--- ... HALK’TAN ALIP, HAKK’A GİDEN KOCA ÇINAR --- ŞABAN GÜNBEY'DEN TBMM BAŞKANIMIZ İSMAİL KAHRAMAN'A --- 76-100
HALK’TAN ALIP, HAKK’A GİDEN KOCA ÇINAR
“Bilmek İstersen Seni, Can İçre Ara Cânı”
--- ... HALK’TAN ALIP, HAKK’A GİDEN KOCA ÇINAR --- ŞABAN GÜNBEY'DEN TBMM BAŞKANIMIZ İSMAİL KAHRAMAN'A --- 76-100
HALK’TAN ALIP, HAKK’A GİDEN KOCA ÇINAR
“Bilmek İstersen Seni, Can İçre Ara Cânı”
76-
|
Temmuz 1518′de, Halifelik ilgâsı için
Asırlardır mülk ü milletin selâmeti için
Bu güzîde ef’âl sadece Rızâ-i Rahmân için
Yapılır ola geldi herkes bilsin Allah için
|
77-
|
Geliyordu bu âdet 3 Mart 1924 gününe kadar
Allâh’ın sesi niçin susar, anlamak akla
zarar
Akıllar tutuluyor bu ne biçim vahim
karar
Sebep olanlara beddualarımız, akar da akar
|
78-
|
Zû’l-Celâl’in
Kahhâr ismi, hep onlarla olsun
Kabirleri
mekânları, cehennem ateşiyle dolsun
Güneş
yüzü görmesinler, nesilleri kurusun
Zebaniler,
yılan-çıyan, onların bekçisi olsun
|
79-
|
Âkif’in;
“Koca-karı ile Ömer” şiirini okuyun
Keşke
tevbe etseydiniz azıcık yüzükoyun
“Kahretsin
an-karîb Allah!”,[1] bu
sözleri duyun
“Yakında
râyet-i ikbâli ser-nigûn[2]
olsun...”
Onlar;
“belâsını” âhirette “isterim bulsun!”
|
80-
|
Bu
güzide âdetimiz geceleri kesiliyor
Filiz
Çağman müdür hezeyanlar kusuyor
Müsteşar
Mustafa İsen CD hiç yakışmıyor
1996
Yılında Kahraman Bakan geliyor
|
|
“Gençlikte
bir köprübaşı”, bizim için, mihenk taşı
Dünya-ahiret;
denge taşı, muhabbetin, kilit taşı
Fukaranın
ekmek-aşı, gençlere hem, yakut taşı
Destanların
satırbaşı, makam-mevki köşe taşı
|
81-
|
İsmail
Kahraman; hemen karar aldırdı
Kararı
geri çekmesi için herkes ona saldırdı
Boşuna
heveslerdi bütün tabuları yıktırdı
Ku’ân
Bülbülleri gece-gündüz haykırdı
|
82-
|
Emanetler Has-Oda’da Kur’ân-ı orda okurmuş
Kıraat; 40 Hafız nöbetlerle adet olmuş
oturmuş
Saraydan bir ara pek kıymetli Furkan
çalınmış
Kıraat için mekân değişip arz-hâneye alınmış
|
83-
|
Gönüller
huzur bulur, dinlendikçe Kur’ânlar
Kim
istemez orada, Rabb’in diliyle yakarışlar
Arap
turist duyunca bunu, hüngür hüngür ağlar
Bende
okuyum bu yerde Kur’ân, yüreğim sızlar
|
84-
|
Kültür bakanlığı dönemini asla unutamayız
Yaptığı icraatlara bir-bir hep minnettarız
Kutsal Emanetler değil mi bizim baş tacımız
24 saat Kur’ân sesi çok memnun ecdâdımız
|
85-
|
Dualarımız
senin için, sağnak-sağnak yağıyor
Gözyaşları
Kur’ân için, oluk-oluk akıyor
Ateş
yakmaz o gözleri, Nebî Zî-Şân buyuruyor
Damlaların
cümlesinden, sana ecir geliyor
|
86-
|
Ne dileğin var ise hemencecik olu versin
Sâlih amel, kucağına dolup-dolup taşa gelsin
Ana ata ecdadına deverânla, Yâ-Sîn gelsin
Mevlâmızın rızâları mütemâdiyen sana gelsin
|
87-
|
“Râzıyım
Rabbim” deyip, her yerde haykıran Sen
Taltif-i
Rahmân’a er, doydum Rabbim diyesin Sen
Dünya-Âhiret
ni’metlerin behemehâl bulasın Sen
Cemâlüllâh’a
Cennet’ten temaşayla bakasın Sen
|
88-
|
Yahya Kemal dostla Hırka-i Saadet Dairesinde
Yaklaşır “Revan Köşküne” o günkü ziyaretinde
Heyecanlandı duygulandı Kur’ân-ı işittiğinde
Dizeler dökmüş idi kalemiyle mürekkebin
eşliğinde
|
89-
|
Tevhid-i
Efkâr / 30 Mart 1922’de duyurur sesi
Devletin
iki manevi temeli vardır; Yahya’nın sesi
Biri;
Fatih’in Ayasofya da okuttuğu Ezân’ın sesi
Diğeri;
Yavuz’un Sarayda okuttuğu Kur’an-ın sesi
|
90-
|
Eskişehir’in, Afyon Karahisar’ın gür nesli
Kars’ın genç askeri unutmasın bu iki güzel
şeyi
Döğüştünüz! Biliniz, maneviyat için her şeyi
Bayrağımız dalgalandıkça dinmez Hakk’ın sesi
|
91-
|
Kültür
Bakanlığı’nda kadın memur sayısı 650 idi
Bir
gazete sözde; ‘Kadın düşmanı Bakan’ı irdeledi
Haber
yapmış sahtekâr, 850 kadının işine son verdi
Kahraman
bakanımız olaya hiç durmadan el verdi
|
92-
|
850, 650 rakamları olayı ortaya koydu
Yalancı muhabire bir-iki soru sordu
Şikâyet edeceğim diye, kalbine korku koydu
Ne yazık ki utanmaz cevapsız kaçıyordu
|
93-
|
“Şikâyetin
nereye nasıl yapacaksın?” dedi
“Basın
şeref divanı mı, hangisine?” dedi
“Yoksa
mahkeme mi? Ne yapalım et” dedi
Bakan;
“Mahkeme-i Kübrâ’da görürüz bil” dedi
|
94-
|
Bakanımız Kahraman, birçok meyveler verdi
O yorucu geçen günler, bütün ömre değerdi
Kadir Topbaş’a gel dedi, onu başka severdi
Vefakârlığı bırakma ha! âdil ol aman derdi
|
95-
|
Bodrum
Şapel, Trabzon Ayasofya, Kayseri
Etnografya
müzelerin, bilirlermiş şâh-eseri
Temizlenip
bekletilsin lazım olur bu, öte-beri
Yeryüzü
Mescid imiş, hep katre-i gevheri[3]
|
96-
|
Kültür merkezlerinde, eğlenirler hoyratça
Yetim hakkı gözetmez, savururlar çılgınca
Birde Çiçek Dilligil, çıktı ortaya kahpece
İçkiye ‘ikram’ dedi, haysiyetsiz, hırçınca
|
97-
|
Kâinatı
yaratan: “İsraf etmeyin” buyurdu
İlke;
“Zararın Telafisi” gönülleri doldurdu
Kültür
Bakanlığı Kahraman’la meşhur oldu
Bir
sene içerisinde herkes; halkı, Hakkı buldu
|
98-
|
Doksanlı yıllarda, tam sevinelim denilir
Ülkenin başına kara bulutlar gibi çökülür
Habisliğin adına; “Post Modern Darbe” denir
O acı günlerde kültürümüze, hayat verir
|
99-
|
Verilen
ölçüleri hak ile terâziye vuruyor
İlerde
toplanılacak, bir Mahşer vardır diyor
Eğer
doğru dürüstse, bu işe tamam diyor
Bâzı
kişiler gibi hep, işkembeden atmıyor
|
100-
|
Yeniden bir tarih için, toplanıldı evinde
Kurulsun artık “Adalet”, olunsun istifade
Kurtulsun millet, bir kez olsun ömründe
“Kalkınma” elzem oldu bu gidiş akabinde
|
|
“Gençlikte bir
köprübaşı”, bizim için, mihenk taşı
Dünya-ahiret; denge
taşı, muhabbetin, kilit taşı
Fukaranın ekmek-aşı,
gençlere hem, yakut taşı
Destanların
satırbaşı, makam-mevki köşe taşı
|
|
Hayat
çizgilerinizi, yazmak ile çizemem
Kurabildim mi?
Bilmem, hayatınıza denklem
Evinizde
bulunsun böyle değersiz amblem
Dâreyn
hayatında, hiç görme sakın deprem
İsmin yâd olsun,
unutulmasın; devr-i âlem
Vakar ve
şerefine, dokunamasın nâ-mahrem
Bilinsin ki;
seviyorum seni, işte Sana kasem
Methiyen
defterlere dolsun getirsinler, kalem
Huzur, güven,
sevgi, saygı, Senin için erdem
Torun, evlat,
gururlansın, önlerinde görkem
Sana saygı az geliyor,
güllerini bir-bir derem
Sayısızca
eylemlerin, gençlere kaldı muhkem
Küçük gören
vardır elbet, oldun bize, “Alem”
İşlerini
aratmıyor, güzelliğin, nur-i mücessem[4]
Devlet,
Meclis, binalarında şeklin, mürtesem[5]
Fikirlerin
herkes için ret olunmaz, müsellem[6]
Laikliği yeriyorsun,
anayasamızda olmaz! İkilem
Seni üzen
herkesin, yerleri olsun Cehennem
Zaten lazım
onlara, amansız mekân Cuhnem[7]
Ömrün, güzellik
dolu, bizlere de muhterem
Gönüller
birbirine akarmış, Allâh-ü E’lem[8]
Îmân ile göçer
isek, ne hoş olur, muhteşem
Şaban Günbey; yaptı belki birazcık, gözlem
Bundan öte
hayatınız, benim için biraz mübhem
Nasîb oluna
bize! Havz-ı Kevser’den Zemzem
Hakk indinde inşâallâh,
İlâhî Huzûr’a erem
|
Türkiye Büyük / Millet
Meclisi’nde / mükemmel bir /
başaktörsün
Millet Meclisi’nde / laikler-e savaş açtın / mücahitsin
/ doruktasın
Mükemmel bir / mücâhitsin
/ mütedeyyin şahsiyetsin / muallimsin
Başaktörsün / doruktasın
/ muallimsin / bizler için mükemmelsin
|
|
Türkiye Büyük / Millet Meclisi’nde / mükemmel
bir / başaktörsün
Millet Meclisi’nde / dinin için savaştın / mücahitsin
/ doruktasın
Mükemmel bir / mücâhitsin / mütedeyyin
şahsiyetsin / duâyensin
Başaktörsün / doruktasın / duâyensin
/ bizler için “Hayru’n-Nâs” sın
|
|
1-
Ey Allâhım! Senden
başka İlâh yoktur.
2-
Ey Allâhım! Senden
başka Ma’bûd yoktur.
3-
Ey Allâhım! Senden
başka Maksûd yoktur.
4-
Ey Allâhım! Senden
başka Mevcûd yoktur.
5-
Ey Allâhım! Senden
başka Matlûb yoktur.
6-
Ey Allâhım! Senden
başka Mahbûb yoktur.
|
|
YÂ RABBÎ! MAKSÛDUM (KASTIM, İSTEDİĞİM,
HER ŞEYİM, ARZUM VE GÂYEM) SENSİN! SÂDECE VE SÂDECE SENİN RIZÂNI TALEB
ETMEKTEYİM!
|
|
|
|||
“ … Bunlar Allâh’ın koyduğu sınırlardır.
Sakın bunları aşmayın. Allâh’ın koyduğu sınırları kim aşarsa, onlar
zâlimlerin tâ kendileridir.”
(Bakara Sûresi, 2/229’dan)
|
﴿
... وَمَنْ يُطِعِ اللّٰهَ وَرَسُولَهُ فَقَدْ فَازَ فَوْزًا عَظ۪يمًا ﴾
[سورة الأحزاب:٣٣/٧١]
|
“ …
Kim Allâh’a ve Rasûlü’ne itâat ederse, muhakkâk büyük bir başarıya
ulaşmıştır.”
(Ahzâb Sûresi, 33/71’den)
|
||
[5] Mürtesem:
(Resm. den) Resmolunmuş. Resimlenmiş.
[6] Müsellem
(e): (Selm. den) Teslim olunmuş olan, doğruluğu şeksiz kabul edilen. Herkes
tarafından kabul edilip emniyet ve itimat edilen. Tasdik edilip inkâr
edilmeyen. Ayıplardan teberri olunmuş.
[7] Cuhnem:
Cehennem tabakası.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder