17 Haziran 2012 Pazar

SAKAL KESMENİN ZEMMİ VE SAKAL DUÂSI


SAKAL KESMENİN ZEMMİ--- SAKAL DUÂSI


Tıraş olan âhir zaman ümmeti


وَعَنْ أَب۪ى سَع۪يدٍ وَأَنَسٍ رَضِيَ اللّٰهُ عَنْهُمَا قَالَ: قَالَ رَسُولُ اللّٰهِ سَيَكُونُ ف۪ي أُمَّتِى اخْتِلَافٌ وَفُرْقَةٌ: قَوْمٌ يُحْسِنُونَ الْق۪يلَ وَيُس۪يئُو۫نَ الْفِعْلَ، يَقْرَأُو۫نَ الْقُراٰنَ لَايُجَاوِزُ تَرَاقِيَهُمْ، يَمْرُقُونَ مِنَ الدّ۪ينِ كَمَا يَمْرُقُ السَّهْمُ مِنَ الرَّمِيَّةِ. ثُمَّ لَايَرْجِعُونَ حَتّٰى يَرْتَدَّ عَلٰى فُوقِه۪. هُمْ شَرُّ الْخَلْقِ، طُوبٰى لِمَنْ قَتَلَهُمْ وَقَتَلُوهُ، يَدْعُونَ إِلٰى كِتَابِ اللّٰهِ وَلَيْسُوا مِنْهُ ف۪ي شَىْءٍ. مِنْ قَاتَلَهُمْ كَانَ أَوْلٰى بِاللّٰهِ مِنْهُمْ. قَالُوا: يَا رَسُولَ اللّٰهِ ! مَا س۪يمَاهُمْ قَالَ: التَّحْل۪يقُ.

أخرجه أبو داود، وللشيخين عن أبى سعيد نحوه.
Ebû Saîd ve Enes (r.anhümâ) anlatıyorlar: “Rasûlüllâh (aleyhi’s-salâtü ve’s-selâm) buyurdular ki:

“Ümmetimde ihtilâf ve ayrılıklar meydâna gelecek. (Onlardan) bir grup lafıyla güzel, ameliyle kötü olacak. Bunlar Kur’ân-ı Kerîm’i okuyacaklar, ancak köprücük kemiklerinden aşağı geçmeyecek. Bunlar, dînden tıpkı okun avı delip geçmesi gibi çıkarlar. Onlar, ok, kirişine dönmedikçe bir daha dîne geri gelmezler. Bunlar mahlûkâtın en şerîridir. Onları öldürene ve onlar tarafından öldürülene ne mutlu! Onlar insanları Kitâbüllâh’a çağırırlar, fakat Kitap’tan zerre kadar nasibleri yoktur.”

Yanında bulunan Ashâb:

“Ey Allâh’ın Rasûlü onların alâmeti nedir?” diye sordular,

“Tıraş olmak!” buyurdular.”[1]

 SAKAL DUÂSI


Ey kainatın yegane sâhibi hakikisi olan Ulu Allâh! Ya Hannanü Ya Mennan! Cümlemize Meded-ü İnayet ve Lutf-u Hidâyet eyleyüp, Tevfikat-ı Subhaniyesi’ne mazhar eyleye.

Sakal bırakan şu muhterem kardeşimizin (veyâ kardeşlerimizin) sakallarını mübarek eyleye. Daha nice sünnetleri icra ve ihya etmek bu kardeşimize ve cümlemize nasib-ü müyesser eyleye.

Cenab-ı Hak bu kardeşimizin dünyevi ve uhrevi cümle müşkilat- larını hall-ü asan eyleye.

Sakalın şerefini ve değerini koruyup sakala dil uzattıracak kötü amellere düşmekten muhafaza eyleye.

Kabe’ye  varıp O yüce makamlar da yüzünü gözünü Zemzem’le yıkayıp Sakalını Peygamberimiz’in Ravzası’nın eşiğine sürüpte nurlanmayı nasib-ü müyesser eyleye.

Rabbimiz, her türlü murad ve dileklerini lütfiyle ihsan eyleye.

Vücûduna sıhhat, ömrüne bereket, rızkına genişlik, iki cihanda saadet ve selametler ihsan eyleye. Karada,denizde ve havada bulunan bütün Ümmeti Muhammed’e yardım eyleyüp cümlesini dareyn saadetine nail eyleye.


[1] Kütüb-i Sitte, 13/494. (Ebû Dâvud, Sünnet 31, (4765), Benzer bir rivâyeti Ebû Saîdi’l-Hudrî’den Sahîhayn kaydetmiştir. (Buhârî, Fezâilü’l-Kur’ân 36, Menâkıb 25, Edeb 95, İstitâbe 6, 7; Müslim, Zekât 143-148, (1064); Muvatta’, Kur’ân 10, (1, 204, 205); Nesâî, Zekât 79, (5, 87). Tahrîm 26, (7, 119).

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder