5 Eylül 2015 Cumartesi

KADIN ELİ SIKMA! NÂ MAHREM KADINLARLA TOKALAŞMA! لَا وَاللّٰهِ مَا مَسَّتْ يَدُ رَسُولِ اللّٰهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يَدَ امْرَأَةٍ قَطُّ،


KADIN ELİ SIKMA! NÂ MAHREM KADINLARLA TOKALAŞMA!
"قَالَتْ عَآئِشَةُ: وَلَا وَاللهِ مَا مَسَّتْ يَدُ رَسُولِ اللهِ ﷺ يَدَ امْرَأَةٍ قَطُّ ... وَمَا مَسَّتْ كَفُّ رَسُولِ اللهِ ﷺ كَفَّ امْرَأَةٍ قَطُّ..."
‘Âişe (r.’anhâ) dedi ki: --- “ … Hayır! Vallâh-i Rasûlüllâh (sallellâh-ü ‘aleyh-i ve sellem)'in eli hiç bir kadının eline dokunmamıştır… Rasûlüllâh (sallellâh-ü ‘aleyh-i ve sellem)’in avucu aslâ bir kadının avucuna dokunmamıştır…[1]


[1] Sahîh-ı Buhârî, Kitâbü’t-Talâk (68), Bâb: Zımmînin Yâhud Harbînin Nikâhındaki Müşrike Yâhud Nasrâniyye Bir Kadın İslâm'a Girdiği Zaman (Hüküm Nasıldır? Sırf İslâm'a Girişi İle Aralarında Ayrılık Hâsıl Olur Mu Yâhud Kadına Muhayyerlik Mi Sabit Olur?) Bâbı (20), Hadîs no:5288, s.756. -Kendi eş, kendi kız, hala ve teyze parçalarının- (hiçbir Müslüman takvâ nâmuslu edepli saygın, yüreğinde cinsel temâyül olmayacak kadar içi temiz dâhî olsa hiçbir kadına İslâm adına antlaşma dâhî yapsa elini sıkamaz…)
 ٥٢٨٨- حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ بُكَيْرٍ، حَدَّثَنَا اللَّيْثُ، عَنْ عُقَيْلٍ، عَنِ ابْنِ شِهَابٍ، وَقَالَ إِبْرَاهِيمُ بْنُ المُنْذِرِ: حَدَّثَنِي ابْنُ وَهْبٍ، حَدَّثَنِي يُونُسُ، قَالَ ابْنُ شِهَابٍ: أَخْبَرَنِي عُرْوَةُ بْنُ الزُّبَيْرِ، أَنَّ عَائِشَةَ رَضِيَ اللّٰهُ عَنْهَا، زَوْجَ النَّبِيِّ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَتْ: كَانَتِ المُؤْمِنَاتُ إِذَا هَاجَرْنَ إِلَى النَّبِيِّ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يَمْتَحِنُهُنَّ بِقَوْلِ اللَّهِ تَعَالَى:٨ يَآ اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُٓوا اِذَا جَآءَكُمُ الْمُؤْمِنَاتُ مُهَاجِرَاتٍ فَامْتَحِنُوهُنَّۜ ... ٧ [سورة الممتحنة:٦٠/١٠] إِلَى آخِرِ الآيَةِ. قَالَتْ عَائِشَةُ: فَمَنْ أَقَرَّ بِهَذَا الشَّرْطِ مِنَ المُؤْمِنَاتِ فَقَدْ أَقَرَّ بِالْمِحْنَةِ، فَكَانَ رَسُولُ اللّٰهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ إِذَا أَقْرَرْنَ بِذَلِكَ مِنْ قَوْلِهِنَّ، قَالَ لَهُنَّ رَسُولُ اللّٰهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: "انْطَلِقْنَ فَقَدْ بَايَعْتُكُنَّ" لَا وَاللّٰهِ مَا مَسَّتْ يَدُ رَسُولِ اللّٰهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يَدَ امْرَأَةٍ قَطُّ، غَيْرَ أَنَّهُ بَايَعَهُنَّ بِالكَلاَمِ، وَاللّٰهِ مَا أَخَذَ رَسُولُ اللّٰهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ عَلَى النِّسَاءِ إِلَّا بِمَا أَمَرَهُ اللّٰهُ، يَقُولُ لَهُنَّ إِذَا أَخَذَ عَلَيْهِنَّ: "قَدْ بَايَعْتُكُنَّ" كَلاَمًا.[1]
٨٨-(١٨٦٦)--- حَدَّثَنِي أَبُو الطَّاهِرِ أَحْمَدُ بْنُ عَمْرِو بْنِ سَرْحٍ، أَخْبَرَنَا ابْنُ وَهْبٍ، أَخْبَرَنِي يُونُسُ بْنُ يَزِيدَ، قَالَ: قَالَ ابْنُ شِهَابٍ: أَخْبَرَنِي عُرْوَةُ بْنُ الزُّبَيْرِ، أَنَّ عَائِشَةَ، زَوْجَ النَّبِيِّ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ، قَالَتْ: كَانَتِ الْمُؤْمِنَاتُ إِذَا هَاجَرْنَ إِلَى رَسُولِ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يُمْتَحَنَّ بِقَوْلِ اللهِ عَزَّ وَجَلَّ: ٨ يَآ اَيُّهَا النَّبِىُّ اِذَا جَآءَكَ الْمُؤْمِنَاتُ يُبَايِعْنَكَ عَلٰٓى اَنْ لَا يُشْرِكْنَ بِاللّٰهِ شَيْئًا وَلَا يَسْرِقْنَ وَلَا يَزْن۪ينَ ... ٧ [سورة الممتحنة:٦٠/١٢] إِلَى آخِرِ الْآيَةِ، قَالَتْ عَائِشَةُ: فَمَنْ أَقَرَّ بِهَذَا مِنَ الْمُؤْمِنَاتِ، فَقَدْ أَقَرَّ بِالْمِحْنَةِ، وَكَانَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ إِذَا أَقْرَرْنَ بِذَلِكَ مِنْ قَوْلِهِنَّ، قَالَ لَهُنَّ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: "انْطَلِقْنَ، فَقَدْ بَايَعْتُكُنَّ" وَلَا وَاللهِ مَا مَسَّتْ يَدُ رَسُولِ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يَدَ امْرَأَةٍ قَطُّ، غَيْرَ أَنَّهُ يُبَايِعُهُنَّ بِالْكَلَامِ قَالَتْ عَائِشَةُ: وَاللهِ، مَا أَخَذَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ عَلَى النِّسَاءِ قَطُّ إِلَّا بِمَا أَمَرَهُ اللهُ تَعَالَى، وَمَا مَسَّتْ كَفُّ رَسُولِ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ كَفَّ امْرَأَةٍ قَطُّ، وَكَانَ يَقُولُ لَهُنَّ إِذَا أَخَذَ عَلَيْهِنَّ: "قَدْ بَايَعْتُكُنَّ" كَلَامًا.[2]


[1] الكتاب: الجامع المسند الصحيح المختصر من أمور رسول الله صلى الله عليه وسلم وسننه وأيامه = صحيح البخاري، المؤلف: محمد بن إسماعيل أبو عبدالله البخاري الجعفي، المحقق: محمد زهير بن ناصر الناصر، الناشر: دار طوق النجاة (مصورة عن السلطانية بإضافة ترقيم ترقيم محمد فؤاد عبد الباقي)، الطبعة: الأولى، ١٤٢٢ هـ، عدد الأجزاء:٩، كتاب الطلاق:٦٨، باب:(٢٠) باب إذا أسلمت المشركة أو النصرانية تحت الذمي أو الحربي، رقم الحديث:٥٢٨٨، ص:٧٥٦.  
[2] الكتاب: المسند الصحيح المختصر بنقل العدل عن العدل إلى رسول الله صلى الله عليه وسلم، المؤلف: مسلم بن الحجاج أبو الحسن القشيري النيسابوري (المتوفى: ٢٦١ هـ)، المحقق: محمد فؤاد عبد الباقي، الناشر: دار إحياء التراث العربي – بيروت، عدد الأجزاء:٥، كتاب اللإمارة (٣٣)، باب كيفية بيعة النساء (٢١)، رقم الحديث:٨٨ (١٨٦٦)، ص:٧٧٨.  
20- Bâb: Zımmînin Yâhud Harbînin Nikâhındaki Müşrike Yâhud Nasrâniyye Bir Kadın İslâm'a Girdiği Zaman -Hüküm Nasıldır? Sırf İslâm'a Girişi İle Aralarında Ayrılık Hâsıl Olur Mu Yâhud Kadına Muhayyerlik Mi Sabit Olur?-

5288... İbn Şihâb şöyle demiştir: Bana Urve İbü'z-Zubeyr haber verdi ki, Peygamber (sallellâh-ü ‘aleyh-i ve sellem)'in zevcesi ‘Âişe (r.’anhâ) şöyle demiştir. Mü'min kadınlar (fetihten evvel Mekke'den) Peygamber'e muhacir olarak geldikleri zaman, Yüce Allâh (c.c.)'ın --- "Ey îmân edenler, mü 'min kadınlar muhâcir olarak geldikleri zaman, onları imtihân ediniz..."[1] Kavliyle, Peygamber (sallellâh-ü ‘aleyh-i ve sellem) onları imtihân ederdi. ‘Âişe dedi ki: Mü'min kadınlardan bu Âyet-i Kerîme-de ki şartları ikrâr edenler, imtihânı ikrâr etmiş olurdu. Kadınlar sözleri ile bu şartları ikrâr ettikleri zaman Rasûlüllâh (sallellâh-ü ‘aleyh-i ve sellem) onlara: — "Sizler ikrâr ettiniz, artık gidiniz; ben sizlerle bey'atlaşmışımdır" derdi. ‘Âişe (r.’anhâ) dedi ki: ---“Allâh'a yemînle söylerim ki, hayır, Rasûlüllâh’ın eli bu bey'atlaşmada kesin olarak hiçbir kadının eline dokunmadı. Rasûlüllâh kadınlarla sâdece sözle bey'at yapmıştır. Vallâhi Rasûlüllâh kadınlar üzerine Allâh'ın kendisine emrettiği taahhüdlerden başka bir taahhüd almadı. Kadınlardan bey'at ahdi aldığı zaman onlara hitâben sâdece söz olarak: --- "Ben sizlerle bey'atlaştım" buyururdu.[2]

21- Kadınların Nasıl Bey'at Edecekleri Bâbı.

88- (1866) Bana Ebu't-Tâhir Ahmed b. Anır b. Şerh rivâyet etti. (Dedi ki): Bize İbni Vehb haber verdi. (Dedi ki): Bana Yûnus b. Yezîd haber verdi. (Dedi ki): İbni Şihâb şunu söyledi: Bana Urve b. Zübeyr haber verdi ki, Peygamber (sallellâh-ü ‘aleyh-i ve sellem)'in zevcesi ‘Âişe (r.’anhâ) şunları söylemiş: Müzmin kadınlar Rasûlüllâh (sallellâh-ü ‘aleyh-i ve sellem)'e hicret ettikleri vakit Allâh (‘azze ve celle)'nin: --- “Ey Peygamber! Sana mü'min kadınlar Allâh'a hiç bir şeyi şerîk koşmayacaklarına, çalmayacaklarına ve zînâ etmeyeceklerine dâir bey'at etmeye gelirlerse…”[3] Kavli ile —Âyet-i Kerîme-nin sonuna kadar— imtihân olunurlardı. ‘Âişe (r.’anhâ) -sözüne devâmla- şöyle demiş: --- “Mü'min kadınlardan bu şartı kim ikrâr ederse mihneti ikrâr etmiş, olurdu. Kadınlar bunu sözle ikrâr ettikleri vakit Rasûlüllâh (sallellâh-ü ‘aleyh-i ve sellem) onlara: --- “Haydi gidin! Sizin bey'atinizi kabul ettim!” derdi. Hayır! Vallâh-i Rasûlüllâh (sallellâh-ü ‘aleyh-i ve sellem)'in eli hiç bir kadının eline dokunmamıştır. O kadınlardan yalnız sözle bey'at alırdı. Âişe (r.’anhâ) demiş ki: --- “Vallâh-i Rasûlüllâh (sallellâh-ü ‘aleyh-i ve sellem) kadınlardan, Allâh-ü Te’âlâ-nın emrettiğinden başka hiç bir şey almamış ve Rasûlüllâh (sallellâh-ü ‘aleyh-i ve sellem)’in avucu aslâ bir kadının avucuna dokunmamıştır. Onlardan bey'at aldığı zaman kendilerine sözle: --- “Bey'atınızı kabûl ettim!”  derdi.”[4]




[1] Mümtehıne Sûresi, 60/10’dan.
[2] Sahîh-ı Buhârî, Kitâbü’t-Talâk (68), Bâb: Zımmînin Yâhud Harbînin Nikâhındaki Müşrike Yâhud Nasrâniyye Bir Kadın İslâm'a Girdiği Zaman (Hüküm Nasıldır? Sırf İslâm'a Girişi İle Aralarında Ayrılık Hâsıl Olur Mu Yâhud Kadına Muhayyerlik Mi Sabit Olur?) Bâbı (20), Hadîs no:5288, s.756.
[3]  Mümtehıne Sûresi, 60/12’den.
[4] Sahîh-ı Müslim, Kitâbü’l-İmâre (33), Kadınların Nasıl Bey'at Edecekleri Bâbı (21), Hadîs no:88 (1866), s.778.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder