-Nehru'l-Fâık (Beyrut 2002), 1/68; İbn Âbidîn: Reddü'l-Muhtâr (Beyrut 1994), 1/304; Heyet: el -Fetâvâ'l-Hindiyye (Bulak 1310), 1/10.
(2) Mütercim Âsım: Kamus Tercemesi (İstanbul 1305), 4/1128-29.
(3) el-Ezherî: Mu'cemu Tehzîbi'l-luga (Beyrut 2001), 3/2909; İbn Manzur: Lisânü'l-Arab (Beyrut 1995), 11/77-78.
(4) Hasan Saîd el-Kermî: el-Hâdî ilâ luğati'l-Arab (Beyrut 1992), 3/488, 4/175.
(5) en-Nevevî: el-Mecmû', 2/161; Sahîhu Müslim bi-Şerhi'n-Nevevî (Beyrut 1997), 3/204; el-Bahru'r-Râık, 1/115; Reddü'l Muhtâr, 1/304.
(6) İbnü Abdilber: et-Temhîd (Kahire 2001), 2/256; İbnü'l Arabî: Ârızatü'l-Ahvezî (Beyrut 1997), 1/145; el-Aynî: Umdetü'l-Karî (Beyrut 1998), 3/45; eş-Şevkânî: Neylü'l-Evtâr (Beyrut 1998), 1/78.
(7) İbn Hacer: Fethu'l-Bârî, (Beyrut 1996) 1/506.
(8) Fethu'l-Bârî, 1/504-506; Umdetü'l-Karî, 3/43-44.
(9) el-Mecmü', 2/161.
(10) Mustafa el-Adevî: Câmiu Ahkâmi'n-nisâ' (es-Suûdiyye 1992), 1/71.
(11) Neylü'l-Evtâr, 1/78.
(12) es-Serahsî: Kitâbü'l-Mebsût (Beyrut 1978), 1/67; el-Kâsânî: Bedâiu's-Sanâi' (Beyrut 1997), 1/278.
(13) Bedâiu's-Sanâi', 1/238-243; İbnü'l-Hümâm: Fethu'l-Kadîr (Beyrut 1995), 1/181-186; Reddü'l-Muhtâr, 1/504-508.
(14) Fethu'l-Bârî, 1/ 505-506.
(15) Muhammed el-Gazâlî: el-Mustasfâ min ilmi'l-usûl (Beyrut 1997), 1/366; eş-şŞevkânî: İrşâdü'l-Fuhûl (Kahire 1992), 2/300; Emîr Abdülazîz: Usûlü'l-Fıkhi'l-İslâmî (Kahire 1997), 1/322, 2/746; Vehbe ez-Zuhaylî: Usûlü'l-Fıkhi'l-İslâmî (Beyrut 1996), 1/ 497, 538, 2/1046.
(16) eş-Şâtıbî: el- İ'tisâm (Beyrut 1996), s.535.

KADIN, RUTUBET VE AKINTILAR

1- Sufre: Kadından çıkan sarı renkteki akıntıdır.

2- Bulanık akıntı: Kadından çıkan bulanık akıntıdır. Rengi kırmızıdır fakat net kırmızı değildir.

3- Beyaz akıntı: Hayız bittiği zaman rahimden atılan beyaz sıvıdır.

4- Beyaz akıntı görmeyen, fakat bir hayız döneminden diğerine bulanık akıntısı devam eden kadının temizlik alameti kanın durmasını beklemektir. Sarı akıntı olsa bile.

5- Hayızdan önce bulanık ve sarı akıntı gelmesi: Eğer hayzın önünde gelirse bu hayızdır. Bu, hayız âdetinin gelmesi esnasındaki sancı ile bilinir. Eğer bu alametler ortaya çıkmazsa bu temizliktir. 

6- Hayızdan sonra bulanıklık ve sarı akıntı gelirse, bunun bitmesi beklenir. Zira hayız ile bitişik olan böyle akıntılar hayza dâhildir.

7- Hayız dönemi dışında gelen ifrazat hayız hükmünde değildir.

8- Kadının fercinden şehvetsiz olarak çıkan şey guslü gerektirmez.

— Kadının iki yolundan gelen ifrazatların tamamı abdesti bozar:

9- İdrar yolundan çıkan ifrazatlar necistir, abdesti bozar. Genelde bunlar mesane (idrar kesesin)den gelir.

10- Çocuğun geldiği yoldan gelen ifrazat ve rutubetler temizdir, bunlarla elbise veya beden necis olmaz. Lakin abdesti bozar.

11- Abdesti bozan her şeyin necis olduğunu söyleyemeyiz. İnsandan çıkan yel temizdir. Zira bundan dolayı Şarî istincayı vacip kılmamıştır. Bununla beraber abdesti bozar. 

12- Kadının rahminden gelip, devam eden akıntı: temizdir. Sadece namaz vaktinin girmesinden sonra abdest alır, bu vaktin namazını kılar, vakit çıkana kadar dilediği gibi nafile kılar, Kur’ân okur. Akıntının az olması ile çok olması arasında fark yoktur. Diğer vakit girene kadar abdestli sayılır.

13- Kesintili akıntı: Vaktin girmesini bekler, abdest alır ve namaz kılar. Eğer bunun durumu açık değilse, bazen geliyor bazen gelmiyorsa, namaz esnasında akıntı çıksa bile bir şey gerekmez, sakınca yoktur.

14- Ama bu akıntının kesildiği vakti belli ise, kesilmesini bekler.

15- Vaktin çıkmasından korkarsa, abdest alıp namazını kılar. Az olması ile çok olması arasında fark yoktur.

16- Rahimden çıkan akıntılar: Gusletmeksizin sadece abdest azalarını yıkaması yeterlidir. Zira o temizdir.

17- Bilmediği için bu akıntıdan dolayı abdest almayan kadın Allah Azze ve Celle’ye tevbe etmelidir. Namazı kaza etmez lakin çok nafile namaz kılar.

18- Kadın, çölde yaşayan bir kadın gibi soracak kimsesi olmayan bir yerde bulunuyorsa bu abdest bozan şeyden ötürü ona bir şey gerekmez.

19- Eğer âlimlerin bulunduğu bir yerde ise ve onlara sormamışsa terk ettiği namazları kaza etmesi gerekir. 

20- Cimadan dolayı guslettikten sonra gelen akıntı: Şehvetsiz olarak çıkmışsa gusül gerekmez ama abdest almalıdır.

21- Kadından idrarla birlikte şehvetsiz olarak “vedî” çıkarsa, bu idrar gibi necistir. Bunun bulunduğu yeri yıkamak yeterlidir.
Vedi, Mezi ve Meni Arasındaki Fark:

22- Vedi: Genellikle idrardan sonra çıkan beyaz, yoğun, kokusuz sıvıdır.

23- Mezi: İnce, beyaz, yapışkan sıvıdır. Oynaşma esnasında, cimayı düşünmekten veya başka sebepten çıkar. Kişi bunun çıktığını bazen hissetmez. Şehvet başlangıcı esnasında çıkar. Vedi ve mezi her ikisi de necis olup abdesti bozar. Bunun değdiği yerlere su serpmek ve abdest almak gerekir.

24- Meni: Erkekte yoğun, beyaz sıvıdır. Kadında ise ince ve sarı olur. Bu sıvı temiz olup bundan dolayı gusül gerekir.

25- Kadının hayızdan temizlendiği dönemde beyaz akıntı gelirse bu abdesti bozar mı?: İki yoldan gelen her akıntı abdesti bozar. Abdestten önce istinca edilmesi gerekir. 

26- Rahimde rutubet bulan kadının her namaz için abdest alması mı gerekir?: bahsedilen bu rutubet vaktinin çoğunu kaplayacak şekilde devam ederse istihazeli veya idrar akıntısı olan kimse gibi her namaz için vakit girdikçe abdest alması gerekir. Ama bu rutubet bazen oluyorsa onun hükmü idrar gibidir. Ne zaman görürse namazda bile olsa tahareti bozulur. 

27- Bazen sarıya çalan açık renklerde ifrazat geliyor, namazı terk edip sonra kılıyorum. Hüküm nedir?: Kadın, hayızdan temizlik gördükten sonra sarı veya bulanık akıntı görürse bu hayızdan sayılmaz. Onun namazı kılıp orucu tutması gerekir ve kocasına helaldir.

28- Vajinadan gelen ifrazatın hükmü nedir?: Abdesti bozar ve bedenden veya elbiseden değdiği yeri necis yapar. Kadının bundan istinca etmesi ve namaz kılmak istediği zaman abdest alması, bunun isabet ettiği yerleri yıkaması gerekir.

29- İfrazat akıntısı devam eden kadın, İstinca eder, fercini temizler ve ifrazatın gelmesine engel olmak için bir şey koyar, her namaz için abdest alır.

30- İfrazat, eşinin öpmesi veya oynaşma sebebiyle çıkmışsa gusül gerekmez. Ancak tazyik ve lezzet ile meni çıkmışsa o zaman gusül gerekir.

31- Uyarı: Az da olsa oruçlu iken kadından adet yolundan kan gelir ve kesilirse bu orucu bozar. Bundan dolayı gusletmeli ve daha sonra bu orucu kaza etmelidir.

32- Bekâr veya dul kadından ihtilam olmaksızın sarı akıntı gelirse:

— Eğer bu akıntı mezi ise gusül gerekmez.

— Eğer meni ise ve bu şehvetle veya ihtilam ile çıkmışsa gusül gerekir. 

33- Hayızdan bir veya birkaç gün önce sarı akıntı gelirse: Hayzın başlangıcında olursa bu hayızdır. Bu, hayız âdetinin gelmesi esnasındaki sancı ile bilinir. Eğer bu sarı akıntı hayızdan önce ise ve hayız alameti yoksa bir şey değildir. Hayızdan sonra bulanık akıntıya gelince, bu bitene kadar beklenir. Hayız dönemine bitişik olarak gelen bu akıntı hayza dâhildir. 

34- Temizlikten sonra devam eden sarı akıntı:

— Eğer kadın, temizlik alameti olan beyaz akıntıyı görmezse, sarı akıntı onun yerine geçer.

— Kadında ne sarı ne de beyaz akıntı olmazsa, onun hükmü diğer hayız dönemi gelinceye kadar kuruluktur. Diğer kadınlarla aynı hükümdedir.  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder