BİLÂL B. RABÂH (RADIYALLÂH-Ü ‘ANH)
AYAK
SESLERİNİN CENNET’TE DUYULMASINI SAĞLAYAN AMELİ
1- Gusül Abdesti veya Namaz Abdesti aldı (su yoksa Teyemmüm alınır),
2- İki rek'ât Nâfile Namaz kıldı,
3- Her Ezân-ı Muhammedî-den sonra iki Rek'ât Nâfile namaz kıldı...
İşte bu iki amel...
عَنْ أَب۪ى هُرَيْرَةَ
رَضِيَ اللّٰهُ عَنْهُ قَالَ: قَالَ رَسُولُ اللّٰهِ ﷺ: "يَا
بِلَالُ حَدِّثَن۪ى بَأَرْجٰى عَمَلٍ عَمِلْتَهُ فِي الْاِسْلَامِ مَنْفَعَةً
عِنْدَكَ فَإِنّ۪ى سَمِعْتُ اللَّيْلَةَ خَشْفَ نَعْلَيْكَ بَيْنَ يَدَيَّ فِي
الْجَنَّةِ. فَقَالَ: مَا عَمِلْتُ فِي الْاِسْلَامِ عَمَلًا أَرْجٰى عِنْد۪ى
مَنْفَعَةً مِنْ أَنّ۪ي لَا أَتَطَهَّرُ طُهُورًا تَامًا ف۪ي سَاعَةٍ مِنْ لَيْلٍ
أَوْ نَهَارٍ إِلَّا صَلَّيْتُ بِذٰلِكَ الطُّهُورِ مَا كُتِبَ ل۪ي أَنْ أُصَلّ۪ي." أخرجه الشيخان .
Hz. Ebu Hureyre (r.a.) anlatıyor: ---
"Rasûlüllâh (‘aleyhi’s-salât-ü ve selem) buyurdular ki:
--- "Ey Bilâl! İslâm (Dînini) kabûl ettiğinden beri işlediğin ve senin
çok menfaat ümîd ettiğin ameli bana söyler misin? Çünkü ben, bu gece (rüyâmda),[1] Cennet’te
ön tarafımda senin ayakkabılarının (nâlinlerinin) sesini işittim!"
Bilâl şu cevâbı verdi:
--- "Ben İslâm'da, nazarımda,
daha çok menfaat umduğum şu amelden başkasını işlemedim: Gece olsun gündüz
olsun tam bir temizlik yaptığım (abdest
aldığım) zaman, mutlakâ bana kılmam yazılan bir namaz kılarım."[2]
وَعَنْ بَر۪يدَة رَضِيَ اللّٰهُ عَنْهُ
قَالَ: قَالَ رَسُولُ اللّٰهِ ﷺ: " يَا بِلَالُ بِمَ سَبَقْتَن۪ى إِلَى الْجَنَّةِ؟ فَمَا دَخَلْتُ
الْجَنَّةَ قَطُّ إِلَّا سَمِعْتُ خَشْخَشَتَكَ أَمَام۪ى دَخَلْتُ الْبَارَحَةَ
الْجَنَّةَ فَسَمِعْتُ خَشْنَشَتَكَ أمَام۪ي، فَأَتَيْتُ عَلٰى قَصْرٍ مُرَبَّعٍ
مُشَرَّفٍ مِنْ ذَهَبٍ. فَقُلْتُ: لِمَنْ هٰذَا الْقَصْرُ؟ فَقَالُوا لِرَجُلٍ
مِنَ الْعَرَبِ؛ فَقُلْتُ: أَنَا عَرَبِىٌّ، لِمَنْ هٰذَا الْقَصْرُ؟ قَالُوا
لِرَجُلٍ مِنْ قُرَيْشٍ فَقُلْتُ: أَنَا مِنْ قُرَيْشٍ، لِمَنْ هٰذَا الْقَصْرُ؟
قَالُوا لِرَجُلٍ مِنْ أُمَّةِ مُحَمَّدٍ ﷺ
فَقُلْتُ: أَنَا مُحَمَّدٌ، لِمَنْ هٰذَا الْقَصْرُ؟ قَالُوا: لِعُمَرَ بْنِ الْخَطَّابِ رَضِيَ
اللّٰهُ عَنْه. فَقَالَ: يَا رَسُولَ اللّٰهِ! مَا أُذِّنْتُ قَطُّ إِلَّا
وَصَلَّيْتُ رَكْعَتَيْنِ، وَمَا أُحْدَثْتُ قَطُّ إِلَّا تَوَضَّأْتُ عِنْدَهُ،
وَرَأَيْتُ أَنَّ اللّٰهَ عَلىَّ
رَكْعَتَيْنِ. فَقَالَ رَسُولُ اللّٰهِ
ﷺ: بِهِمَا." أخرجه
الترمذي وصححه.
Hz. Büreyde (r.a.) anlatıyor: --- "Rasûlüllâh (‘aleyhi’s-salât-ü ve selem)
buyurdular ki:
--- "Ey Bilâl! Ne ile benden önce Cennet’e girdin?
Her ne zaman cennete girdiysem, her seferinde önümde senin hışırtını işittim.
Dün gece de cennete girmiştim, önümde (yine)
senin hışırtını duydum. Sonra altından şerefeler olan murabba’ (dörtlü) bir
köşke geldim.
--- "Bu köşk kimin?" diye sordum.
--- "Araplardan birinin!" dediler. Ben cevâben:
--- "Ama ben de bir Arabım, (benim olmadığına göre) bu köşk kimin?"
dedim. Bunun üzerine:
--- "Kureyş’den birinin!" dediler. Ben tekrar:
--- "Ben de bir Kureyş’liyim, bu köşk
kimin?" dedim. Bu sefer:
--- "Muhammed
ümmetinden birinin!" dediler.
Ben de:
--- "Muhammed benim, bu köşk kimin?"
dedim. Bunun üzerine:
--- "Ömer İbnü'l-Hattâb'ın" dediler, (r.a.)
Bunun üzerine Bilâl:
--- "Ya Rasûlellâh! Her Ezân
okuyuşumda iki rek'ât namaz kıldım. Her ne zaman hades vâki’ oldu ise derhâl
abdest tâzeledim ve Allâh'a iki rek’ât namaz kılmayı üzerimde borç gördüm" dedi.
Bilâl'in bu açıklaması üzerine (‘aleyhi’s-salât-ü ve selem):
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder