19 Mart 2015 Perşembe

ÇANAKKALE RUHU VE GENÇLİK... ÇANAKKALE'NİN MÂNEVİYAT İKLİMİ...."ÇANAKKALE ŞEHİTLERİNE" ŞİİRİ NASIL YAZILDI, MEHMET AKİF...


   

ÇANAKKALE'NİN MÂNEVİYAT İKLİMİ...

ŞEHİTLİKTE DUA

Selam size ey müminler yurdunun sakinleri. İnşallah bizde size katılacağız. Siz bizden önce gelip geçtiniz. Bizde sizin peşinizden geleceğiz.

 Allah bizi de sizi de bağışlasın. Sizden öncekilere de, sonrakilere de Allah rahmet eylesin.

Allahım! Ölülerimizi de dirilerimizi de, burada bulunanları da, bulunmayanları da, küçüklerimizi büyüklerimizi, erkeklerimizi kadınlarımızı bağışla, Bizden hayat verdiklerini İslam üzere yaşat, vefat ettirdiklerini de imanla vefat ettir.  

 Allahım! Onlardan razı ol, derecelerini yükselt, makamlarını mübarek kıl, mükâfatlarını bol eyle. Lütfunla kereminle ey ikram edenlerin en kerimi! Allahım! Onların mükâfatından bizi mahrum etme. Onlardan sonra bizi fitneye düşürme

Allahım Bize seni sevmeyi lütfet. Meleklerini, elçilerini ve Salih kullarını sevmeyi de nasip eyle. Allahım bize sevgini lütfet. Geçmişte işlediğimiz ve gelecekte işleyeceğimiz günahlarımızı bağışla.

Allahım! Sevgili Peygamberimiz; hayır namına senden neler talep etmişse biz onları istiyor, şer namına nelerden sana sığınmışsa, biz de onlardan sana sığınıyoruz.

Allahım! Sağlığımızda bizlere bu mukaddes mekânları gösterdiğin gibi, bizden sonrada çoluk çocuğumuza ve isteyip dileyen tüm mü’minlere ziyaret edip ibret almayı nasip eyle.

Ya Rabbi! Müslümanlara ve İslam’a yardım et! Vatanımızı ve milletimizi, ordumuzu ve yurdumuzu, âlem-i İslam’ı her türlü tehlikeden, sıkıntı ve felaketlerden koru!

 Devletimizi payidar, milletimizi bahtiyar eyle! Bizleri, dünyada vatansız ahirette imansız bırakma! İçerdeki ve dışarıdaki düşmanlarımıza karşı bizleri daima duyarlı ve uyanık eyle.

 Bu hususta bizlere, güç kuvvet, sabır ve metanet, birlik ve beraberlik ihsan eyle! Cennet vatanımızın bizlere ebedi yurt kalması için genç yaşta hayatlarını feda eden, canlarıyla aziz vatanımıza siper olan, kanlarıyla vatanımızın tapusunu yazan ve hain teröre kurban giden aziz şehitlerimize gani gani rahmet eyle!

Allahım! Ülkemize dirlik düzenlik, milletimize birlik beraberlik, yöneticilerimize dirayet ve feraset, yönetimimize istikrar ve istikamet ihsan eyle! Halkımızı mutlu ve umutlu eyle! Onların huzurunu kaçırmak isteyenlere fırsat verme ya Rabbi!

Allahım! İmanımızı söndürtme, bayrağımızı indirtme, ezanımızı dindirtme, vatanımızı böldürtme, birliğimizi-dirliğimizi, huzurumuzu bozdurtma. Bizi ben-sen, biz-siz diye birbirimize düşürtme. Düşürmek isteyenlere de fırsat verme ya Rabbi.

Allahım! Bizlere, Allah ve Peygamber tanıyan, kalbinde Allah korkusu taşıyan, vatana ve milletine hizmet aşkıyla yanıp tutuşan, ana baba duası almayı şerefli bir vazife sayan; gözler nuru, gönüller süruru, hayırlı nesiller yetiştirmeyi nasip eyle!

 Bizler de anne babalarımıza karşı hayırlı evlatlar olabilmeyi nasip eyle yarabbi.

Allahım! Senin, İslam’ın, Kuranın ve bizim düşmanlarımızı sana havale ediyoruz.

Allahım! Bize düşmanlık etmiş olanları, hala ediyor olanları ve edecekleri sana havale ediyoruz.

 Ey Rabbimiz! Ancak sana dayandık, içtenlikle yalnız sana yöneldik. Dönüşte ancak sanadır.

 Ey Rabbimiz! Bizi inkâr edenlerin zulmüne uğratma. Bizi bağışla. Ey Rabbimiz şüphesiz sen mutlak güç sahibisin, hüküm ve hikmet sahibisin.

Ey Rabbimiz! Bizi ve bizden önce gelip imanlı kardeşlerimizi bağışla. Kalplerimizde iman edenlere karşı hiçbir kin bırakma!

Ey Rabbimiz! Şüphesiz ki sen çok şefkatli, çok merhametlisin.

 Ya Rabbi! Bütün Şehit ve gazilerimizin ruhlarını şad et. Ya Rabbi! Dua sendedir; o duanın kabul ve icabeti de senden Ya Rabbi! Dua ve yakarışımızda sana layık olmayan sözleri söyleyip hatalarda bulunmuş isek, o kelimeleri sen ıslah et ve kabul buyur. Çünkü sözlerin hâkim ve sultanı sensin. ÂMİN!

BOMBA SIRTI VAKASI

Çanakkale Savaşı’nı kazandıran yüksek ruhun örneği destanlaşan alaylarımızla bu sırtlarda sergileniyordu. 27. Alay, 57. Alay ve diğerleri…

“Size Bomba sırtı Vakasını anlatmadan geçemeyeceğim. Karşılıklı siperler arasındaki mesafe sekiz metre, yani ölüm muhakkak. Birinci siperdekiler, hiçbiri kurtulmamacasına kâmilen düşüyor, ikincidekiler onların yerine gidiyor. Fakat ne kadar şayan-ı gıpta bir itidal ve tevekkülle, biliyor musunuz? Öleni görüyor, üç dakikaya kadar öleceğini biliyor. Hiç ufak bir fütur bile göstermiyor. Sarsılmak yok. Okuma bilenler, ellerinde KUR’AN-I KERİM, cennete girmeye hazırlanıyorlar. Bilmeyenler kelime-i şahadet getirerek yürüyorlar. Bu, Türk askerlerindeki ruh kuvvetini gösteren şayan-ı hayran ve tebrik bir misaldir. Emin olmalısınız ki, Çanakkale Savaşı’nı kazandıran bu yüksek ruhtur.”

57. Alay ASKERLERİ BAŞKA BİR AŞKLA ÇARPIŞMIŞLARDI. Askerler Şahadet mertebesine varmak hissiyatıyla dolu idi. Cennete kavuşacaklarına iman etmişlerdi. Muharebeden sonra arazi üzerinde şuraya buraya bırakılmış çamaşırlara tesadüf ediliyordu. Bu çamaşırlar şehit olunca temiz elbise ile Cennete kavuşmayı düşünen dindar kahramanların attıkları eski, kirli çamaşırlardı. Yerine temiz çamaşırları giymişlerdi. Böyle bir asker şehit oluncaya kadar gazidir.

Düşmanı önüne katar, şiddetli hücumuna süngüsüne düşman dayanmaz. Bu yüce hatıra askeri tarih ve millimizi süsleyen sayılı vakalardan biri olmaya ve daima takdir edilmeğe değerdir. İşte bugünde öyle oldu. Dünyanın en çevik, en nişancı ve en sporcu insanlarını yüz geri etmiş, gemilerine sığınmaya mecbur etmişti. Hakikaten Arı burnuna çıkan düşman kuvvetleri bu gün tekrar gemilerine binmeğe karar vermek üzere idiler. Fakat yukarıda gösterildi ki müthiş bir donanma ateşlerine karşı bire üç nispetinde üstün düşmanla çarpışılmıştı. Bu iki alayın(27. ve 57.) maddi kuvveti düşmanı büsbütün denize atmaya yeterli gelmedi.57. Alay askerlerinin manevi kuvveti, Alay komutanı Binbaşı Avni beyin ve diğer subayların bu hususta muharebeden önce fazlasıyla meşgul olmalarıyla had safhaya getirilmişti. Alay Eceabat’ta Çamburnu meydanlıklarında sık sık mevlidi şerif okutur, dualar okunur, asker ve subayların kalplerindeki iman nuru ateş saçardı. Bu askerler 25 Nisan günü Avustralyalıların ilk hamlede Kocaçimen, Conkbayırı, Sancaktepe, Kavaktepe hattını tutmaktan ibaret olan planlarını akıbete uğratırken Düztepe’den itibaren Cesaret tepesine kadar olan sahayı adeta birbiriyle temas eden cesetler içinde bırakmıştı

MİNAREDEN EZAN KESİLECEKSE

Bilecik istasyonunda oğlu Hüseyin’i askere uğurlayan Anne oğlunu son bir kez daha kokluyor ve şöyle diyordu evladına.

HÜSEYİN… Dayın Şıpkada, baban Dömekede, ağaların sekiz ay evvel ÇANAKKALEDE yatıyor. Bak son yongam sensin! Minarelerden EZAN sesi kesilecekse, CAMİNİN kandilleri körlenecekse sütlerim haram olsun.

Öl de köye dönme. Yolun şıpkaya uğrarsa dayının ruhuna FATİHA okumayı unutma. Haydi, oğul yolun açık olsun. (körfez ders broşür) kaynak İbn Refik

MANEVİYATTIR.

Tekmil tarih-i harb (Harb tarihi) gibi bu seferde gösterdi ki harb de asıl insandır ve bunun bilhassa MANEVİYATIDIR… Bunun aksini kabul etmek ÇANAKKALE müdafaasının cinnet olduğuna hükmetmekle müsavidir. Osmanlı devletinin ÇANAKKALE MUHAREBESİ resmi tarihçisi, Erkan-ı harbiye muallimlerinden Binbaşı Mehmet Nihat .

8.ALAY İMAMLARININ PEYGAMBER EFENDİMİZDEN UYARLADIKLARI HÜCUM DUASI

Ey Allahım, senden ahdini, vaat ettiğin yenme yardımını dilerim. Ya Rabb, sen olmasaydın biz doğru yolu bulamazdık; sadaka veremez, namaz kılamazdık. Bize güç ver. Düşman ile karşılaştığımız zaman bizim dayanma gücümüzü arttır. Çünkü düşman bize zulüm etti. Üzerimize geldi. Fitne verince biz ondan çekindik. Ey Kuranı indiren Allah, ey hesabı çabuk olan Allah, bu düşman topluluğunu yok et. Ey Allahım düşmanı kır. Düşmanları yerinden oynat. Bizim karşımızda duramasınlar. Biz senin kullarınız. Onlarda senin kullarındır. Bizde senin elindeyiz, onlarda senin elindedir. EY ALLAHIM DÜŞMANLARI KAHREYLE VE BİZİ MUZAFFER KIL. (Ülker, M. Birol Asker imamlar)

EZAN SESİ

Yatsı vakti… Türküler, bağlamalar hep sustu Ezan sesi, ruhları vecd içinde sarıyordu. Şarapneller dağılan ufuklardan, Türk Ordusu karanlıkta Allah’ına giden yolu arıyordu.

Ta uzakta ufuklarda öpüştü seher

Gür bir seda dalgalandı seherden evvel

“Duaların zamanıdır, namaza asker

Niyazına vecd içinde Allah’a yüksel.

Hakkı Süha HARP MECMUASI

YAŞLI BİRHOCA ALAYIN ORTASINDA

İmanın, inancın Çanakkale Savaşı’nın kazanılmasındaki katkısına bir örnek:

“Allah’tan yardım ve yakın bir fetih. Müminleri bunlarla müjdele.

Ayet-i Kerime, saff.13.AYET

3 Teşrin-i Evvel 1331 (16 Ekim 1915) günü fırka kumandanı emri ile alay içtima ettirildi. Harbiye Nezareti’nden hususi surette vazifelendirilen yaşlı bir hoca alayın ortasına gelerek 61. alaya hitaben ateşli bir vaaz irat etti. Vaazına şöyle başladı:

“61. alay hoş geldiniz. Necip Türk Milleti! Fatih’in torunları! Yavuz’un çocukları! Sizler, kabına sığamayan bir Arslan kükreyişi ile şu mukaddes vazifeye koştunuz. Gazanız mübarek olsun. Şu anda üzerinize çok mukaddes ve ulvi bir vazife almış bulunuyorsunuz. Ecdadımızın kanıyla yoğrulan şu mübarek vatan topraklarına göz diken hain ve alçak düşmanlara, damarlarınızda ecdadımızın kanının çağladığını göstermek için geldiniz. Sizden evvel bu mukaddes cihada iştirak eden ve bu mukaddes cihadın mutlak bir farz olduğuna iman eden arkadaşlarınız cesaret, şecaat ve kahramanlıklarını hain düşmana tanıttılar. Kahir düşmanı süngüleri ile denizin kenarına kadar sürdüler. İşte evlatlarım sizlere de burada ufacık bir vazife kaldı. O da Allah’ın inayetiyle hunhar düşmanı denize dökmekten ibarettir. Düşmanın zırhlısı varsa bizim de Allah’ımız var. Damarlarımızda Türk kanı ve göğsümüzde de sarsılmaz imanımız var. Sizlere emanet edilen bu mukaddes vazifeyi başaracağınıza kalbimdeki imanım gibi inanıyorum. Allah yardımcınız olsun evlatlarım” Dedi ve içtimaya son verildi.

Bunu müteakip Harbiye Nezareti tarafından gönderilen En’am-ı şerifler, çakmaklar ve sair hediyeler askere dağıtıldı. Çakmakların üzerinde “Nasrun minallah ve fethun karib” ayet-i kerimesi yazılıydı. Bu meyanda bir En’am-ı şerif de bana verildi. En’am-ı şerif yeşil bir kap içerisindeydi. Bir tarafında “1331 Muharebesi” diğer tarafında “Gazi arkadaşlarıma, başkumandan Vekili Enver” yazılı bulunan bu dini hatıranın manen kıymeti çok yüksekti. Bu nutuk ve dağıtma faslı bittikten sonra içtimaya son verildi. Karargâhımıza geldik.

Çanakkale Gazisi İbrahim Arıkan

.SEYİD ONBAŞININ   KOMUTANI  YÜZBAŞI     MEHMET HİLMİNİN HATIRALARINDAN

Önce onları manevi açıdan hazırlamam gerekiyordu. 18 Mart 1915 öncesi vatan uğrunda şehit olmak için yemin ediyorlardı.

Bütün erlerde savaş için büyük bir istek vardı. Bu hali sürdürmek gerekiyordu. Daha evvel de bildirdiğim gibi bölükte namaz kılmayan hiç kimse yoktu. Devamlı telkinlerim neticesi olarak dini hisleri olgunlaşmıştı. Manevi güçlerinin sarsılmaz bir duruma gelmesi ise, ancak hakiki din adamlarına dayanarak, Allah’ın istediği şeyleri yaparak olacağına kani olmuştum.

Aşağıda bahsettiğim şekilde uygulamaya koydum:

1-Bugünden itibaren daima abdestli bulunacak ve harbe abdestli olarak başlanacak.

2- Topların dolması için verilecek kumanda ile her toptan sağındaki bir er nöbete çıkacak. Bu suretle 4 er tarafından Ezan-ı Muhammedi okunarak 1. doldurma işi yapılacak.

3- Yeni gelen yedek subay adaylarının medreseden gelen kısmı kendilerine lüzum hâsıl oluncaya kadar yüksek sesle tekbir alacaklar. Bir kısmı da Kuran okuyacaktır. Vazifesini bitiren erler, onları kalben izleyecektir. Ateş aralarında ise bütün batarya sesli “tekbir”e katılacaktır.

YEMİN EDİYORLAR. TAAHHÜT EDERMİSİNİZ… EDERİRİZ

Düşmanın Boğaz’dan geçişiyle vatanımız ve İslamiyet alçalma derecesine düşecek, Boğaz’ın muhafazasında ise elde edilecek kazançlar, milletin şerefini kurtaracağı gibi bütün İslam âleminin kalplerinde hâsıl olacak minnettarlıktan dolayı vicdani ödül olacak, gazamız Allah ve Peygamber’imizi hoşnut edecektir. 



Buradaki yenilgi hiçbir savaştaki yenilgi ile kıyaslanmaz..
Bütün eratın gözlerinde şimşekler çakıyordu. Ülkenin dört bir yanından gelmiş çeşitli yaşlardaki civanmert delikanlılar, adeta tek vücut, tek yürek olmuş komutanlarını dinliyorlardı. Yüzbaşı Hilmi Bey sözlerine, çok iyi bildiği bir soru ile devam ediyordu:
Söylediğim şartlarda harp edeceğiz. Taahhüt eder misiniz?
- Ederiz!
- Öyleyse ahdımızı bir daha yeminle teyit edelim.
VASİYETİMDİR

“Düşman hatlarımızı geçtikten sonra ölürsem beni mezara koymayın. Etimi itler ve kuşlar çeke çeke yesinler. Fakat müdafaa hattımız bozulmadan şehit olursam, kefenim, lifim, sabunum çantamdadır. Beni buraya gömeceksiniz ve gelen nesiller, üzerine bir abide dikecekler.” (Şükrü Paşa Edirne Müdafi. (Savunucusu) http://www.canakkalesehitliklerirehberi.com/tr/canakkalede-maneviyat

ÇANAKKALE ŞEHİTLERİNE ŞİİRİ NASIL YAZILDI, MEHMET AKİF...

Zafer haberini aldığında teşkilatı Mahsusa görevlisi olarak Enver paşanın yakın dostu kuşçubaşı eşref ile birlikte MEDİNE yakınlarındaki El-Muazzam istasyonundadır MEHMET AKİF… Enver paşayla telefonla görüşen Eşref Bey, nice zamandır hep Çanakkale’yi hep merak eden, endişelenen ama umudunu hiç yitirmeyen MEHMET AKİF’E müjdeli haberi ulaştırır.

ÜSTAT! AZİZ ÜSTAT! Şimdi size hayatınızın en büyük müjdesini vereceğim. Bana bu mutluluğu bahşeden Cenâb-ı Hakka nasıl şükredeceğimi bilemiyorum. ÇANAKKALEDE muzaffer olduk! Muhteşem bir zafer kazandık. Şu anda bütün memleket bu zafer sevinciyle bayram yapıyor. Sizin dualarınız kabul oldu.(Fahrettin paşanın Medine müdafaası) F. Kandemir.

Hıçkıra hıçkıra ağlayarak arkadaşının boynuna sarılır şair… Vecd içindedir. Dili tutulmuştur adeta… İMANLA KAZANILAN ZAFERİN ÇANAKKALE ŞİİRİ o gece doğar M. Akif’in kalbinde. Ve sonrasında da mısralar yazıya dökülür tek tek…

…Sen ki İslam’ı kuşatmış boğuyorken hüsran, O demir çemberi, göğsünde kırıp parçaladın… http://www.canakkalesehitliklerirehberi.com/tr/canakkalede-maneviyat





















             

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder